1. Bölüm

25 3 1
                                    

Gecenin üçünde,elimde son derece acı olan kahvemle, sokak lambalarının tül perdeden içeri giren ışıklarına kendimi kaptırmış, kulaklığımda çalan şarkının hangi şarkı olduğunun bile farkında olmadan oturuyorum. İstanbul bu aralar çok  yağmurlu. Yerlerde su birikintileri. Zifiri karanlık. Uyuma isteği, ancak asla uyuyamamak. İşte şimdi gözyaşlarımı serbest bırakabilirim. Saçmalama Bilge. Beste uyuyor. Uyandırma kızı. Yarın da finalleri başlıyor zaten. Zor uyudu. Ders çalışmaktan uykuya vakit bulamıyor ki. Keşke sen de birazcık kendini davalarına versen Bilge. Zira önünde duran dosyalar büyük bir dağ halinde sana bakıyor. Bence birazcık da olsa avukat olduğunu hatırla.

Hatırlamak mı? Hayatımda hiç birinin avukatı olmadım ben.24 yaşındayım, ancak daha hiç avukatlık yapmadım. İstanbul Barosuna zar zor kayıt oldum ancak önümde öyle iyi avukatlar vardı ki bana düşecek bir dava asla yoktu. Sağ olsun ama...Zerrin Hanım bir çocuğu eğlendirir gibi birkaç dava dosyasını elime tutuşturmuş eve gidince bir bak bakalım demişti. Biliyordu çünkü. Her davayı da alamazdım. Bazen diyorum. Hukuk asla sana uygun bir bölüm değildi Bilge.Hem de hiç.

Saat 03.16. Uyumayı mı denesem? Aynen Bilge. O kahveyi içtin. Kesin uyursun eminim. Evet evet. Ne zaman kahve içsem kusuyorum ayrıca. Bu da garip onlarca huyumdan biri. Kendime acı çektirmeyi seviyorum sanırım. Manyak mıyım neyim ya? Evet öylesin Bilge. Telefonumun ekranını açtım. Parlaklık
sonda olduğu için gözlerim inanılmaz kamaşmış,başıma anlık ağrılar girmişti. Parlaklığı kıstım. Bir çok mesaj vardı. Yanlış anlaşılmasın. Bankadan falan geliyor bu mesajlar. Çok arkadaşım yoktur benim.
Birkaç güzel insan dışında kimse yoktur. Yetiyorlar bana. Telefonumun ekranını kapattım. Gözlerimi kapattım. Göz kapaklarımdan içeri giren ışığa bakılacak olursa telefonumun ekranının kapanmadığını
fark ettim. Gözlerimi açar açmaz ise beni arayan o numarayı gördüm.

Ekrandaki yazıya baktım. Dikkatle baktım.

“ÖZGÜR”

Gece 3 Bilge. Gece 3 Özgür?

Telefonu açsana kızım.

Açtım.

Gelen ağlama sesi ile yerimden hızlıca kalktım.

“Özgür?”

“Bilge.” dedi hıçkırıkları arasında. Daha da telaşlanmıştım.

“Özgür noldu? Noluyor?”

“Bilge. Ben karakoldayım. Yanıma gel nolur.”dedi en çaresiz sesiyle.

Ne alakaydı?

“Geliyorum. Hangi karakoldasın? ”dedim çantamı ararken.Tabi bu sırada uykusundan uyanmış Beste gözlerini  kısmış, son derece uykulu bir şekilde kapıyı açmıştı.

“Noldu?” dedi.

“Beylikdüzü.” dedi.

Sesler birbirine karışmıştı.

“Tamam. Geliyorum. Sen sakin ol tamam mı?”

Ses gelmedi. Telefonu kapatmıştı. Beste’ye döndüm.

“Özgür...Karakoldaymış.”

“Ne? Sebep?”

“Ne bileyim.”

“Ben de geliyorum bekle.”

Üstüme geçirdiğim trençkotumu giydim çantamı aldım.Ellerim titreyerek anahtarı dolabın üstünden aldım. Kapıyı açamadığımı fark eden Beste,elimden hızlıca anahtarı aldı.

“Geç. ”dedi kapıyı aralayıp.

Korkuyordum.

Geceydi.Özgür.Korkuyordum.
        
                                            ~

Arabayı Beste kullanırken önümdeki karanlığa kendimi kaptırmıştım.Dalıp gitmişim.

Korkuyordum.

Çünkü Özgür korkuyordu. Kalbim çok hızlı atıyordu.Az önce içtiğim kahve midemi son derece bulandırıyordu. Arabanın ışığına odaklandım. Gözlerim kamaşmıştı. Bu saatte yolda olmayı hiç sevmiyorum. Karanlık ve arabanın garları birleşince benim başıma katlanılmaz bir ağrı giriyor. Ne diyorsun Bilge? Özgür karakolda.Farkında değil misin? Doğru. Sanırım 3 saniyeliğine neden yolda olduğumu unutmuştum. İşin ciddiyeti ise beni çok korkutuyordu. Zira bu hayattaki en değer verdiğiniz insanlardan biri gecenin bu saatinde karakolda olsa, nedenini henüz bilmeseniz ve ağlayarak sizi aradığını duysanız eminim siz de benim yaşadığım duygu karmaşasını yaşardınız. Tüm olumsuz  duyguları alın, harmanlayın ve işte karşınızda Bilge Sezen.

“Bilge?”

“Hıh? ”

“Daldın kızım. Geldik hadi.”

“Hı,hee”

Ellerim titriyordu.

Arabanın kapısını biraz sert kapattım.Yine en nefret ettiğim şey. Çok fazla ışık var. Mavi kırmızı polis arabası ışıklarından o kadar rahatsızdım ki Beste’nin koluna girip gözlerimi kapatıp karakola o şekilde girdim. Karakolun kapısının hemen önünde bulunan görevliye giderek Özgür’ü sordum.

“Özgür Algan?”

“Siz kimsiniz?”

“Avukat Bilge Sezen.”dedim kartımı göstererek

PELAS KAÇKINIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin