Ertesi gün Taehyung kapısının ardı ardına çalınmasıyla uyandı.
Sabah uyandığı ilk anda kendini bilinmeyen bir yerde bulunca kafası karışmıştı ama çok geçmeden gerçeği- üç gün içinde olup biten her şeyi- hatırlamış ve tüm bunlar başının dönmesine neden olmuştu.
Esmer hızla ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi; her zamanki korku ve sezgiler karnını ağrıttı. Bu hissler artık tüm bedeninde sürekli olacağa benziyordu.
Yüzünde hoş bir gülümsemeyle sabırla onun gelişini bekleyen Seokjin'e kapıyı açtı. Taehyung'un gözleri büyük olanın ne kadar güzel olduğunu fark etti, hatta bu çetedeki herkes öyleydi, buna o huysuz çocuk Jimin de dahil. Hepsi konserler ya da buna benzer şeyler yapmak için dünyayı dolaşan bir grubun üyelerine benziyordu.
"Yorgun görünüyorsun... Hiç uyuyamadın mı?" Büyük olan yumuşak bir sesle sordu, Taehyung'un yatağından yeni çıkmış dağınık halini süzerek. Esmer kısa sürede kendine geldi ve kırışmış kıyafetlerini ve saçlarını düzeltmek için avuçlarını kullandı.
"Ben-iyiyim," dedi kısaca, eğri gözlüğünü bir kez bile kaldırmadan burnunun üzerine yerleştirirken.
Seokjin ikna olmamış görünüyordu ama yine de başını salladı.
"Peki o zaman bunları giy. Dışarı çıkıyoruz." Taehyung'un küçük ellerine elbise çantasını iterek söyledi. Alışkanlığı yüzünden sendeleyerek ayağa kalktı ve şaşkınlıkla sarışına baktı.
"N-nereye?"
"Ah, LA tüccarlarıyla bir toplantımız var, o yüzden işte." Seokjin omuz silkti.
Taehyung'un kaşları daha da çatıldı.
"A-peki neden ben gidiyorum?"
Sarışın ona keyifli bir bakışla baktı.
"Bu yeraltı istasyonunda, tanıdığın yalnızca birkaç kişi varken ve onlar Tanrı bilir ne kadar süreliğine ayrılırken, çoğunluğu suçlu olan bir sürü bilinmeyen insanla yalnız kalmayı mı tercih edersin? Çünkü bunu yaparsan, bazı güvenlik sorunlarını göze alman gerekir tatlım"
Taehyung sinyali ışık hızıyla aldı ve hiç düşünmeden kıyafetlerini değiştirmek için acele etti. Elbette tanımadığı suçlular yerine tanıdığı suçlularla gitmeyi tercih ederdi... Kulağa ne kadar saçma gelse de.
On beş dakika sonra çocuk, odasından çıktı ve elbisesini dikkatle inceleyen sarışının önünde dikildi.
Seokjin mırıldandı ve Taehyung'un pantolonunun yanlarından sarkan iki uzun askıyı kaldırmak için eğildi, ardından onları omzunun üzerinden geçirip tatmin edici bir hareketle serbest bıraktı.
"İşte, şimdi iyi görünüyorsun." dedi, memnuniyetle kollarını kavuşturarak.
Taehyung onun tuhaf derecede gösterişli tasarımına baktı ve bu konuda ne düşüneceğini bilemedi. Büyük olanın oldukça sade kıyafetler giydiğini fark etti ve kaşlarını çattı ama buna pek önem vermedi.
Giysileri... İlginç miydi? Kesinlikle bir gün giyeceğini hayal ettiği bir şey değildi. Özellikle kravat. kumaşı, midesine yakın bir yere kadar iniyordu ve üzerinde garip ama eşsiz desenler vardı. Taehyung en çok bunun hoşuna gittiğine karar verdi.
"O zaman gidelim mi?"
Taehyung hafifçe başını salladı ve labirentte kaybolmadığından emin olmak için Seokjin'i yakından takip etti.
_______________________
Taehyung, L.A.'li tüccarlarla sözde toplantıya giderken bir kez daha kendini Seokjin ile arabanın kapısı arasına sıkıştırdı. Eski polis memuru, yapacakları şeyin uyuşturucu ya da silah anlaşmasından başka bir şey olmadığını biliyordu ama bu, çocuğun onu neden böyle bir yere götürmeye karar verdikleri konusunda kafasını daha da karıştırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAST DRAW《Taekook》
FanfictionMafya çetesinin lideri Jeon Jungkook ve onu sorguya çeken yeni müfettiş Kim Taehyung. İngilizceden Çevrilmiştir, Fic çeviri hesabı. #semekook #uketae