Komşu

293 34 7
                                    

Bölümün sonuna yazdıklarımı okuyun lütfen. Önemli. Kontrol etmedim.

İyi okumalar...

Jungkook ile mükemmel (!) sohbetimizin sonuna geldiğimde Byul noona hâlâ kız arkadaşıyla konuşuyordu. O konuşmasını bitirene kadar ben de mutfağa gidip atıştırmalık bir şeyler hazırlamıştım. Biliyordum, kahvaltı yaparken ki konuşmamız daha sona ermemişti. O konuşmamızda Byul konuşmuş, bana tavsiye vermişti. Şimdiyse konuşma sırasını bana vericekti. Beni dinleyecek, yine bir şeyler söyleyecek ve kimsenin bana veremeyeceği tavsiyeler verecekti. Biliyordum, onu tanıyordum çünkü. Byul noonayı ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilecek kadar iyi tanıyordum.

"Tamam bebeğim, ben de seni seviyorum. Görüşürüz." Sesimi incelterek taklit ettim onu. "Timam bibiğim." Kafasını benim olduğum koltuğa çevirdiğinde konuştu. "Sen hele bir şu çocukla sevgili ol, o zaman görücem ben seni." "Görelim bakalım." Yanıma gelerek benim yanıma oturduğunda bedenimi onun olduğu yöne çevirmiş, konuşmasını beklemiştim.
"Evet Taehyungie şimdi, anlat bakalım."
"Neyi?" dediğimde cevapladı gülümseyerek.
"Hislerini tabii ki."

"Pekala... Onu ilk gördüğümde vücudum beynimi ele geçirdi sanki. Sadece görmüştüm onu, göz göze bile gelmemiştik. O gün kafam çok karışmıştı, gerçekten. Sonra aklımdan çıkmadı hiç. Aptallıktı, evet. Kendime de söylüyordum bunu. Aptallıktı sürekli onu düşünmem, yüzünün sürekli aklımda olması, sadece yüzünü görmeme karşın oluşan hislerim. Kendimi ergenler gibi hissettim. Aptal bir ergen gibi. Sonrasında yine gittim kafeye. Kafamda bir sürü düşünceyle tabii. Adını öğrendiğimde kafamda kaç kere tekrar ettim bilmiyorum. Sanki beynime, kalbime ya da benliğime işlemek istiyordum adını. Ardından deniz kenarında gördüm onu. Ağladığını gördüğümde vücudum tepki verdi resmen. Ellerim titredi, içimde bir ateş hissettim. Belki hislerim büyüklüğünden, belki de üzüntüden. Bilmiyorum. Bildiğim tek şey, tek gerçeğim ona karşı bir şeyler hissettiğimdi." İlk defa birine duygularımı anlattığımdan mıdır bilinmez heyecanlanarak, nefes nefese kalarak zorla anlattığım bu cümlelerin sonunda susmuş, ne zaman yere sabitlediğimi bilmediğim bakışlarımı Byul noonaya çevirmiştim. O da benim daha fazla anlatmayacağımı daha doğrusu anlatmayacağımı anlamış olacak ki konuşmaya başladı. "Hislerin gerçekten çok güzel Taehyungie. Güzel olduğu kadar yeni de. O yüzden önceki konuşmamızda da konuştuğumuz gibi ona karşı dikkatli olmakta fayda var ama bu demek değil ki ondan uzak dur ya da duygularını hiç belli etme."

Byul noona tavsiyelerine tavsiye ekledi, ben dinledim. Dinledikçe tavsiyelerini iyice düşündüm. Düşündükçe bir yandan kafamın içinde bir sürü düşünce dolaşmaya başladı bir yandan da önceden yaptığım şeyleri tartıp biçmeye başladım.

Kafamın içinde dönen bu şeyler ise bunları konuşmayı bırakıp bir şeyler izlemeye karar verdiğimizde geri plana atıldı aklım tarafından. Aklım tarafından diyorum çünkü benliğime kalsa durmadan onu düşüneceğimi biliyordum.

Bir süre film izledikten sonra Byul noona sıkıldığını söylemiş, dışarıda bir şeyler yapmayı önermişti. Ben de ona Jungkook'un çalıştığı kafeye gidebileceğimizi fakat onun orda olmayacağını söylemiştim. Onun  da kabul etmesiyle hâli hazırda kapının önünde olan arabama binmiş ve kafeye gitmeye başlamıştık.
"Hey, neden orda değil?" demişti Jungkook'u kastederek. " Otelde kalmak istemediğini, bana yük olduğunu daha doğrusu öyle hissettiğini söyledi. Başka bir yere taşınıyor şu anda."
" Neden daha önce söylemedin? Yardım etmeye giderdik." dediğinde kırmızı ışık yanmış, bunu fırsat bilerek kafamı sağ tarafa çevirdikten sonra cevaplamıştım sorusunu. " Sordum ona yardım gerekip gerekmediğini. İhtiyacı olursa söyleyecek bana, merak etme."
"Olsun, sen yine de sor arada. Sana söylemekten çekinebilir bir de."
Yeşil ışık yeniden yandığında tekrar ilerlemeye başladık.
"Haklısın ama zorla da söyletemem ona. O yüzden en mantıklısı benden yardım isteyebileceğini söylemek."
"Evet, en mantıklısı bu gibi." dediğinde konuşmamız da sona ermişti. Zaten az bir süre sonra da kafeye varmış, içeriye geçmiştik. Byul'un isteğiyle de dışarıyı görebileceğimiz, cam kenarındaki bir masaya oturmuştuk.

CafeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin