GÖLGE

39. BÖLÜM|I. KİTAP FİNALİ

08.08.2023

Minik yıldızı parlatmayı ve o güzel yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın. Seviliyorsunuz, çok.🤍

39. BÖLÜM

Hayatımızda yaşamayı hayal ettiğimiz anları önceden düşler, düşüncelerimizde o anı onlarca belki de yüzlerce kez birçok farklı senaryoyla sahnelerdik.

O anı planlarken karşımızdakine soracağımız soruları sıralar hatta alabileceğimiz cevapları türlü senaryolarla düşünür her ihtimali tartardık ancak iş o anın yaşandığı güne geldiğinde hiçbir şey planladığınız gibi ilerlemezdi.

Kelimenin tam anlamıyla nutkum tutulmuştu. Gölge karşımda o kadar farklı gözüküyordu ki neredeyse gerçek kimliği hakkında bildiklerimden şüphe edecektim.

Duruşu, yürüyüşü, hareketleri, parfüm kokusu... Her şeyi bambaşka birine ait gibiydi, karşımda aşina olduğum kişiyi bulmayı beklerken yabancı bir Gölge'yle karşılaşmıştım.

O kadar farklı görünüyordu ki kilosu, boyu bile farklıydı. Gölge'yi canlı olarak karşımda görmeden önce onun kim olduğuna emin olan her düşüncem acabaya evirilmişti. Yoksa Gölge sandığım kişi değil miydi?

"Sessizsin."

Masada karşılıklı sandalyelere oturmuş birbirimize bakarken ilk konuşan Gölge olmuştu. Gözleri için minicik bir delik dahi olmayan maskenin ardından beni nasıl gördüğünü merak ederken sesi de hala robotikti. Sanırım maske sayesinde sesini değiştirebiliyordu.

Bakışlarımı masanın üzerindeki meyve, mezeler ve şarapta gezdirirken, "Kafam karıştı," dedim tüm açıklığımla.

"Ne konuda?"

Sorusunun ardındaki saf merakı solurken iki dirseğini de masanın üzerine yaslayarak ellerini ortada buluşturarak çenesinin altına aldı. Gerek beden diliyle olsun gerek hissettirdikleriyle tüm ilgisinin ben de olduğunu görebiliyordum. Bu hareketi ise konuşma isteğimi arttırıyordu.

"Gerçek kimliğin konusunda," sağ elimle onu işaret ederken, "şu an karşımda her şeyinle bambaşkasın."

"Gölge'de benim kimliğimin bir parçası," deyip oturduğu sandalyede dikleştiğinde, "Gölge ile tanışmak istediğini sanıyordum?" diye sordu. Yüzünü göremiyor olsam da tek kaşının maskenin altından havalandığına emindim.

"İstedim, istiyorum da sadece düşündüğüm gibi değilsin."

"Böyle hissettiysen gerçek Gölge'yle tanışmışsın demektir. Kimliğim konusunda kesin ipuçları verdiğim tek kişi sensin ki sen bile içten içe gerçek kimliğimi bilmene rağmen şüpheye düşüyorsan seni gerçek Gölge'yle tanıştırmışım demektir. Gölge benim maskelerimden biri değil, gerçek kimliğimin bir parçası olduğunu söylemem gerekir. Gölge ile tanışmak istedin, seni tanıştırıyorum."

"Ama sen hiç ona benzemiyorsun ki kilon, duruşun, parfümün..." Sesim sona doğru kısılırken farkları o kadar fazlaydı ki maskenin ardındaki yüzünü görsem bile gerçek mi diye birkaç defa daha kontrol etme ihtiyacı hissedeceğim kadar fazlaydı farklılıklar.

"Beni her Gölge kimliğinle gördüğünde saydıkların ve daha fazlası değişiyor, genelde her parfümü yalnızca bir kere kullanırım. Çünkü kokumuz bizim en büyük kimliğimiz. Nadir olanı değil, çok olanı kullanır Gölge çünkü bilir ki nadir olanlar er ya da geç fark edilip ışık gibi parlar, tıpkı senin gibi."

"Neden kendinden, yani Gölge'den üçüncü bir şahıs gibi bahsediyorsun?" diye sorduğumda biçimsiz maskesine bakıyordum. Üzerine giydiği simsiyah kıyafeti tüm bedeninin kamufle ederken, tenine dair hiçbir şey yoktu. Ellerini deri eldivenin içine gizlerken, yüzündeki maske daha önceki görüşmemizde gördüğümle birebir aynıydı. Oval, simsiyah, kıvrımsız bir maskeydi. Ona dair hiçbir iz yoktu.