Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerini açan genç adam daha Özgür uyurken, beyaz önlüğünü giyenerek misafir evinden çıkmıştı. Sabah namazından çıkan adamlara "Şoför Yaşar'ı nerede bulurum?" diye sordu.
"O bugün izinli her Cuma izin alıyor kızını ziyarete gitmek için" dedi adamlardan biri.
Derin bir iç çektikten sonra "Peki Yusuf'un evi nerede?" diyerek baktı bu defa.
Kahvedeki adamlar onun yaşadığı evi tarif ettikten sonra hızla yürümeye başladı. Tarif ettikleri evin kapısına gelince telaşla kapıyı çaldı. Annesi açmıştı kapıyı "Buyur hekim oğlum" dedi merakla.
"Günaydın. Yaşar Abi izinliymiş bugün. Şu kasabadaki salgın için ilaçlar gelmişti. Vakit kaybetmeden hayvanların tedavisine başlamak istiyorum. Bu yüzden Yusuf'un yardımına ihtiyacım var."
Kadın "Buyur geç içeriye ben haber vereyim kendisine. Yusuf hâlâ uyuyor" diyerek onu evlerine davet etti.
Yusuf'u bekledi tahta divanda otururken. Bir süre sonra Yusuf "Günaydın. Ne acelen var bu kadar?" diyerek gülümsedi.
"Günaydın. Bir an önce ilaç tedavisine başlamak istiyorum" diyerek ayağa kalktıktan sonra Yusuf "Tamam gidelim o zaman dedikten sonra birlikte evden çıktılar.
Hastalıklı hayvanlara iğne yapmaya başladı kasabadaki damları dolaşarak. Ayrıca yanında getirdiği ilaçları, hayvanların yemlerine ve sularına ne ölçüde koymaları gerektiğini anlattı hayvan sahiplerine. Öğlene kadar süren bu çalışmalar sonucu hatırı sayılır sayıda hasta hayvanın ilk tedavisini yapmışlardı birlikte.
"Burası da bitti" diyerek defterine notunu aldı. Her gittiği dam sahibinin adını, hasta ve sağlıklı hayvan sayısını tek tek not ediyordu. Son geldikleri yeri de defterine yazdıktan sonra "Hadi sıradaki yere gidelim" dedi traktöre binerken.
"Ali istersen bir şeyler yiyelim sonra devam ederiz. Sabahta bir şey yemedik."
Ali oflayarak "Daha gidecek çok yerimiz var. Önce onları halledelim sonra yeriz" diyerek baktı Yusuf'a.
Traktörü çalıştırırken "Tamam sen nasıl istersen" dedikten sonra yola çıktılar. Akşama kadar hasta hayvanların tedavisiyle uğraştı. Sonunda isyan eden Yusuf "Bugünlük bu kadar yeter bence. Artık gidip bir şeyler yiyelim ben çok acıktım" dedi.
Ne kadar çalışsada birgünde bitecek gibi değildi zaten. "Tamam digerlerine yarın gideriz o zaman. Hadi kasabaya geri dönelim" dedikten sonra defterini kapatıp önlüğünün iç cebine koydu.
Kasabaya döndükten sonra Yusuf yemek ısmarlamak için ısrar edince birlikte lokantaya girdiler. "Bugün gerçekten yordun beni? Sen yorulmadın mı?" diyerek gülümsedi.
"Benim işim böyle. Hep hareketli geçiyor. Ben alıştım artık."
Bu sırada masaya gelen kendi yaşlarında bir genç adam, Yusuf'un omuzuna elini koyarak "Bu gece gümeye gidiyoruz değil mi?" diye sordu.
"Kaçırır mıyım, Zafer'de geliyor mu?"
Arkadaşı gülümseyerek bakarken "Onsuz zaman geçer mi bütün gece? Geliyor tabi. O zaman sekiz gibi çıkarız" dedi.
Yusuf "Anlaştık. Görüşürüz akşam" dedikten sonra arkadaşı yanlarından ayrıldı.
Ali merakla "Güme de ne?" diye sordu.
"Boşver."
"Kötü bir şey mi?" diyerek baktı kaşlarını çatarak ama Yusuf söylemek istemedi. Bunun üzerine fazla ısrar etmeden yemeğini yemeye devam etti genç adam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASABA //BxB// Final Yaptı
Teen Fiction1970'li yılların Türkiye'sinde, ücra bir kasabada başlayan bir aşk hikayesi. Yıkılması imkansız tabuları olan kasaba halkı ve kalpleri arasında sıkışıp kalan iki genç adam. Her şeye rağmen aşkları galip gelebilecek mi?