Bl.7

1K 69 56
                                    

Kasabada pazar sabahı sakin geçiyordu. Çoğu kişi evindeydi bugün. Kadınlar çamaşır yıkayıp, ekmek yaparken çocuklar annelerine ateş yakmak için yardım ediyordu. Kasabalının çoğunlukla bahçeli evleri vardı. Bahçelerde ekmek pişirmek için çamurdan yaptıkları fırınlar bulunuyordu.

Kasabanın erkekleri ise hayvanların günlük rutin bakımlarını yaptıktan sonra fazla bir işi olmuyordu. Günlerinin çoğunu kahvede oyun oynayarak yada sohbet ederek geçiriyorlardı. Konuştukları şeyler genelde ülkenin siyasi durumu oluyordu. Son zamanlarda artış gösteren sağ sol kavgaları kasabalının da sohbetlerinde sıkça konuştukları konunun başında geliyordu.

Kasabalı günlük yaşamına devam ederken, hayatında ilk defa aynı kişiyle ikinci kez sevişip birlikte olan Ali ise yine soluğu banyoda almıştı nefes nefese. Bu defa onu yalnız bırakmayan Özgür peşinden gitmişti banyoya. Onun beline sarılıp boynuna bir öpücük kondurarak "Yine ne oldu? Bunda pişman olacak bir şey yok Ali. Anla artık bunu. Bu nefes almak kadar normal bir şey. Şu an dünyanın her yerinde birileri, birileriyle birlikte oluyor. Bunu sadece yapan biz değiliz. Bizim gibi milyonlarca gay var bu dünyada. Biz utanacak bir şey yapmıyoruz. Sadece içimizden geldiği gibi yaşamak istiyoruz" dedi.

"İyiyim. Teşekkür ederim. Sadece seni daha yakından tanımaya ihtiyacım var sanırım" dedi Ali.

"Tamam o zaman bugün dereye giderken konuşmaya bol bol vaktimiz olur."

Şaşkın gözlerle bakarken "Dereye mi?" diye sordu.

Özgür "Unuttun mu? Hayvanların içtiği suyu tahlil yaptıracaktın. Bugün o işi hallederiz. Soran olursa da, sana kasabayı gezdirdiğimi söylerim" diyerek gülümsedi.

"Kim karışır ki bizim ne yaptığımıza?"

Başını sağa sola sallayan Özgür "Sen kasabalıyı tanımazsın tabi. Çok meraklılar ve de başkaları hakkında konuşmayı çok severler. Çok garip huyları var" dedi.

Ali korkuyla bakarken "Ya bizim birlikte olduğumuzu öğrenirlerse!" derken yutkundu.

Özgür ellerini saçlarından dolaştırıp dudaklarını yaklaştırırken "Merak etme buna izin vermem asla!" dedi. İki genç yeniden öpüşmeye başladılar banyonun içinde.

Banyo ve kahvaltı faslından sonra misafir evinden birlikte çıkmışlardı. Meydandan geçerken kahvede oturanlar "Gelin çay söyleyelim size" diyerek davet ettiler kahveye.

Bahçeye atılan masalardan birisine oturdu Ali ve Özgür. Adamlardan birisi "Yaptığınız iğneden sonra bizim hasta sığırların ateşi düştü. İştahı da yerine geldi. Maşallah sayenizde iyileşmeye başladı daha ilk günden. Sağ olasın hekim bey" dedi.

Sığır bakarak geçimini sağlayan diğer kasabalılar da aynı şekilde adama hak vererek teşekkür ettiler Ali'ye.

"Sakın iyileşiyor diye size getirdiğim ilaçları vermemezlik yapmayın! Dediğim gibi sabah ve akşam olmak üzere günde iki kere verin."

Başka biri "Merak etmeyin hekim bey. Siz artık vermeyi kesin diyene kadar ilaçlara devam edeceğiz. Yeter ki hayvanlar ölmesin. Öyle değil mi?" diye baktı kahvedekilere. Hepsi başlarını sallayarak tastiklediler arkadaşlarını.

O sırada birisi "O ilaçlar Allah'ın izniyle iyi geldikten sonra davarlar daha hasta olmazlar değil mi hekim bey?" sordu merakla.

"Henüz bunu söylemek için çok erken" diyerek sıktı dudaklarını Ali.

Arkalarda oturan bir adam"Hekim bey! Hayvanların Allah'ın izniyle iyişeceğine niye inanmıyorsun sen. Yoksa sende yanındaki öğretmen gibi misin?" dedi sinirle.

KASABA //BxB// Final Yaptı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin