The Father

332 29 5
                                    

Oy, yorum artık gönlünüzden ne  koparsa <3

__________________

"Bundan emin misin?"

Jungkook arkadaşının ani sorusu karşısında sırıtarak başını yana eğdi.

"Elbette." Başını salladı, simsiyah blazer ceketini yapılı gövdesine yapışan aynı derecede siyah bir kapüşonlu bluzun üzerine sabitledi. Bakışlarını önünde duran vücut büyüklüğündeki aynaya çevirdi ve camdan Jimin'in gözlerini yakaladı, "Bir ihtimal... Korktun mu?"

Jimin gözlerini devirdi, paçalarını düzeltti ve başını hafifçe salladı.

"Korkmuyorum, Jeon." Alay etti, "Sadece dikkatli oluyorum. Ne de olsa o senin baban."

"Ve bu sadece son anlaşmalar hakkında onu bilgilendirmemiz gereken rutin bir yıllık toplantı, büyütülecek bir şey değil. Bunu birkaç yıldır yapıyoruz, değil mi?" Jungkook ayakkabılarının üzerinde hızla dönüp kısa boylu çocuğa bakarak sordu.

Jimin mırıldandı ama tedirginliğini belli etmek kolaydı.

"Ne oldu?" Mafya babası ona sordu, gülümsemesi gitmiş ve sesi alçak bir mırıltıya dönüşmüştü, "Dökül. Ben yaptırmadan önce."

Kısa boylu çocuk  yutkundu ve korkutucu bakışlar altında ayaklarını yere sürtdü.

"Sadece... Kook korkarım ki biliyor," dedi Jimin, parmaklarını birbirine geçirirken sesi kısılmıştı, "Namjoon hyung'un ona her şeyi rapor etmesi gerektiğini biliyorsun."

Jungkook iç çekerek gözlerini devirdi ve şifonyere dönüp bir kolonya şişesi çıkardı. En sevdiği Chanel parfümünden bir miktar kendi bileğine damlattıktan sonra diğerine sürdü. Onun umursamazlığı karşısında kendi hayal kırıklığı da bu noktada zirve yapıyordu.

"Beni dinliyor musun sen? Baban Jeon Jaesung her şeyi biliyor, her şeyi! Bu çetenin her geçen gün nasıl boka battığını, son zamanlarda sırf senin tavrın yüzünden kaybettiğimiz anlaşmaların sayısının arttığını! Sonra aptal uluslararası jetimizin bir kısmının Amerikalılara satılması-- ve sanatçı yardım kulübü kurma konusundaki bitmek bilmeyen takıntını da unutmamak lazım, o her şeyi biliyor ve görüyor Jungkook."

Mafya babası dişlerini sıktı, bileğine bir Rolex takarken başını kaldırmadı, "Ve?  her şeyi biliyorsa ne olmuş? Sence bu umurumda mı?"

Jimin burnunun kenarını sıkarak inledi.

"Aptal mısın sen? Mesele senin umurunda olup olmaması değil! Tüm bunlar sana miras kalmadan önce Jaesung'un Jeons çetesine hükmettiğini, krallığının bir zamanlar ulusal sınırları aştığını hatırlatmama gerek var mı? Tahta çıktığından beri ne yaptın? Filipinler çetesinden gelen önemli silah ticareti teklifini reddetmek gibi şeyler. Neden? Çünkü lider senin adını yanlış yazmış!"

Jungkook bu anıya kıs kıs gülerek onaylarcasına başını salladı.

"Ama hak etti, gerçekten kim Jungkook'u Jungle-crook olarak heceleyebilir ki? Tamamen benimle alay ediyordu." Kendi sözde hakaretine gülmeden önce söyledi.

"O NORMAL değildi? Disleksikti ve okuyamıyordu-- her neyse," Jimin kendini sakinleştirmeden önce bir ciğer dolusu nefes çekti, "Jungkook, neden bahsettiğimi biliyorsun değil mi? Sen başa geçtiğinden beri Jeons mafyası eskisi kadar güçlü değil, biliyorum daha yirmi yaşındasın ve aklın hâlâ bulutlarda--"

"Kafam bulutlarda değil." Jungkook patlayan kahkahasını kontrol etmek için dudaklarını büzerek araya girdi.

"--ve her zaman başka şeyleri çeteden daha önemli buluyorsun ama dikkatli olmalısın tamam mı? Biliyorsun ben senin en iyi arkadaşınım, çete olsun ya da olmasın her konuda seni destekleyeceğim. Gerçekten umurumda değil ama seni önemsiyorum. Jaesung bunu iyi karşılamazsa, sana ne yapacağını anlıyorsun değil mi? CV'si kelimenin tam anlamıyla 'bulaşılmaması gereken' diye bağırıyor."

FAST DRAW《Taekook》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin