Aren't you bored of me?

603 49 20
                                    

Yorum yapınn <3

Jetlag- uzun uçuşlar sonrası yaranan aşırı yorgunluk ve uyku sorunları.

Grup şehrin çok dışında ve daha az popüler olan kenar mahallelerindeki varış noktasına ulaştığında akşam olmuştu.

Sol tarafında yüksek bir iskele bulunan, pek gösterişli olmayan orta büyüklükte gri bir binanın önünde durdular.  Mekan terk edilmiş görünüyordu ve yanındaki açık alanlara istiflenmiş, hepsi kırmızı J sembolüyle damgalanmış çok sayıda karton ve kasa dışında pek şüpheli bir şey yoktu.

Taehyung arabadan inen ilk kişiydi, gözleri karşısında şüpheli yere bakıyordu. Dürüst olmak gerekirse, tanınmış ve köklü bir mafya grubundan daha iyisini bekliyordu ama aynı zamanda saklandıkları yerin göz alıcı olmaması da mantıklıydı.  Birkaç CCTV kamerasının loş alanı taradığını, köşelerden geçip iskeleye tırmanırken küçük kırmızı ışıkların sürekli bip sesi çıkardığını gördü.

Demir kapıların önünde duran iki iri adam çenelerini eğerek üyelerin geçmesi için yoldan çekildi, daha sonra Taehyung'un arkadan gelen küçük yapısına sorgulayıcı bir şekilde kaşlarını kaldırdı.  Onu aramak falan istemiyor gibi görünmelerine sevindi çünkü bunun canını yakacağından oldukça emindi.

İçerisi o kadar da kötü görünmüyordu.  Önleribdeki upuzun koridorları aydınlatan parlak tüp ışıklar vardı ve bu koridorlar da daha fazla koridorlara kapı açıyordu. Her birinin ırkı, rengi, milliyeti veya cinsiyeti ne olursa olsun her türden insanın yaşadığı yoğun bir caddesi vardı. Suçun aslında insanları bir araya getiren şey olduğu durumlarda ayrımcılık yapmak için hiçbir gerekçe yoktu.

Seokjin, Taehyung'a yeni odasını gösterdi ve önemli bir işi olduğunu ve akşam yemeğinin gönderileceğini söyleyerek onu şimdilik yalnız bıraktı. Ona tazelenmesi ve uzanması talimatı verildi, yoksa jetlag ona ulaşacaktı, ama  Taehyung'un içinden gerçekten hiçbir şey yapmak gelmiyordu.

Yine de duşun altına girip kendini duruladı, aklı üç gün içinde olup bitenleri hatırladı.

Bir zamanlar sıkıcı olan hayatında olayların gidişatı onun için neredeyse komikti.  Bir zamanlar sıkıcı olan, şimdi puslu bir rüya gibi görünen hayatını kilometrelerce geride bırakmıştı.

Tek başına yaşayıp kendi departmanında çalışmaya gittiğinde çok mutluydu ya da en azından buna benzer bir şeydi. Memurlar onu çok iyi tanıyorlardı, Nasıl büyüdüğünü ve babasıyla olan güzel ilişkisini hepsi görmüştü. Kendi hatalarını gizlemek için ona karşı çıkanların aynı kişiler olduğuna inanamıyordu.

Bu onu üzmüştü. Hem de çok fazla.

Bunun dışında yeni hoş karşılanmayan hayatı küçük esmer için fazlasıyla bunaltıcıydı. Ülkesini, halkını geride bırakmak zorunda kalmıştı.. Ona ihanet etseler bile. Her şey çok fazlaydı.

Taehyung içinde bulunduğu kötü durumun asıl nedeninin aslında bu mafya adamları olduğunu biliyordu.  Başkenti ateşe verdiler ve onu kaçırdılar, tüm dünyası altüst oldu ama o yine de onları polis teşkilatındaki kendi adamlarına göre daha az sorumlu tutuyordu.

Sonuçta onlar mafyaydı ve yaptıkları da buydu. Kötü şeyler...

Ama polisin iyi adam olması gerekmez miydi?  Sıradan insanlar için kahraman olmaları?  Korkak ve düzenbaz olmak yerine adil ve yardımsever olmaları gerekmez miydi? İtibarını kurtarmak için kendi takım arkadaşlarını mı satıyorlardı?

Taehyung'u onlardan biri yapan şey neydi? Kendisi onlardan biri değil miydi?

Taehyung artık bunu düşünmek istemiyordu.

FAST DRAW《Taekook》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin