"ARKADAŞLAR FARKLI BİR AÇIDAN ANLATMAK İSTEDİM GÜZEL OLDU -TABİ BANA GÖRE- UMARIM SEVERSİNİZ... SİZLERİ SEVİYORUM :* YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN VOTE DAHİL..."
Merdivenlerden hızla inerken oda arkamdan geliyordu. Salonun kapısı açıktı ve kimse yoktu. Oraya dalıp koltukların üzerindeki yastıkları ona fırlatmaya başladım yastık kalmayınca üzerime gelmeye başladı. Burnumun dibinde bitince beni kucakladığı için bir çığlık kopardım bu aralar aklı 5 karış havada olduğu için beni yere bıraktı bende vampir hızımla kapıdan çıkarken Harry’ye tosladım.
Hayatımda hiç bu kadar sinirli gözüktüğünü hatırlamıyorum. İşte bu sefer ne olacak merak ederken James bana toslayınca bu sefer dengemi kuramayıp Harry’nin üstüne düştüm. Beni tutup hışımla geriye itti. Sendelesem de dengemi sağlamıştım. Harry gözlerini önce yanımda ki ultra yakışıklı James’e sonra bana dikti.
“Sizi daha önce uyardığımı hatırlıyorum Emily ve siz bu evin kurallarını biliyorsunuz” dediğinde içimi derin bir korku kapladı. Ben geri geri gidip James’in arkasına saklandım. Bu sırada merdivenlerden bir ses “Ne oluyor burada” dediğinde bu sesin sahibinin Louis olduğunu anladım.
Bize yaklaştı tam konuşacaktı ki 3. dünya savaşı çıkmış salonu gördü. Kaşları çatılıp bize dönünce ben “Toplayacaktık” dedim. Artık nasıl görünüyorsam Louis kahkaha attı. Ben bu hareket üzerine ne ara koluna sarıldığımı hatırlamadığım James’in kolunu daha çok sıkmıştım ki bir inleme sesi duydum. “İnan bana en az Andrew kadar güçlüsün lütfen kolumdaki toz olmuş kemiklerin iğleşmesi için rahat bırak” dediğinde bu sefer daha güçlü bir kahkahayla doldu ortalık. İçeriye bizimkiler tek tek girdiğinde herkes kahkaha atıyordu tabi Harry ve ben hariç.
Kolunu bırakıp başımı öne eğmiştim ve gözlerimden yaşlar boşanırken herkes sustu. Biri çenemden kavradı ve başımı kaldırdı. James gözlerimin içine bakarken “Seni seviyorum” dedi ve dudaklarıma yapıştı.
İlk başta ne yapacağımı bilmiyordum ama öyle ateşli öpüyordu ki daha fazla dayanamadım ve karşılık verdim. Karşılığımdan cesaret alıp bir elini enseme diğer elini belime indirip beni kendine öyle bir çekti ki bende kollarımı boynuna dolayıp bacaklarımı beline sardım.
O an işte benim için zaman durmuştu. Her şeyi unutup kendimi ona teslim etmiştim. Artık ağlamıyordum fakat o kadar ateşli öpüyordum ki sadece onu istiyordum. Dakikalardır öpüşüyorduk ta ki Harry öksürene kadar.
Dudaklarımızı ayırsak ta hala kucağındaydım. İlk söze girende James oldu “Şimdi uyku vakti yarın sabah erken kalkacaksın” dediğinde başımla onayladım. Kafamı onun omzuna yaslayıp merdivenlerden beni çıkarmasını izledim.
Onun odasındaki yatağa beni yatırdı “Ben salonu toplayacağım sen şimdi uyu ben birazdan gelirim” dedi ve beni öpüp çıktı. Neden bilmem ama o ne derse onu yapıyordum. Gözlerimi kapattım…
-JAMES-
Merdivenlerden aşağıya inerken onu takip ettim. Salona daldığında bende onu taklit edip daldım fakat yastıkları yüzüme yemem bir oldu. Yastıkları bitince üzerine yürümeye başladım tam burnunun dibinde bitip kucakladım fakat çığlık atınca ne yapacağımı şaşırıp yere bıraktım ve kurnaz tilki bundan yararlanıp salondan çıktı.
Kendime gelince bende odadan çıkmıştım ki Emily’e tosladım o da dengesini kaybedip Harry’nin üstüne düştü tabi ondan hiç beklemediğim bir hareketle Emily’i itince bizim cesur yürek oldu hacı yatmaz. Dengesini sağlayınca yanıma geçti. Harry önce bana sonra yanımdaki korkak kıza bakmıştı;
“Sizi daha önce uyardığımı hatırlıyorum Emily ve siz bu evin kurallarını biliyorsunuz” dediğinde umursamazca omuz silktim fakat Emily korkmuş gibi arkama geçti ve koluma sarıldı belki gerçekten korkuyordu ama neden? Bu sırada arkamızdan bir ses “Ne oluyor burada” dediğinde bu sesin sahibinin Louis olduğunu anladım.
Bize yaklaştı tam konuşacaktı ki savaş alanına dönmüş salonu gördü. Kaşları çatılıp bize dönünce ben “Toplayacaktık” dedi Emily endişeyle. O kadar masum ve korkmuş görünüyordu ki bu haliyle yavru kedilere benziyordu benim gibi düşünen Louis kahkaha attı. Sarılmış olduğu kolumu öyle bir sıkmıştı ki azımdan küçük bir inilti çıktı “İnan bana en az Andrew kadar güçlüsün lütfen kolumdaki toz olmuş kemiklerin iğleşmesi için rahat bırak” dediğimde bu sefer daha güçlü bir kahkahayla doldu ortalık. İçeriye bizimkiler tek tek girdiğinde herkes kahkaha atıyordu tabi Harry ve Emily hariç.
