Sabah uyandığımda Beste sağa sola koşturarak valizini hazırlıyordu. Ve bunu yaparken son derece telaşlıydı.
"Noluyo ya?" dedim gözlerimi ovuştururken.
"Gidiyorum kızım, trene geç kalacağım şimdi."
"Hadi ya. "dedim.
Aniden yanıma geldi ve yatağıma oturdu.
"Bilge ya. Dün gece çok gariptin. İyisin değil mi şimdi?"
"Garip miydim? Astım krizi sonrası hep oluyor."
"Tamam da. Seni de böyle bırakmak bu istemiyorum."
Güldüm.
"Ya canım ciğerim. Git ablanın yanında ol. Beni düşünme. İlk kez olmadı biliyorsun zaten."
Gülümsedim. O da buruk bir şekilde gülümsedi.
"Savcının ne işi vardı yanında?"
Gözlerimi fal taşı gibi açtım. Saate baktım.12.38.
"Poyraz'ı aramam lazım. "dedim hızla yataktan kalkarken.
"Ben kime ne anlatıyorum ya? "dedi Beste. Poyraz'ın telefonu açmasını beklerken Beste'ye dönüp gülümsedim.
"Günaydın Avukat Hanım. "dedi Poyraz son derece neşeli bir sesle.
"Günaydın savcım. Hayırdır bir neşelisiniz falan."
"Aradın ya mutlu oldum ondandır."
"Yalan. "dedim gülümseyerek.
"Metin yanımda da. Bir şeye gülüyorduk."
"Hmmmm."dedim gülerek.
"Sen nasıl oldun?"
"Yeni uyandım. Şimdi iyiyim çok şükür Allah'a."
"Sevindim. Bugün gelecek misin adliyeye?"
"Gelirim ya, baroya gidemedim dün önce baroya giderim sonra adliyeye gelirim."
"Tamam, haber ver bana."
"Tamamdır. Ben şimdi kapatayım. Selam söyle Metin komisere de. "dedim gülerek.
"Tamam, söylerim. Görüşürüz. "dedi gülerken.
"Savcıyla konuşman bittiyse valizlerimi arabaya taşıma görevi senin olabilir."
Beste'ye döndüm. Yanındaki 3 valize baktım.
"Sen kaç gün kalacaksın İzmir'de."
"1 akşam."
"Yuh. Bütün bu valizler niye o zaman?"
"Ay Bilge. Nişanda giyeceğim, düğünde giyeceğim her şeyi koydum. Annem oradaki terziye verecek. Başka terziye güvenmiyormuş. Bir de İstanbul'dan bir şeyler istediler onlar işte."
"Hee tamam."
"Keşke sen de gelseydin değil mi? Yani Özgür bu halde olmasaydı... Hatta o bile gelirdi. Annenler özlemiştir seni hem."
"Ben de onları özledim."
"Senin için Firuze teyzeme ve Fırat amcama sımsıkı sarılacağım İnşallah."dedi yanıma gelip otururken.
"Sarıl tabii. Güzelce eğlenin."
Sonra Beste'nin vicdan azabı çeken yüz ifadesine baktım.
Sırtına vurdum.
"Aslanım benim."
Güldük.
Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.