Buluşma

566 59 11
                                    

Önceki bölümde sorduğum sorulara cevap veren vermeyen herkese teşekkürler. Kontrol etmedim.Hızlanalım o zaman.

İyi okumalar...

Sabah olan üç dersime girmiş derslerim bitince de hemen okuldan çıkmıştım. Birkaç gündür hayatım hiç olmadığı kadar hareketliydi. Ailem ile kavga etmiştim - gerçi bu normalde de olan bir şeydi. Onlarla hiç bir zaman anlaşamamıştım.- bunun sonucunda evden atılmıştım kendi öz ailem tarafından hem de. Ne kadar trajikomik değil mi? 

Evden atılmam yetmemiş gibi çalıştığım kafeye gelen bir müşteri - adı Taehyung'tu- bana yardım etmişti ki bu aşırı utanç vericiydi. Hadi ama kim hiç tanımadığı biri kendisine yardım ettiğinde  ve karşılığını veremediğinde utanmazdı ki? Bir süredir ona nasıl teşekkür edeceğimi ya da nasıl karşılık vereceğimi düşünüyordum bana yaptığı bu iyiliğe karşılık. Henüz ir şey bulamamıştım ama en kısa sürede bir şey bulmalıydım. Bunları düşünürken çoktan kafeye gelmiştim.

Mesaim neredeyse bitmek üzereydi. Kafenin en yoğun olduğu günlerden biriydi bugün. Gerçekten yorucu bir gündü. Özellikle de okuldan sonra. Neyse ki bitmesin az kalmıştı. Sonraki gün  çalışmıyordum zaten izin günümdü. Yeni gelen iki müşterinin siparişini aldım ardından tam kahvelerini hazırlıyordum ki kafenin kapısı açıldı. İçeri giren Taehyung ile ne yapacağımı şaşırdım. Zaten utanıyordum ondan bir de tamamen dağılmış şu özensiz halimle karşısına çıkmak daha da utandırmıştı beni. Hadi ama gelmese olmaz mıydı? Koca şehirde başka kafe mi kalmamıştı tanrı aşkına? 

Etrafa şöyle bir göz gezdirdikten sonra genelde kimsenin oturmadığı, diğer masalara göre daha kuytuda kalan masaya doğru ilerledi ve oturdu. Yine kafasını kaldırıp etrafı izlemeye başladı. Tam da benim bulunduğum yere bakışlarını çevirince hemen bakışlarımı elimdeki kahvelere diktim. Kahvelerden birinin içine süt dökerken bakışlarımı hiç bir şekilde onun olduğu tarafa çevirmiyordum. Şu an her ne kadar bakışlarımı kaçırsam da yanına gitmek zorunda kalacaktım. Sonuçta ben bir garsondum, değil mi? 

Sonunda kahveleri hazırlamayı bitirmiştim. Kahveleri tepsiye koyduktan sonra sipariş veren masaya ilerledim. Bunu yaparken Taehyung'a arkamı dönmüş oldum. Beni izliyordu, biliyordum. Biri beni izlediğinde istemsizce stres oluyordum. Beni izleyen kişinin o olması ise beni daha strese sokuyordu. Tanrım umarım heyecandan bayılmam. Şükürler olsun ki  kahveleri dökmeden masaya getirebildim. Müşterilerin önünde saygıyla eğilerek arkamı döndüm. Tam da tahmin ettiğim gibi beni izliyordu. Derin bir nefes aldım ve ona doğru ilerlemeye başladım. Ben yaklaştıkça yüzüne ufak bir tebessüm yerleştirdi. 
Her zamanki gibi konuşmaya başladım. "Hoş geldiniz efendim." Birkaç saniye yüzüme şakamı yapıyorsun der gibi baktı, "Efendim mi? Ciddi olamazsın" dedi gülümseyerek, "Şu anda çalışıyorum efendim. Böyle konuşmam en doğrusu." onaylar gibi başını salladı. "Peki o zaman. Ne almamı önerirsiniz tatlı olarak?" diyerek bana soru yöneltti. "Kafemizin tteokları meşhurdur efendim. Benimde favorilerimdendir." diye cevapladım onu. Size güveniyorum o zaman" dedi ayni tebessümle. "Pişman olmayacaksınız efendim." dedim ve siparişini getirmek üzere yanından ayrıldım.

Yaşadığımız şeyler ile ilgili konuşmamış olsak bile onunla konuşmak beni biraz olsun yatıştırmıştı. Yeni tanışmıştık sonuçta. İnsanlarla kolay konuşabilen biri değildim ama onunla konuşurken rahattım. Sebebini ise bana yardım etmesine bağlıyordum. Yaptığı benim için gerçekten önemliydi çünkü. O gün o olmasa büyük ihtimalle dışarda kalmak zorunda olacaktım. Bunun için en kısa sürede ona bir şekilde teşekkür etmeliydim. Belki de ona dışarıda bir şeyler ısmarlamalıydım. Aslında neden olmasındı? Bunu aklımın bir köşesine yazdıktan sonra hazır olan siparişini alarak Taehyung un masasına doğru ilerledim." Buyurun efendim. Afiyet olsun.

CafeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin