Aurora'nın yeni evi böyle bir sokakta canlı çiçek satan bir dükkanın üstündeki 1. katta 2+1 olan bir apartman dairesi ❤️
Luka ile eve yerleştiğimizde hemen gitarımı alıp bir şeyler çalmaya başladım
(taylor swift - back to december)
o kadar özlemiştim ki gitarımı, bu sırada da Luka yemek yapıyordu. Bu konuda pek yetenekli olduğu söylenemez ama benden iyi yemek yaptığı su götürmez bir gerçek.Yemek yapmak diyince aklıma ilk annem sonra da Charles geldi o an boğazım düğümlendi.
Hayatım boyunca tanıdığım en lezzetli yemekleri yapan iki kişi...
Tüm bu düşüncelerim Luka'nın sorusuyla yarım kaldı:"Eee Aurora anlatsana ne işi bu şimdi, sabahın köründe oraya gidip napabilirsin ki?"
Anlaşılan Luka'nın iş fobisini tetiklemiştim yine. Ne zaman işe girsem aynısı oluyordu."Sabahın köründe kalkıp işe gidicem Luka yani bunu her gün herkes yapıyor ya okula ya işe gidiyor..."
"Ben gitmiyorum..."
"Sen şanslı zengin bir piçsin çünkü."
"Kalbimi kırıyorsun...Ama doğruları söylüyorsun."
Sonunda bana hak verdiğini duyduktan sonra göz devirerek küçük bir kahkaha attım ve gitarımı çalarak şarkıyı mırıldanmaya devam ettim:
"İşte gururumu bir kenara bırakıp karşında duruyorum ve o gece olanlardan dolayı senden af diliyorum"
Luka şarkının sözlerini duyduğunda
"Bu şarkıyı birine ithaf etmeyi mi planlıyorsun yoksa?" dedi buruk bir gülümsemeyle bana bakarak."Bilmem, sence yapmalı mıyım?"
"Bak Aurora, ilk önce şunu bilmeni istiyorum bunları seni sevdiğim için falan söylemeyeceğim tamamen objektif düşüncelerim bunlar-"
"Hadi söyle ne söyleyeceksen meraklandırma insanı."
"Sen o gece ağır sözler sarfettin ve çıkıp gittin tamam ama gerçekten senin onun hayatının aşkını olduğunu düşünseydi her şeye rağmen peşinden gelemez miydi?"
"O sözlerin üzerine peşimden gelmediği için onu suçlayamam Luka... Yıllardır vicdanımı rahatlatmak için kendime bu yalanı söyleyip durdum zaten."
"Haklısın fakat şarkıda gururunu bir kenara bıraktığından bahsediyorsun ama o senin için gururunu hiçe sayıp peşinden gelemez miydi?"
Luka'dan nefret ediyordum bazen o kadar mantıklı konuşuyordu ki ikna olmaktan başka çareniz kalmıyordu.
Yüzüne anlamlı bir şekilde bakarak başımı salladım o an bütün taşlar yerine oturuyordu.
Ne olmuş olursa olsun Charles'dan gidip özür dileyecektim ama hala onu 'hayatımın aşkı' olarak görüp görmediğimi zaman gösterecekti.
Charles'dan
Onu hastane odasında ilk gördüğüm andan beri içimde ölü olan bir şeyler sanki tekrar canlandı belki de bu sadece içimde geçmişe duyduğum travmatik bir özlemdi bilmiyorum ...
Bildiğim tek şey onun bana iyi geliyor olması. Tam her şeyden vazgeçtiğim anda karşıma çıkıp hiçbir şey yapmasa bile bana tekrar o yaşama isteğini vermişti.
Ona hala kırgın olup olmamam hiçbir şeyi değiştirmezdi artık, bunu biliyorum bu yüzden onunla konuşup aramızdaki sorunları çözdükten sonra eskisi gibi olabilmemiz için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumu söyleyeceğim.
Tanrım... bunca yıldır özlemini çektiğim şey o an tam karşımdaydı ama ben onun elini bile tutamadım gerçekten acınası bir durum.
491 kelime❤️
Çok kısa oldu biliyorum özür dilerim ama aklıma olay olarak pek bir şey gelmedi ben de full duygularını anlattıkları bir bölüm yazayım dedim 🤷♀️
Ama aklımda çok fena kaoslar var merak etmeyin🤭
Oy vermeyi unutmayın çok seviyorum öpüldünüz 🫶🏻
Ve medyadaki şarkı hikaye ile o kadar uyumlu ki keşke hikayenin adını "back to december" yapsaydım diye düşünmedim değil.
❤️💄🧣🎸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the lakes//leclerc
FanficLugano Gölünü anımsatan yeşil yorgun gözleriyle rezil bir vaziyette bana doğru bakıyordu o an sadece "Charles..." diye fısıldayabildim.