Let's have it your way

340 29 4
                                    

Yorum ve vote yapmayı unutmayın💋

____________________

Jungkook'un bakış açısı:

Biri bana bugüne kadar hayatımın nasıl geçtiğini sorsaydı, her şeyi gördüğümü söylemekte tereddüt etmezdim.

Yarılmış suratlardan dökülmüş beyinlere, alev alev yanan evlerden meth çeker gibi sıra sıra barut çeken insanlara kadar sadece yirmi yıl içinde o kadar çok şey gördüm ki Graham Norton bile gelip benden ders almak zorunda kalmıştı. Şaka yapmıyorum.

(Aslında Tunus'ta tanışmıştık, orada ona silahı beline sokarak ateş etmeyi öğretmiştim, gerçekten şaka yapmıyorum).

Ama şu anda burada oturmuş, birkaç hafta önce kaçırdığım ufak tefek oğlana sarılmış, onun - eterik..evet kelime buydu, özenle hazırlanmış eterik yüzüne bakarken, bunu nasıl kaçırdığımı düşünmeden edemiyordum.

Özellikle üzgün ya da korkmuş olduğunda yüzünün köpek yavrusuna benzemesi tuhaf bir şekilde sevimliydi. Büyük badem gözleri merhamet diliyor ve o tatlı dudakları en tatlı surat ifadesine bürünüyordu. Neredeyse kalbimi ısıtıyordu.

Ama ben pek birşeye sahip değildim.

Ben de bunun yerine onu dağıtmak istedim.

Altımda uysalca yatan çocuğa haince sırıttım, ellerini serbest bıraktım ve bir parmağımı kaldırarak burnuna hızlıca vurdum, o da karşılık olarak irkildi. Kıkırdadım, çok sevimliydi.

"Tam şuan ne yapıyordun?" Sesimi alaylı bir şekilde alçalttım, "ha, kötü kedicik?"

Kırılgan çocuk titrek bir nefes verdi, alt bedeni tuzağımın altında biraz da debeleniyordu.

"H-hiçbir şey." Başını şiddetle ikiyana sallayarak ciyakladı, gözleri inkârla irileşmişti,

"H-hiçbir şey yapmadım!"

"Ha?" Dudaklarımı gergin bir çizgi halinde büzdüm, şaşkınlık numarası yaparak, "Hiç bir şey yapmadığını söylüyorsun?"

Taehyung belli belirsiz başını salladı, dudağını ısırırken yanakları koyu pembe bir renk aldı.

Bunu yapmayı bırakmalıydı.

"Gerçekten mi? Ama az önce bir şeyler hissettiğimi sanmıştım," diye mırıldandım ve göz ucuyla yüzünün renk değiştirmesini izledim.

Çocuk hızla gözlerini kırpıştırdı, sonra gözlerini indirdi ve gergin bir şekilde dudaklarını çiğnemeye başladı.

"Ben..Üzgünü-"

Sözünü kestim, parmaklarımı boğazına dolayarak doğrudan boynuna yöneldim ve hava kaynağını bir anda kestim. Taehyung sesi kesilmeden önce küçük bir çığlık attı, küçük göğsü oksijensizlikten şişmişti.

"Bu ne cüret, kedicik," diye sırıttım tehlikeli bir şekilde, elimde boğulmakta olan çocuğa bakarak, "önce ben uyurken beni eziyorsun, sonra da bana böyle yalan söylüyorsun?"

Taehyung tekrar başını salladı, adem elması parmaklarımın altında sallanıyordu. Yavaşça tekrar bastırmadan önce tutuşumu biraz gevşeterek nefes almasına izin verdim.

"'Yani? Uykumda beni kuru kuru becermek hoşuna mı gitti? Hm? Artık yeni sapkınlığın bu mu? Uyuyan insanları boşalmak için kullanmak mı?" Ağzıma gelen her şeyi söyledim, mantıklı olup olmadığını umursamadan. Taehyung'un göründüğü kadar masum olmadığını her zaman biliyordum ama bu benim daha iyi olduğum anlamına gelmiyordu. Aslında çok daha kötüydüm. Ne de olsa ilk buluşmamızda hoşuna gideceğini düşünerek ona sarkıntılık etmiştim.

FAST DRAW《Taekook》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin