Zafer ve annesinin yaşadığı evden ayrılıp misafir evine doğru yürümeye başlamışlardı. Ali'yi kadının söyledikleri pek tatmin etmemişti. Özgür ise "Kadının söylediklerini duydun. Bir daha Yusuf'u şikayet etmeye kalkmazsın umarım" diye söyleniyordu kendi kendine.
"Dün Zafer'e söylediklerini sende duydun. Bence kadın ona fazla güveniyor. Bunu bilen Yusuf ise onu ayakta uyutuyor!"
Özgür "Neyse ne işte. Bırak neye inanmak istiyorsa ona inansın! Belli ki kadın kendisini, Yusuf sayesinde güvende hissediyor. Hem belki de Yusuf, sadece onu korkutmak için söylemiştir duyduğumuz şeyleri gerçekten. Olamaz mı?" diye sordu.
"Olabilir belki. Neyse kapatalım bu konuyu. Düşündükçe başım ağrıyor!"
Misafir evine gelmişlerdi ki telaşla koşarak yanlarına gelen bir çocuk "Abi beni Bekir emmi gönderdi. Hekim bey çabuk gelsin dedi!" derken nefes nefese konuşuyordu.
Ali merakla "Ne bu telaş? Şimdi sakin ol ve n'olduğunu anlat sakin bir şekilde!" diyerek sıktı çocuğun omzunu.
"İneğin suyu geldi. Bir saatir uğraşıyor ama buzağılayamıyor. Yavru ters geliyormuş. Hemen gelmen lazım!"
Telaşla "Tamam önce doğum için gerekli olan malzemeleri almak için veteriner binasına gitmeliyiz!" diyerek yürümeye başladı.
Birlikte veteriner binasına girdikten sonra doğum krikosunu, ip ve doğum sonrası yapması gereken iğne ve serumları aldılar. Ardından kasaba meydanında bekleyen traktöre atlayıp doğum yapan ineğin olduğu dama doğru yola çıktılar.
Bir süre kasabanın toprak ve engebeli yollarında sarsıla sarsıla gittikten sonra damın önüne gelince çocuk traktörü durdurdu. Hızla aşağı inip dama girdiler Özgür'le birlikte.
Doğumu başlayan inek ayaktaydı ve acıyla mö'lüyordu. Hayvanın sahibi "Hoşgeldin hekim bey. Yavru ters mi geliyor anlamadım? Şimdiye kadar hiç bu kadar uzun süren bir doğum olmamıştı" derken genç adam hemen eldivenlerini giyip ineğin yeterince açılmış olan dişi genital organından içeriye elini soktu.
"Bir baş, dört arka ayak var döl yatağında. İkiz. Birisi ters pozisyonda çıkmaya çalışıyor. Acele etmeliyiz. Hemen şu ipi tavana bağlayın. Çıkarır çıkarmaz ayaklarından baş aşağıya asmamız gerekecek yavruyu!" dedikten sonra diğer ipi alıp tekrar dişi genital organına ellerini sokup yavrunun ayaklarından bağladı.
Doğum krikosunu ineğin leğen kemiğine gelecek şekilde yerleştirdikten sonra yavrunun ayaklarını bağladığı ipin diğer ucunu krikoya bağlayıp çekmeye başladı. Böyle ters gelen yavrularda ineğin tek başına doğurması oldukça zor oluyor ve doğumların çoğu ölümle sonuçlanıyordu. Çoğu zaman ya bir, ya iki yavru birden ölü olarak doğuyordu. Bu yüzden besicilerin ikiz yerine bir tane buzağı almak daha çok işine geliyordu.
Ali krikoyla yavruyu çekerken, buzağının önce arka ayakları, ardından siyah beyaz benekli vücudu gözüktü. Özgür ve hayvan sahibi de yere düşmemesi için tutmaya çalışıyordu yavruyu heyecanlı bir şekilde.
Sonunda başı çıkınca samanların üstüne bıraktılar buzağıyı. Ali hiç vakit kaybetmeden "Bir kova su getirin hemen!" derken tavana bağladıkları ipe ayaklarını bağlayıp baş aşağı astı yavruyu.
Kovadaki suyla buzağının kulaklarını ve başını yıkarken "Niye baş aşağı sarkıttın hayvanı?" diye sordu Özgür merakla.
"İçeride çok kaldığı için balgamını yutmuş veya doğum suyu ciğerlerine dolmuş olabilir. Bu şekilde çıkarmasını sağlıyoruz ki boğulmasın!"
Ardından diğer yavruyu çıkarmak için ipi alıp dişi genital organından içeriye soktu ellerini. Bu defa yavruyu çıkarmak doğru pozisyonda geldiği için daha kolay olmuştu. Önce ön ayakları ardından başı göründü. Sonunda onu da samanların üzerine bıraktı genç adam. Buzağıların ikisi de yaşıyordu. Oldukça güç olsa da başarılı bir doğumdan sonra herkes rahat bir nefes almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASABA //BxB// Final Yaptı
Teen Fiction1970'li yılların Türkiye'sinde, ücra bir kasabada başlayan bir aşk hikayesi. Yıkılması imkansız tabuları olan kasaba halkı ve kalpleri arasında sıkışıp kalan iki genç adam. Her şeye rağmen aşkları galip gelebilecek mi?