36. BÖLÜM

1.4K 113 36
                                    

19.06.2023

Minik yıldızı parlatmayı ve o güzel yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın. Seviliyorsunuz, çok.🤍

36. BÖLÜM

Bu sorunun cevabı kesinlikle evetti. Aklımdaki soru işaretlerinden kurtulmak ve Gölge'nin kim olduğunu öğrenmek için harika bir fırsattı. İçimden bir ses maskesini çıkarmayacağını söylese de bu detay şu anlık çok önemli değildi. Onunla baş başa vakit geçirme, kafamdaki soruları sorma ve onu görme şansım vardı.

Kokusu, vücudu, duruşu, oturuşu tüm bunlar ipucuydu aslında ve ben bu fırsatı elimle tepmeyecek kadar Gölge'nin aklımdaki kişi olup olmadığını kanıtlama isteğiyle dolup taşmıştım.

Hızlı hareketlerle koltuktan kalkarken beyaz gömleği de alarak odama adımladım. Elimdeki gömleği askısına asarak dolabımdaki yerine bırakırken ne giyeceğim konusunda tereddütlerim vardı.

Gölge ile kalabalık bir ortamda, herhangi bir restoranda yemek yemeyeceğimize emindim. O yüzden ne giyeceğimin çok önemi yoktu çünkü etrafta uyum sağlamam gereken insanlar olmayacaktı. Elim askılar arasında dolaşırken ilgimi çeken siyah elbiseyi askısından çekip çıkardım.

İnce askılı uzun elbiseye kararsızca bakarken doğru kombinlemeyle her yere uyabileceğine kanaat getirip yatağımın üzerine bıraktım. Yarım saatim olduğu için duşa girecek vaktim olmadığından hızlıca elbiseyi üzerime geçirip makyaj malzemelerimi ortaya çıkardım.

Son yaşadıklarım stresiyle cildim iyice bozulmuş, birkaç sivilce yüzümün çeşitli yerlerinde kırmızılıklarıyla el sallıyordu. Kapatıcıyla önce onları kapatıp, ardından fondötenle yüzümün tek renge kavuşmasını sağladım. Abartılı makyaj yapmamaya özen göstererek kahve tonlarındaki farı gözkapaklarıma hafifçe yedirirken, rimelle kirpiklerimi belirginleştirdim.

Allığı yanaklarıma yedirirken ruj sürmek yerine dudak parlatıcısı sürmeye karar verdim. Aynadaki görüntüm günlerdir baktığım harabeden uzakken daha sağlıklı bir görüntüye kavuşmuştum. Saçlarımı sıkıca toplayarak atkuyruğu yaparken bakışlarım saatteydi, yarım saat dolmak üzereydi.

Aynadaki aksime bakıp toparlanmış görüntüme bakarken bakışlarım en çok gözlerimde oyalandı. Merak, heyecan, endişe tüm duygular bedenimi ele geçirmişti.

Deri ceketimi dolaptan çıkarıp üzerime giyerken, siyah kol çantamı da telefonumla birlikte alarak odamdan çıktım. Yarım saat çoktan dolmuştu. Ayakkabılarımı giymeden önce pencereden dışarıyı kontrol ettiğimde evin önünde bekleyen beyaz arabayla anlık olarak kalp ritmim sekteye uğradı. Ona bir adım daha yaklaşıyordum.

Bugün belki de Gölge'nin kimliğini öğrenecektim. İçimden bir ses aksini söylese de olumsuz düşünceleri kendimden uzak tutmaya kararlıydım. Hızlı hareket etmeye özen göstererek siyah konverslerimi ayağıma geçirdiğimde büyük bir soluğu ciğerlerime yolladım. Kendi ayaklarımla Gölge'ye gidiyordum.

Kapıyı açarak evden çıktığımda güneş gökyüzündeki mesaisini bitirmek üzereydi. Şehrimizle vedalaşan güneşe kısaca göz atıp bakışlarımı beyaz arabaya çevirdiğimde benim evden çıkmamla arabanın kapısının açılması bir olmuştu. Nefesimi tutmuş inen kişiye bakarken şoför koltuğundan inen takım elbiseli kişinin beni Gölge'ye götürmekle görevli kişi olduğunu anlamıştım.

Evin kapısını kilitleyerek arabaya doğru adımlarken takım elbiseli adam arabanın arka yolcu koltuğunu açmış binmemi bekliyordu. En ufak tereddüt duymadan, kendimden emin adımlarla arabaya ilerleyip benim için açılmış kapıdan içeri girerek arabanın koltuğuna oturdum. Bir umut arabanın içinde Gölge'yi görmüş olmayı beklesem de maalesef ki arabada yalnızdım.

GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin