BÖLÜM20:BU GECE ÖLME

227 20 17
                                    

"ARKADAŞLAR SELAM! EMİLY VE JAMES'E JAMİLY DEMEYE KARAR VERDİM :D BU ARADA NORMALDE SÖZ YAŞI GELECEKTİ AMA DAYANAMADIM BUNU YAZDIM AMA BU GÜN YAZACAĞIM ONUDA :D YANDAKİ YENİ KARAKTERİMİZ VE ŞARKIYI DİNLEYİN JAMES SÖYLEMEYE BAŞLIYOR DEDİĞİMDE SİZDE BAŞLAYIN :D HEPİNİZİ SEVİYORUM YORUM VE VOTE ÇOK OLURSA 2 GÜN SONRA YB GELEBİLİR :D"

*SATANAM OPUM=ŞEYTANIN MALI

**SATAN=ŞEYTAN

**********************************************************************************

Ona bakarken olan fotoğrafı ters çevirdim ve masadaki kalemlerden birini alıp duygularımı yazmaya başladım;

Söze nasıl başlarım bilemiyorum ama yazıyorum işte. Seni üzmek istemiyorum ve senin mutlu olmanı çok istiyorum. Aileni çok sevdiğini biliyordum ve içimdeki o vicdan azabıyla yaşayamazdım o yüzden gidiyorum. Beni unutma olur mu? Seni çok seviyorum.

Yazdığım bazı yerlere göz yaşım dökülmüştü. Yerimden kalkıp Nick'e döndüm "Bavulu al bari de gidelim" masadaki diğer fotoğrafı alıp sutyenimin askısına sıkıştırıp odadan çıktık. Arka kapıdan çıkıp o gün ki çardağa gittik. Çardak da ki masaya elini kesip kanla birkaç şekil çizip bekledi. Çok geçmedi ki hemen o çizdiği yerlerden ışık çıkmaya başladı. Önce bavulu atıp sonra beni fırlattı. En son kendisi atladı...

**********************************************************************************

Gözlerimi açtığımda bir odadaydım. Taş duvarlara bakılırsa tarihi bir yer gibi duruyordu. Yatağım yatak o kadar rahatsızdı ki belime ağrılar saplanıyordu. Yatakta oturur pozisyona geçtiğimde odaya birileri girdi. Adamın giyinişi çok farklıydı. Ardından Nick içeri girdi. Adam bana bakarak "Bu işin karşılığını alacaksın şimdi kızı hazırla ve yanıma gönder" diyerek odadan çıktı. Bakışlarımı Nice'e çevirip "James'in ailesi geri döndü mü?" bana yan bir bakış atıp gülerken "Çok safsın biliyorsun değil mi? Hadi kalk Satanam Opum*", kaşlarım çatılarak "Ne demek bu?" sorumu yanıtlamadı. Suratıma daha önce hiç görmediğim kırmızı bir elbise fırlatıp odadan geldiği gibi çıktı.

Kırmızı, hiçbir dekoltesi olmayan, dizlerimin bir karış altında biten, uzun kollu bir elbiseydi. Kahveye çalan saçlarımı elbisenin belindeki kurdele ile atkuyruğu yaptım. Ayakkabılarım ortalıkta yoktu. Göğsümün üzerindeki fotoğrafı kontrol edip odadan çıktım.

Nice beni kapının önünde bekliyordu "Ayakkabılarımla eşyalarım nerede" hiçbir şey demedi. Uzun koridorda yürüyüp durduk. Oradan sağa, buradan sola diyerek kaç kez döndük bilmiyorum. Burası labirent gibiydi. Ahşap işlemeli kapının önüne gelince durduk. Kapı kendi kendine açılınca ürkmedim değil. Eliyle geçmemi işaret edince ilk ben geçtim içeriye.

Kaç kişilik olduğunu sayamadığım masa, en az 50 metre uzunluğundaydı, en sonunda uyandığım da ki odaya Nice ile giren adam olduğunu gördüm. Bir şeyler yiyordu. Yanına yaklaştım ve ayakta dikilmeye başladım. Ağzını peçeteyle silip bana dönmüştü en sonunda. Gözleri her hareketimi incelerken yerinden kalktı ve yürümeye başladı "Beni takip et" onunla giderken Nick'e baktım oda geliyordu. Ben adamın geçtiği kapıdan geçip kocaman balkona çıktım. Nick tam girmişti ki "Seni çağırmadım" diyerek oradan kovdu.

Korkudan mı yoksa soğuktan mı bilmiyorum ama titriyordum. "Yanıma gel" dediğinde ona yaklaştım. Yanına geldiğimde ilk sorumu sordum "James'in ailesi oraya vardı mı", güldü "Evet" dedi. Derin bir nefes alarak "Peki beni niye istedin", "Zamanla göreceksin ama ilk önce yardımcım olarak işe başlayabilirisin" demişti. Kendimi kötü hissettim. Her ne kadar ailemle aram iyi olmasa da James ile tanıştıktan sonra bile hiç iş yapmamıştım. Şimdi nasıl yapacaktım ki? Ama olsun James mutlu ya gerisi boş. Bende onun baktığı gibi uzağa bakıyordum burası da neresi merak ederken "Sen kimsin" hırıltı şeklinde tek heceli bir kahkaha yükseldi "Satan**" dedi.

AŞK BENİ ÇAĞIRDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin