MASKELİ KOMUTAN (YARI TEXTİNG). (DÜZENLENİYOR)

-8 BÖLÜM-

Herkese selam 👋🏻
Yeni bölüme hoşgeldiniz.
İyi bayramlar diliyorum💖 inşallah sevdiklerinizle geçirdiğiniz güzel bir bayram olur.❤️ sizleri seviyorum 🫶🏻
Umarım beğenirsiniz.
Oy ve yorum yapıp takip etmeyi de unutmayın.
TikTok: yabancibiryazar_
İyi okumalar❤️

——————————————————

-8 BÖLÜM-

"Baba şöyle ki." Başını omzuna yasladı. "Ne ki?" Özgür boğazını temizledi. Ne diyecektim ulan ben.
"Biz Özgürle önceden tanışıyoruz." Özgüre baktı. "Hayır hayır bakma öyle onun senin kızın olduğuna dair bir haberi yoktu. Aynı şekilde bende onun senin askerin olduğunu bilmiyordum," dedim hızlıca. "Siz çıkıyor musunuz?" Babamın çatık kaşlı sorusu Özgürle benim öksürmemi sağladı. "Alakası yok baba sadece arkadaşız," dedim öksürüklerimin arasından.

"Nasıl tanıştınız? Yani okuldan olamaz çünkü Özgür senin abin yaşında." Dudaklarımı birbirine bastırdım ve alttan Özgür'ü çimcikledim. Kısık sesle inleyip bana baktı ve ardından Babama döndü.  Hep ben mi konuşacağım? "Arya yanlışlıkla beni aramıştı ordan tanıştık," dedi kısıkça. "Arya neden seni yanlışlıkla arasın?"

"Babam yeter artık. Bir şekilde tanıştık işte, fakında mısınız bilmiyorum ama bugün benim doğum günüm." Durumu toparladıktan sonra artık o konuyu açmamıştık. Beraber yemek yedikten sonra yemek masasından kalkıp salona geçtik. Özgür yanıma oturduğunda babamın farketmemesi rahat bir nefes almama neden oldu. Babam ve annem bize yeni gelen komşularla konuşuyordu.

Tolga ve Tuana da aralarından su sızmıyordu resmen. "Maskemi geri ver." Kulağıma doğru fısıldamasıyla ona yandan bir bakış attım. "Hayır," diye fısıldadım. "Versene şunu." Başımı iki yana salladım. Onun sinirli bakışları eşliğinde odama çıktım ve maskesini çantamdan çıkardım. Odamın kapısı açıldığında maskeyi arkama sakladım.
"Ne yapıyorsun ya?" dedim çatık kaşlarla ona bakarken.

"Ver şunu."

"Yenisini al işte."

"Arya verir misin?"

"Hayır." Bana bir adım attı. "Vermiyor musun?" Başımı iki yana salladım. Bir kaç adım da önümde bitip elini arkama uzattı. Geri çekilip yatağıma çıktım. "Alabilirsen al," dedim elimde siyah maskesini sallarken. "Ben istersem onu çoktan almıştım." Güldüm. "Al işte." Yatağıma çıkıp kollarını belime dolayıp kendisine çekmesiyle kaçamamıştım bile. "Özgür salak mısın yanlış anlayacaklar." Güldü. "Eee yürek yemiştin demin ne oldu?"

Yüzüme daha çok eğildi ve elini arkama uzattı. "Ver şunu," dedi fısıldayarak. "Bilerek yapıyorsun dimi?" dedim. "Nasıl?" Daha da eğildi. "İstersen yenisini alarsın ama bana yakın durmak için yapıyorsun değil mi?" Kahkaha attığında elimle ağzını kapattım. "Şşş!" Elini belimden itip koşup kapıyı kilitledim. "Eğer bizi böyle görürse babam seni keser!"

Başını arkaya atarak kahkaha attığına yanına koştum ve tekrar elini dudaklarına kapattım. "Özgür yapma şunu!" dedim sertçe. Elimi tutup aşağıya indirdi. "Ver de gideyim." Durakladı. "Maskeyi kast ediyorum." Omzuna vurdum. "Başka neyi kast edebilirsin?" dedim sertçe. "Vermiyorım." Bende durakladım. "Maskeyi yani." Güldü. "Hem bir tane bu mu var? Başka masken yok mu?"

Yüzüme eğildi. "Var," dedi. "Ama belki senin dediğin gibi sana yakın olmak için istiyorumdur?" Nefesini yüzümde hissettiğimde gözlerimi kapatıp açtım. "Arya?" Babamın sesini duymamla yerimde sıçradım. Özgürü göğsünden ittim. "Ne yapacağız?" diye dudaklarımı oynattım. Gülerek geri çekildi ve pencereye çıktı. "Özgür düşeceksin!"