Bl.9

785 62 51
                                    

Yusuf ve arkadaşları başlarını sesin geldiği yöne çevirdiklerinde Ali'yle göz göze gelmişlerdi. "Hekim bey ne işiniz var sizin buralarda?" dedi şaşkın bir ses tonuyla Yusuf.

Aralarından geçip kadın elbisesi giymiş olan adamın pijamasını çekti yukarıya. "Sana bu kıyafetleri bunlar mı giydirdi?" diye sordu.

Adam tedirgin gözlerle Yusuf'a ve diğerlerine baktı ellerini bağrında kavuşturarak. Halinden çok korktuğu belli oluyordu. O cevap vermeyince gözlerini tekrar Yusuf'a çevirerek "Akli dengesi yerinde olmayan savunmasız birisine bu şekilde davranmak tam anlamıyla şerefsizlik!" dedi.

"Hop ağır ol bakalım hekim bey! Sözlerine dikkat etsen iyi olur" diyerek onun üzerine yürümek isteyen arkadaşının, göğsünden tutup engelleyen Yusuf "Zafer kendi isteğiyle yapıyor her şeyi. Alan memnun veren memnun. Bu seni hiç ilgilendirmez! Öyle değil mi lan? Nesin sen söyle de duysun hekim bey!" diyerek baktı adama.

"Tamam atma beni dereye söyleyecem. İbneyim ben. İbneyim ben!" dedi başını korku içinde koluyla kapatarak.

"Aklı yerinde olmayan birisinin zaaflarından yararlanıp, bu şekilde korkutarak her istediğinizi yapamazsınız!" dedi Ali sinirle.

"Ali sen niye her şeye burnunu sokuyorsun? Hadi gidin de bizde eğlenmemize bakalım."

Onlara öfkeli gözlerle baktıktan sonra Zafer'i kolundan tutup "Gidiyorum ama onu da götürüyorum buradan. Sonra siz ne halt yerseniz yiyin!" diyerek onunla birlikte yürümeye başladı.

Yusuf sinirle kamyonetin kasasından av tüfeğini alarak "Hemen bırak onu!" dedikten sonra tüfeğin namlusunu ona doğrulttu. Amacı sadece diğer herkese yaptığı gibi onu korkutmak ve göz dağı vermekti.

Özgür "İndir şu tüfeği!" diyerek Ali ve Zafer'in önüne geçti korkusuzca. Arkadaşı kolundan tutarak "Yusuf saçmalama başımız daha çok belaya girecek bunlar yüzünden!" dedi. Yusuf, Özgür ve Ali bir süre birbirlerine baktılar öfkeyle.

"Bırak kolumu!" diyerek kolunu arkadaşından kurtardıktan sonra tekrar namluyu onların üzerine doğrultu Yusuf. Ardından tetiğe bastı. Tüfek büyük bir gürültüyle patladı.

Ali ve Özgür korkuyla gözlerini kapatırken, Zafer "Öldük mü? Yusuf ateş etti bize. Öldük! Öldük biz!" diye bağırmaya başladı başına vurarak ağlamaklı bir sesle.

Ama hiçbirine isabet etmemişti tüfekten çıkan saçmalar. Ali kendinde bir şey olmadığını anladıktan sonra korkuyla Özgür'e bakarak "İyi misin sen?" diye sordu.

"Yok bir şey bende!" dedi. Zafer'in de iyi olduğunu görünce derin bir nefes almıştı.

Zafer "Iskaladı ki. Vuramadı ki! Iskaladı ki!" dedi alaycı bir şekilde.

Yusuf "Size nişan alsaydım kesinlikle vururdum. Ben şu ilerideki keçiye nişan aldım" diyerek baktı Ali'ye.

Bu sözüyle gözlerini işaret ettiği yöne çevirdiler. Beyaz bir keçi kanlar içinde yere yığılmış yatıyordu. Ali "Sen hayatımda tanıdığım en vicdansız yaratıksın!" diyerek hızla yerde yatan keçinin yanına gitti.

Onunla birlikte giden Zafer "Sakallı keçi öldü mü? Vah zavallı keçi! Yavruları var mıydı? Yavruları annesiz mi kaldı şimdi?" dedi yine başına vururken telaşla.

Ali dizlerinin üzerine çöküp nabzına baktı. "Hâlâ yaşıyor. Onu kurtarabiliriz!" diyerek keçiyi kucağına alarak ayağa kalktı.

Kasabaya doğru yürürken "Zafer hemen buraya gel!" diye bağırdı Yusuf.

"Ben keçiyle gidecem. Sen kötüsün. Ben hekimle gidecem!" diyerek Ali ve Özgür'ün peşinden gitti koşarak.

Onların arkasından öfkeyle baktı Yusuf, tekrar tüfeğin namlusunu doğrultup nişan alarak. Arkadaşı " Yusuf vuracak mısın cidden?" diye sordu.

KASABA //BxB// Final Yaptı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin