10. Bölüm

14 4 0
                                    


Duyduklarım beynime hançer gibi saplanmıştı. Sadece üç gün içinde öğrendiğim bunca şey benim katlanabileceğim türden değildi. Ama katlanmak zorundaydım.

"Ne? "diyebildim sadece.

Tekrar bahçeye bakmaya başladı.

"Engin babamı öldürdükten sonra yurt dışına gitmiş. Ailesi oradaydı. Oğlu, Özgür. Aradan yıllar geçti. Hukuk fakültesinde son senem. Ezgiyle 3 senedir görüşmüyorduk o zamanlar. Halamlarla yurt dışında yaşıyordu. Özgür o zamanlar lisede. Bir grup liseli buluşmuşlar, baya içmişler, oraya buraya saldırmışlar, kavga çıkarmışlar falan işte. Karakoldalardı. Staj yapıyordum ben de. Sorguyu izlemem için çağırmışlardı beni ve arkadaşlarımı. İzleme odasındaydık. Özgür de sorgu odasındaydı. Babasının kim olduğunu söyledi. Engin Algan. Adını duyar duymaz içimde yatan nefreti tekrar uyandırdım. Bir yandan sakin olmaya çalışıyorum, bir yandan odaya gireyim, 'Baban nerede lan? 'deyip Engini bulayım istiyordum. Özgürün babasının Engin olduğunu öğrendiler, direkt saldılar onu zaten. Makam önemliydi. Alganların oğlunu göz altına alamazdık. Tüm gücümü kaybettim. O Özgürü ilk görüşümdü. Ama asla son olmadı. Babası yurt dışındaymış hala o zamanlar. Özgür İstanbul'da Maçka Lisesinde okuyormuş."

Sonra bana döndü.

"Aynı lisedeydiniz değil mi?"dedi.

Kafamı salladım.

"Bir gün araba kazası yapmış Özgür. 17 yaşındayken. Ehliyetsiz, sarhoş bir şekilde araba kullanmış. Biliyor muydun?"

Hatırlıyordum.

"Evet. Bir ağaca çarpmıştı. Kolu kırılmıştı."

Alaycı bir şekilde güldü.

"Ağaca çarpmadı. Bir motorsikletliye çarptı. Hatalı olan oydu Bilge. Motorsikletli adam 3 gün yoğun bakımda yattı. Bizzat oradaydım. Motorsikletli adamın avukatına onlarca tehditler yapıldı. Bir mafyadan korkmakta haklıydı belki avukat. Davadan çekildi. Çekilmeseydi o zararlı çıkardı. Davanın üstünü örttüler. Özgürü akladılar. Babasının adıyla bir kez daha kurtulmuştu Özgür. Adam da yoğun bakımdan çıkınca ailesi de Engin Algan'ın kim olduğunu öğrenince sustular."

Derin bir nefes aldı. Elindeki cep saatini cebine koydu. Gözlerimin içine baktı.

"Enginin dostu olduğu kadar düşmanı da çok Bilge. Ben Haşimi Özgür mü öldürdü bir başkası mı henüz bilmiyorum. Deliller neyi gösteriyorsa ona göre hareket ettim. Ama eğer sen Özgüre inanıyorsan, Enginin bir düşmanının bu cinayeti işleyip suçu Özgüre atmasına da şaşırmam. Davadan çekilmeni istedim çünkü tehlikenin merkezindesin. Eğer dediğin gibi Haşim'i Özgür öldürmediyse ve sen davanın üzerine gitmeye devam edersen bu sefer seni davadan çekmek için neler yapabileceklerini biliyorum. Ama eğer davadan çekilirsen Engin uyandığında suçu adamlarından birine üstlendirip Özgürü zaten kurtarır. Onun bir avukata ihtiyacı yok. Tehlikedesin ve bunu istemiyorum. Daha gençsin. Mesleğinin başındasın. Belki de mesleğini bitirtir bu adamlar. Tanımıyorsun. Tanışmak da istemezsin. Senin yerinde olsam değil bu davayı, diğer tüm davaları bırakır buradan giderdim."

"Peki ya Engin Algan uyanmazsa?"

"Bir şey değişmez. Ha o üstlenmiş suçu ha da bir başkası."

"Masum biri suçu üstlenip hapis yatacak ve gerçek katil serbest olacak,öyle mi?"

"Evet. "dedi soğuk bakışları gözlerimdeyken.

"Ve bu son olmayacak. Enginin canını yakmak için Özgürü kullanacaklar."

"Şuan bile, hapiste...öldürülmeyeceğinin bir garantisi yok. "dedim sesim titreyerek.

"Tabii ki yok."

"Engin uyanana kadar ki uyanır mı bilinmez...Ya Özgürü öldürürlerse?"

"Yapacak bir şey yok."

"Poyraz...Yapma bunu. Enginden intikam almak istiyorsun anlıyorum. Ama Özgür masum. Özgür yaşamalı. Yaşamak zorunda. Vazifen adaleti sağlamak ve sen bunu kininle örtemezsin. İçten içe az önce söylediğim şeyin ihtimali seni sevindiriyor değil mi?"

"Ne duymak istiyorsun Bilge?"

"Düşündüğüm gibi biri olmadığını. Sen de belki bir gün baba olacaksın. Çocuğunla cezalandırıldığını düşün Poyraz. Ortada bir suçlu varsa o da Engin. Özgür masum."

Kafasını iki elinin arasına aldı. Bir süre sustu.

"Benim yapabileceğim hiçbir şeyim yok Bilge. "dedi.

"Var. "dedim destek olmak için elinden tutarken.

"Sen bana yardım et, ben de sana."

Kafasını kaldırdı.

"Nasıl?"

"Özgürü çıkarmama yardım et. Her şeye rağmen tüm tehditlere rağmen...Ben davadan çekilmeyeceğim. Bana yardım et. Gerçek katili bulalım. Ben de yıllardır yargıdan gizlenen olayı, Engin'e gereken cezayı verdirteyim. "

Bence bana inanmamıştı. Yani daha yeni mesleğe başlamış bir avukatın Engin Algan'ı yıllar önceki olaydan içeri attıracağına inanmıyordu .Ama inanmak istediğini biliyordum. Belki de buna ihtiyacı vardı.

"Tek bir şartla. "dedi.

"Dinliyorum."

"Tüm oluşabilecek tehlikelerde yanında olmama izin vereceksin."

"Bana uyar savcım. "dedim gülümseyerek.

O da gülümsedi.

"Sana güvenebilir miyim? "dedi.

"Bana güvenebilirsin. "dedim.

Aniden ayağa kalktı.

"E hadi o zaman. Gidelim. "dedi elini tutmam için uzatırken. Kalkmama yardım etti.

"Nereye?"

"Cezaevine .Özgür'ün yanına." dedi gülümseyerek.

Belki de yıllar sonra birine ilk defa güvenen Poyraz, kendisine tutunacak bir dal bulmuş olmanın verdiği umut ve babasının katilini içeri attıracağıma inanarak verdiği bu kararla, Özgürün masum olduğuna inanmış ve vicdanının kapısını aralamıştı. 

PELAS KAÇKINIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin