Giriş

4K 153 105
                                    

Bacasından dumanlar savrulan Lokomotif, arka arkaya kısa ve tiz sirenler çalarak tren garına yaklaştığını bildirmişti yolculara. Gara gelip durduktan sonra kapıyı açıp merdivenlerden inen genç adam, trenden inen diğer yolcularla birlikte elindeki ahşap bavuluyla yürümeye başlamıştı. Ankara'dan yola çıktığında, onu garın önünde siyah bir otomobilin karşılayacağı bildirilmişti kendisine. Bu yüzden etrafa göz gezdirirken siyah bir otomobil aramaya koyulmuştu.

Sonunda biraz ileride siyah bir otomobil gördü. Otomobilin önünde orta yaşlı, hafif göbekli, kır saçlı, bıyıklı bir adam duruyordu. Bu belediyeye ait özel bir araçtı. "Büyük ihtimal bu araç olmalı!" diye mırıldanırken, aracın yanına doğru adımlarını hızlandırarak yürüdü.

Ardından tebessüm ederek "Merhaba efendim. Ben Ankara'dan geliyorum. Veterinerim. Adım Ali Bakırcılar. Sanırım beni bekliyorsunuz" diyerek elini uzattı.

"Hoşgeldiniz Ali Bey" diyerek otomobilin arka kapısını açtı. Genç koltuğa oturduktan sonra hızla şoför koltuğuna geçip kontağı çevirerek gaza bastı.

"Kusura bakmayın Ali Bey. Ben hekim deyince daha yaşlı birisi gelir diye ummuştum. O yüzden tanıyamadım sizi. Yeni mi mezun olduğunuz fakülteden?"

"Yeni sayılmaz dört sene oldu mezun olalı. Aslında pek gençte sayılmam birkaç ay sonra yirmi sekiz olacağım" diyerek gülümsedi Ali.

"Vallahi hiç göstermiyorsunuz yaşınızı maşallah. Peki evli misiniz Ali Bey?" diye sordu bu defa.

"Hayır değilim. Okul ve işlerden evlenmeye fırsat bulamadım henüz."

Arabayı kullanan adam gülümseyerek bakarken "Bizim buralarda gençleri yirmi demeden everirler. Her şeyde bir hayır vardır. Belki de kısmetiniz bizim köydedir" dedi.

"Aslında evliliği düşünmüyorum" diyerek gülümsedi genç adam.

Otomobil şehir merkezinden çıkmıştı. Kıvrılarak dağların arasında kaybolan iki şeritli yolda ilerlemeye devam ediyordu. Genç adam "Gideceğimiz kasaba şehir merkezine oldukça uzakmış. Ankara'da bana fazla mesafe olmadığını söylemişlerdi halbuki" dedi dudaklarını sıkarak.

Arabayı kullanan kişi "Bizim kasabanın adı Kuracık. Burasını hep Kuyucak'la karıştırıyorlar. Büyük ithimalle bu yüzden yanlış bilgi vermişler size Ali Bey" diyerek baktı ona.

"Sanırım öyle oldu. Afedersiniz siz adınızı söylemediniz."

"Özür dilerim. Benim adım Yaşar."

Ali gülümseyerek "Memnun oldum Yaşar Bey" dedi.

"Bana bey diye hitap edilmesinden hiç haz etmem delikanlı. Köyde bana Şoför Yaşar derler. Bazıları Yaşar Baba der. Sizde bana isterseniz abi deyin ama sakın ha bey demeyin" diyerek gülümsedi.

Ali "Peki Yaşar Abi. Nasıl istersen. Ama sende bana sadece adımla hitap et öyleyse" diyerek güldü.

Yol boyunca sohbetleri devam etmişti. Ali kasabayla ilgili bilgiler aldı adamdan. Buraya büyükbaş hayvanlarda aniden ortaya çıkan ve neredeyse bütün kasabaya yayılan salgın bir hastalık yüzünden tayin edilmişti.

Yaşar'da ona geldiği yerle ilgili sorular sordu. Daha sonra siyaset ve ülkenin durumunu konuştular. Ali adamın sohbetini çok sevmiş, seyahatleri sırasında hiç canı sıkılmamıştı.

İki saatlik yolculuğun sonunda nihayet varmışlardı. Ali tayini çıktığı kasabaya baktı dudaklarını sıkarak. Dağların arasında yeşillikler içinde, tek veya en fazla iki katlı çatılı evleri olan bir yerdi burası. "Güzel olmasına güzel ama şehirde doğup büyümüş biri için alışması oldukça zor gelecek bana!" diye mırıldandı kendi kendine.

KASABA //BxB// Final Yaptı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin