NOT: İlk birkaç bölüm çevirisi gözlerinizi kanata bilir ama sonradan düzeliyor merak etmeyin.
Seul TV Flaş Haber:
Sancheong kasabasından muhabir: Güney Kore'nin kötü şöhretli silah mafyası krallığının rezil genç lideri ve mirasi hükümdarı yakın zamanda Sancheong kasabasında saklandığı yerde tutuklandı. Kaynaklar, Onun Sancheong emniyyet müdürlüğüne çok yakın özel bir mülkiyete ait sahada golf oynarken bulunduğunu söylüyor. Uzmanlar, liderin yetkililerin dikkatini başka yöne çekmek için bilinçli teslim olma ihtimali olduğunu tahmin ediyor. Sanık Japonya ve Endonezyalı çetelerle el ele vererek yasadışı silah pazarını yönetmekle suçlanıyor. Transfer edilmeden önce Sancheong polisinde bir hafta gözaltında tutuluyor..."
Sancheong polisinin kıdemli müfettişi televizyonu kapattı ve hakkında yaygara koparılan suçluya baktı.
Jeongguk, ona temkinle bakan adamın karşısındaki bir sandalyeye oturmuştu, sandalyesinin arkasına tembel tembel yayılmış, parmakları ikisinin arasında duran masanın üzerindeki kağıt ağırlığını ustalıkla döndürüyordu.
"Ne zaman konuşmaya başlayacaksın, göt deliği?", Müfettiş öfkeyle masaya tükürdü.
Tutuklanmasının üzerinden 3 saat geçmişti ve lider onlara neden teslim olduğunu söyleyecek havada değildi. Kendini yakalatdığı gün kadar açıktı, yoksa asla bu kadar yüksek profilli bir suçluyu kendi başlarına yakalayamazlardı.
"Aman Tanrım! Nazik olun memur bey," Jeon bu saldırganlık karşısında irkiliyormuş gibi yaptı ve ardından her zamanki gibi sırıtmaya başladı. Yakışıklı, yakışıklı yüzündeki o boku yedin dedirten sırıtış.
"Doğruyu söylemek gerekirse, evde çok sıkılmıştım ve işten uzaklaşmaya ihtiyacım vardı, biliyor musun? Bu yüzden buraya geldim.", dedi esneyerek.
Müfettişin 'burası'nın ne anlama geldiği konusunda kafası karışmıştı. Kasaba mı yoksa ilçe memurluğu mu? Kurnaz mafya patronunun ne düşündüğünü kim bilebilirdi ki? Ama bu adamın bir şeyler sakladığından son derece emindi. Yoksa aklı başında hiçbir suçlu kendini ele vermezdi.
Memur içini çekti ve suçlu için konulan suyu yudumlamaya başladı, bu da liderin genişçe gülümsemesine neden oldu.
"Benden bıktın." dedi gözlerini deviren polise yalandan somurtarak.
"Bugün izinliyim, Bay Kim beni gece için bilgilendirecek," diye yanıtladı ayrılmaya hazırlanırken, "Sorgulama sabaha kadar hatta gerekirse daha sonra da devam edecek, bu yüzden kendini hazırla."
Jeongguk, yüksek bir gümbürtüyle kağıt ağırlığını masanın üzerine bırakarak mırıldandı.
"Bay Kim'den bana en son çıkan Richardson'ın bir kopyasını almasını iste." dedi kayıtsızca, müfettişin ona attığı bakışı kaçırarak.
"Porno dergisi mi istiyorsun?" diye yanıtladı adam şaşkınlıkla.
"Ne? Bu benim hakkım tamam mı? Tutukluyu rahat ettirmenin kanun olduğunu biliyorum. Öyleyse yap." diye karşılık verdi Jeongguk, yüzü iki saniye boyunca sahte bir kızgınlıkla buruştuktan sonra alaycıl sırıtışı geri geldi.
"ve çoğunluk bunun Playboy'dan daha iyi olduğunu söylüyor. Bitirdiğimde okumana izin vereceğim. Bay Kim'e de!" lider, içinde bulundukları atmosfer için biraz fazla neşeli konuşuyordu.
Kapıdan ürkek bir ses yükseldi ve ikisinin de gözleri yukarı fırladı.
"Tanrılara şükür," diye mırıldandı Park, "Al, Taehyung... O bu gece senin."
***************** Selamlar!
İlk bölüm çevirisi geldii. Umarım çeviri anlayışlı ve okunaklı olmuştur, çevirirken illaki bazı sözlerin anlamı farklılaşıyor, ama en az zararla kurtulmaya çalışıyorum arkadaşlar.
Bolca yorum ve yıldız istiyorumm. Bunlar beni heveslendirir💜
Şimdilik bu kadar.
~Blue.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
