Sahil

459 53 12
                                    

Helloo. 600 bölümlük geçiş bölümü gibi bir bölüm. Sonunda çiftimiz birlikte vakit geçirdi.

Sayıları biraz daha eşitleyebilir miyizz🙆🥹

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sayıları biraz daha eşitleyebilir miyizz🙆🥹

İyi okumalar...

Taehyung's Pov

Arabadaki yolculuğumuz monoton bir şekilde devam ediyordu. Farklı şarkılar çalıyor, Jungkook onlara eşlik ediyordu. Bense arabayı sürüyor, onun mükemmel sesiyle kutsanıyordum. Sesinin ne kadar güzel olduğundan bahsetmiş miydim? Peki sesinin daha önce duyduğum hiç bir sese benzememesinden, her şarkıda farklı bir şekilde kutsandığımdan? Bunların her biri için saatlerce konuşabilirdim. Beni bu düşüncelere iten şeyin sesi olması gibi düşüncelerimi susturan şey yine onun sesiydi. "Ne kadar sürer varmamız?" dedi tapınabileceğim sesiyle. Son virajı dönerken karşımızda deniz görünmüştü bile. Gülerek cevap verdim. "Geldik bile." Cevap vermek yerine gülümsedi sadece. Arabayı yakın bir yere park ettikten sonra indik arabadan. Ben bagajdan eşyaları çıkarırken o denizi izlemekle meşguldü.

" Yardım edeyim mi?" dedi elimdeki eşyalara itafen. "Gerek yok, ağır değil zaten." dedikten sonra kıyıya indik. Tahin ettiğim gibi çok insan yoktu. Yine de onlardan uzağa ilerlemeye başladık. En sonunda güzel bir yer bulduk ve eşyaları yerleştirdik. Eşya dediğime bakmayın. Hazır atıştırmalıklar ve içeceklerden ibaretler.

Yerleştirmeyi bitirip oturduğumuzda asıl zor kısmın konuşma başlatmak olduğunu anlamıştım. Ben ne söylemem gerektiğini düşünürken o konuşmaya başladı bile. " Her şeyden önce sana çok teşekkür ederim. O gün beni orda bıraksan büyük ihtimalle orda kalacaktım."
" Benim yerimde kim olsa aynı şeyi yapardı. Böyle düşünme. Buraya bunları konuşmaya gelmedik." Tabii ki aklımda sorular vardı. Mesela ne yapmış olabilirdi de ailesi evden atmıştı onu? Hakkında bir şey öğrendiklerini söylemişti o gün. Ne öğrenmişlerdi? En çok merak ettiğim şey buydu galiba. "Ah, pekâlâ." dedikten sonra ekledi. " Şirketi kendin mi kurdun? Yoksa miras mı kaldı?" Sorusuyla hafif tebessüm ettim ve cevapladım. "Miras kalmadı. Üniversiteye yeni başladığım zaman aklıma gelmişti. Bunu gerçekten istediğimi fark ettim. Üniversite 2 de ise okulu bırakıp tamamen şirkete odaklandım."

Hafifçe başını salladı anladığını belirtirmişçesine. "Eğitim hayatın ile hayalin arasında bir kumar oynadın yani." diye bir yorumda bulundu. "Yani öyle de denebilir." dedim. Sessiz bir 'hmm'lama bıraktı sadece dalgaların sesinin olduğu ortama.
"Peki pişman mısın? Yani demek istediğim ünlü bir iş adamı olmadığın bir hayat ister miydin?" Bu soru beni biraz düşündürdü. Pişman mıydım? Tekrar o zamana dönsem yine aynı kararı verir miydim?

"Sanırım evet. Bazen sorumluluklarımdan her ne kadar sıkılsam da mutluyum. "Üniversite okuduğunu biliyorum ama ne okuduğunu bilmiyorum." dedim sorma sırasını kendime geçirerek.

"Psikoloji okuyorum, çocukluğumdan beri istediğim bir bölümdü." dedi yüzündeki tebessüm ile. Burdan bile okuduğu bölümü ne kadar sevdiğini anlayabiliyordum. Hafifçe kafamı salladım anladığımı belirtircesine.

-
Böyle böyle konuşmamız ilerledi. Saatler gibi. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım bile. Saatler ilerledikçe getirdiğimiz şeyleri yemiş, konudan konuya atlamıştık. Hayatımda geçirdiğim en güzel saatlerdi belki de. Yavaş yavaş ikimizin de uykusu gelmiş, mayışmıştık. Jungkook tekrarkonuşmaya başladı.

"Buraya gelirken aklımda teşekkür etmek vardı ama unutmuşum konuşmaya dalınca. Birkaç dakika önce denize çevirdiğim kafamı tekrar ona çevirdim. "Teşekkür mü?" diye cevapladım. " Evet, o gün için be-" sözünü yarıda keserek cevap verdim. Konuşmanın gideceği yeri biliyordum çünkü.

"Teşekkür etmene gerek yok Jungkook, cidden. Bana yük olmuyorsun. Ve evet istediğin kadar kalabilirsin. Aklındaki bütün soruların hepsine cevap verdim bence hmm?" dedim. "Ne desem bilmiyorum gerçekten. Kendimi kötü hissediyorum. Öyle olmadığımı söylesen bile kendimi sana yük olarak görüyorum." dedi iyice mayışan sesiyle. "Bunu daha sonra konuşalım olur mu? Şimdi eve gitsek daha iyi olur." diyerek ayaklandım. O da benimle ayağa kalktı, eşyaları beraber topladıktan sonra arabaya bindik. İkimiz de gerçekten yorulmuştuk ve benim yarın önemli bir toplantım vardı. Tek istediğim şey eve gitmekti ama önce Jungkook'u bırakmam gerekiyordu.

-
Sakin geçen yolculuğumuzun ardından Jungkook'u otele bıraktım ve eve döndüm.

Üzerimi değiştirdiğimde biraz Yeontan ile ile ilgilenip odama geçtim. Yorucu ve bir o kadar da güzel bir günün ardından güzel bir uyku çekme zamanıydı.

_ARTEMİS_

CafeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin