Otogara annesini bıraktıktan sonra kasabada olanları öğrenen Özgür telaş içinde jandarma karakoluna gelmişti. Bir süre bekledikten sonra ifadesini veren Ali dışarıya çıktı. Heyecanla yanına gidip sarıldıktan sonra "İyi misin? O şerefsiz Yusuf sana bir zarar verdi mi?" diye sordu onu baştan aşağı süzerek . Şu an Yusuf'u eline geçirse elleriyle boğabilirdi.
"Niyeti öyleydi ama bir şey yapamadı merak etme. Zafer'in kardeşini öldürdüğünü ve yaptığı bütün iğrenç şeyleri itiraf etti sonunda."
Özgür ona bir kez daha sımsıkı sarılarak "Sana bir şey oldu diye ödüm koptu. İyi olduğuna çok sevindim" dedi.
Bu sırada dışarıya belediye başkanı, Yusuf'un babası ve diğer tutuklanan arkadaşlarının babaları çıktılar. Onların yanına gelen Salih, Ali'nin omzunu sıkarak "Hekim bey çocuklar adına senden çok özür dileriz. Yaptıkları çok büyük terbiyesizlik gerçekten" dedi.
Genç adam kaşlarını çatarken "Şikayetimden vazgeçmemi istiyorsanız asla vazgeçmeyeceğim" diyerek baktı belediye başkanına.
"Haşa öyle bir niyetim yok. Suçları neyse çeksinler. Bakın size söylüyorum. Hekim beyi bu olay için rahatsız eden olursa karşısında beni bulur ona göre!" dedi yanındaki adamlara bakarken.
İki genç adam kasabaya dönmek için yola çıkarken arkalarından bakan adam "Bu neydi şimdi? Onları hapse atıkları için madalya taksaydın bari!" dedi sinirle.
"Ne yapayım öldüreyim mi yani karakolun önünde? Herkesin içinde!" diye baktı ona öfkeyle Salih.
Canı sıkkın bir şekilde "Aradan on iki sene geçti. Hâlâ kurtulamadık şu beladan. Ah Yusuf hiç rahat durmuyorsun? Yemin ederim bıktım senin başımıza açtığın dertlerden!" diye söyleniyordu kendi kendine Yusuf'un babası.
Arkadaşının babası "Yusuf yüzünden bizim çocukların da başı yandı" dedi öfkeyle. Diğeri de aynı şekilde bütün suçu Yusuf'a yüklemek istedi.
"Benim kafamın tasını attırma Ömer! Sanki sizin çocuklarınız sütten çıkmış ak kaşıkmış gibi konuşuyorsun!"
Kendi aralarında öfkeyle tartışan adamlara "Kesin artık! Zaman birbirinizle kavga etme zamanı değil. Hepsi birden yedi bu boku! Bi çocuklarınıza sahip çıkamadınız. Karı kız dururken niye erkeklere musallat oluyor bu çocuklar? Hadi Zafer deli diye göz yumdunuz yıllardır. Kimse inanmıyordu onun dediklerine idare ettiler. Gidip hekime yapılır mı bu? Hiç mi kafaları çalışmıyor, bu kadar mı kudurdu bu çocuklar! Hapiste yıllarca yatsınlar da akılları başlarına gelsin!" dedi Salih sinirle.
"Ne yani o hekimin bize yaptıkları yanına mı kalacak? Ondan intikamımızı almayacak mıyız? Oğlum içerde benim" dedi adam çaresiz gözlerle Salih'e bakarken.
"İntikam neden soğuk yenen bir yemek derler bilir misiniz? Sıcağı sıcağına intikam almaya kalkarsak hata yaparız. Şu an zaten herkesin gözü bizim üstümüzde. Hekimin başına bir şey gelirse bizden bilirler. Hele dur ortalık bir soğusun. Herkes bu olanları unutsun. Ali denen hekim kendini güvende olduğunu hissettiği anda intikamın en büyüğünü alacağım ondan. Hemde biz hiç elimizi sürmeyeceğiz."
Adam şaşkın bir şekilde "Nasıl olacak o iş?" diye sordu.
"Sabredin her şeyin zamanı var. Siz onunla aranızı iyi tutun yeter. Korkup kasabadan kaçmasın" diyerek yürümeye başladılar arabaya doğru.
Jandarma komutanı odasının penceresinden belediye başkanı ve yanındaki adamları izliyordu. Onlar arabaya binince dudaklarını sıkarak koltuğuna oturdu. Yardımcısına bakarak "Bu Salih ve akrabaları intikam için hekime bir şey yapabilir. Gözünüz onların üzerinde olsun. Kasabada sık sık devriye atın. Özellikle misafir evinin etrafında" dedi.
.....
![](https://img.wattpad.com/cover/340601314-288-k345418.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASABA //BxB// Final Yaptı
Teen Fiction1970'li yılların Türkiye'sinde, ücra bir kasabada başlayan bir aşk hikayesi. Yıkılması imkansız tabuları olan kasaba halkı ve kalpleri arasında sıkışıp kalan iki genç adam. Her şeye rağmen aşkları galip gelebilecek mi?