Merhaba, bir gün geciktirmeli geldik. Kusura bakmayın.
Lütfen oy vermeden geçmeyin. Keyifli okumalar.
....
Bazı cümleler vardır, bazı insanların ağzından hiç duymak istemediğiniz türden cümleler.
Gözlerime böyle bakarak benden onu affetmemi istiyordu. Korkuyordum. Korkuyordum çünkü nedenini bilmediğim bu özürün getireceklerini bilmiyordum.
Bir kelime kuramıyordum. Ağzımı açamıyordum bile. Nedenini soramıyordum.
"Ağlayacak gibi bakıyorsun."
Bir ağırlık vardı üzerimde, korkunun getirdiği o ağırlık. Nasıl baktığımı bilmiyordum, yine de o ağırlığa rağmen dudaklarımı aralayarak, "Nedenini söyleyecek misin?" Diye sordum.
Ondan gelecek herhangi bir cümleye kendimi hazırlamışken bakışları aşağıya kaydı. Avuçlarımın içindeki tutuşu hissettiğim an ellerimi kavrayarak gözlerini kaldırdı ve yönlendirerek bizi kayığında karşılıklı şekilde oturttu. Dizlerimi kendi bacaklarının arasına almış şekilde dururken, ellerim dizlerimizin üzerinde, hâlâ avucunun içindeydi.
Sustu, gözlerime baktı. Avuçlarımın içine kendi nefesinden bıraktı. Ellerimi ısıtmaya çalışıyordu, içimdeki korkunun önüne geçmeden önce. Dudaklarını uzaklaştırarak avucunun içiyle ellerimi ovarken bakışlarını gözlerime kaldırdı. Büyük bir merak beklediğimi görmüş olacak ki derin bir nefesi içine çekerek konuşmaya başladı.
"Bir ara Nesibe Sultan çok hastalanmıştı, banaannemi görmek isteyince onu götürmüştüm Erzurum'a."
O kadar net bir şekilde konuya girmişti ki, Yusuf Erzurum'a gelmişti. Onunla buradan başka bir şehirde nefes alıp vermiştik.
"Seni gördüm Mihri." Dudaklarından ok gibi çıkan kelimeler gözlerimin hafif irileşmesine neden olurken yutkundum. "Kapının önündeydin, bardaktan boşalır gibi yağmur yağarken seni koruyan üzerinde siyah şişme bir mont vardı. Ağlıyordun, kısık kısık ağlıyordun. Başının üstünde yanan sokak lambası olmasaydı yüzünü göremezdim belki de."
Annemin en son bana aldığı şişme mont. Evimizin hemen önünde bütün karanlığa rağmen beni her seferinde bir umudun olduğuna inandıran sokak lambası. Yusuf'un beni ilk görüşünde, kendi evimin kapısında yine kim bilir neye canımın yanışı. Beklemiyordum. Bunu gerçekten beklemiyordum.
"Gelmek istedim yanına ama o gece beni sana yürütmeyen bir şeyler vardı. Sormak, konuşmak istedim seninle. Ağlaman bile o kadar içine içineydi ki, gelemedim. Sen o evin kapısında o kadar saklı kalmak istedin ki, seni gördüğümü kendime bile söylemedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİSAL/TAMAMLANDI
Humor"Beni bu şehre sor, de ki; bu adam daha önce birisine böyle sevdalanmış mı? Sor. Bu adamın sol yanı benden önce hiç aşktan yanmış mı?" "Sen ilk defa yandığından mı yananın bir sen olduğunu sandın Yusuf?"