Kolumu bıraktı ve başını öne eydi. Göz yaşları yanaklarından bir şelale gibi süzülürken herkes sustu. Birden canım yandı ama kimse bana kuvvet uygulamıyordu veya bir cisim tek hissettiğim acı sol tarafımdaydı. Çenesinden tutup gözlerime bakmaya zorladım. Gözleri kızarmıştı ve buda sol yanımı daha fazla sızlattı. Gözlerine daha derin bir tutkuyla bakıp “Seni seviyorum” dedim ve dudaklarına yapıştım.
Öyle şehvetle ve tutkuyla öpmeme rağmen birkaç saniye karşılık vermedi fakat daha sonra dudaklarını aralayıp karşılık verdi. Karşılık vermesinden cesaret alıp bir elimi ensesine diğer elimi beline indirdim ve onu kendime çektim. Kollarını boynuma doladı ve bacaklarını belime sardı. Etrafımızı tutku sarmıştı adeta.
Kısacık dakikalar bana bir asır gibi gelirken Harry boğazını temizleyince dudaklarımızı ayırdık ama hala kucağımdaydı ve indirmeye niyetimde yoktu ve artık ağlamıyordu. İlk söze başlayan ben oldum “Şimdi uyku vakti yarın sabah erken kalkacaksın” dediğimde başıyla onayladı. O an kıpkırmızı olduğunu gördüm fakat onun bundan haberi olduğundan şüpheliydim. Kafasını omzuma dayarken onu merdivenlerden çıkardım.
Kendi odamın kapısını açıp yatağa yatırdım. “Ben salonu toplayacağım sen şimdi uyu ben birazdan gelirim” dedim ve onu öpüp odadan çıktım.
Aşağıya indiğimde darmadağın olmuş salona yerleşmiş ev halkını gördüm. Kanepelerden birine bende çöktüm ve diyeceklerini beklemeye başladım. Söze Harry başladı “Bu ne rezalet ya siz ne yapıyorsunuz okulda da mı bunu yapa…” daha sözünü tamamlamadan Louis araya girdi “Bu kadar yüklenme onlar genç” dediğinde Harry yerinden kalkıp odayı terk etti ve peşinden diğerleri. Odada tek başıma kalana kadar başım eğik sessizce oturdum.
Lanet olsun bir şey anlamıyorlar. Onunlayken sanki başka bir evrendeymişim gibi hissediyorum. Bana beni sunan bir insan –tamam artık vampir- birisi hayatımı alt üst etti. O kendinden emin korkulan adam yerine romantik bir çocuk gelmişti ama bundan zerre kadar pişman değildim. Onu seviyorum ve sevmeye devam edeceğim.
Bunları düşünürken yarattığımız savaşın arta kalan izlerini temizliyordum. Yastıkları tek tek kabartıp yerine koydum. Toplanmış ayı kürkünü de düzelttim. Her zaman koltuğun üzerinde duran pikeyi tekrar yerine yerleştirirken gözüme koltuğun altına sıkışmış bir tane pofuduk gördüm onu yerden alırken gözüm diğerini aradı. Oda konsolun yanındaydı. Onu da alıp tekli koltuğa çöktüm.
Kim bilir o an panikle ne yaptığından bihaberdi. Onlara bakarken farkında olmadan gülümsedim. Ve anılar tekrar gözümde canlandı. Telaşla fırlattığı yastıklar, kucağımdaki panikle attığı çığlık, Harry’den korkup bana sığınması, o tutku dolu öpücükler… hepsi beyninin en güzel anlarının olduğu yerleri işgal ediyordu.
Aslında o rası bom boştu taki o hayatına girene kadar. Daha önce hiç mutlu olmamıştı ailesini öldüren o adam yüzünden yalnız kalmıştı her ne kadar Andrew, Ken, Benjamin, Louis, Harry ve kızlar ne kadar ona yardımcı olup destek verseler de hiçbir zaman mutlu olmamıştı.
Taki o küçük kızı görene kadar. Okuldaki ilk gününde büyük bir belaya bulaşmıştı. Bu düşünce tebessüm ettirdi ve o günü tekrar anımsadı. Hiç korkmadan gözlerini ona dikişi, o yanından geçerken değişen kalp ritmi hepsi hafızasındaydı. Hatta Andrew’in onu tehtit edişi bile ama küçük cadı alta kalır mı hemen cevabı yapıştırmıştı.
O an aklıma gelince kahkaha attım bizim başkanımız olan Andrew bir kız tarafından kapak edilmişti bunu düşününce kahkaham arttı. Tam bu sırada neşem yerindeyken odaya o girdi. Ailemin katili. Annemi, babamı, küçük kız kardeşimi ve büyük babamı öldüren o adam. Bana bu zehri verip hayatımı karartan, beni yaşayan ölüye çeviren o adam. NİCK…
"ARKADAŞLAR FİKRİNİZİ MERAKLA BEKLİYORUM :) HEM ARTIK BABAMDAN KAÇARKEN EMRE'YE TUTULDUM ADLI ROMANIM OLMADIĞI İÇİN DAHA SIK GELİCEK. O ROMANIMI BİTİRİP BASTIRACAĞIM :D O DAHA FARKLI OLUCAK DAHA FAZLA AYRINTILI VE TUTKULU :)"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BENİ ÇAĞIRDI
VampireAşkı kendi içinde keşveden ve bu aşk yüzünden acıyla kıvranan bir kızın hikayesi. Kanınızın damarlarınızdan çekildiğini hissedeceksiniz...