Kai sabah her yeri uyuşmuş bir şekilde kalktı, dün gece battaniyenin altında iki büklüm yattığı için olmuştu. Esnedi ve yatağından kalkıp oturma odasına gitti.
O sırada yerlerde, koltukların üstünde, raflarda hatta televizyonun üstünde siyah kedi tüyleri gördü.
Bunları görmek Kai'ye hiç iyi gelmemişti. Eline süpürgeyi aldığı gibi hemen tüm tüyleri temizledi. Lanetlenmiş gibi hissediyordu.
Buraya hayallerindeki sakin ve huzurlu hayatı yaşamak için gelmişti, istediği bu değildi.
Saate baktı ve işe gitmesi gerektiğini hatırladı, tüyleri temizlemekle uğraştığı için yemek yemeye zamanı kalmamıştı. Aç bir şekilde evden çıktı ve yolda küçük bir fırına girdi. Karşısında Sora'yı görmeyi beklemiyordu.
Belki de Sora ona kızgındı. Çünkü neredeyse her kuralı çiğnemişti. Fakat Sora'nın kötü bir tavrı yoktu.
"Günaydın Kai." Dedi gülümseyerek.
"Günaydın."
Kai hemen kasaya yönelip birkaç çörek aldı ve Sora'nın isteği üzerine karşısındaki sandalyeye oturdu.
"Günlerin nasıl geçiyor? Kasabaya alışmış gibisin."
Kai gülümsedi ve başını aşağı yukarı salladı.
"Evet buraya alıştım ve günlerim gayet güzel geçiyor."
Sora bunun üzerine tek kaşını kaldırıp
"Peki kurallara uyuyor musun?" Diye sordu.Kai yalan söylemeyi seçti.
"Evet Bay Sora... Kurallara uyuyorum."Bunun üzerine Sora gülümsedi ve
"Böyle devam et." Dedi ve Kai'ye gitmesi için müsade verdi.Kai iş yolunda aldığı çörekleri yedi ve tok bir şekilde Girudo'ya geldi.
"Bu gün biraz geç kaldın sanki." Dedi Soobin.
Kai başını aşağı yukarı salladı ve
"Sabah temizlik yapmak zorunda kaldım, bu yüzden yemek yiyemedim, fırına çörek almaya gittiğimde de Sora beni biraz oyaladı." Dedi.Soobin gülümsedi ve oturduğu yerde omuzlarını dikleştirdi.
"Sabah neden temizlik yapmak zorunda kaldın?"
Kai iç çekti ve
"Şey boş ver... O ruhlarla alakalı işte." Dedi.Soobin bunun üzerine alaycı bir ses tonuyla.
"Gerçekten onların varlığına inanıyor musun?" Diye sordu.Kai tekrar tuzağa düşmek ve başını belaya sokmak istemediği için
"Evet. Her neyse boş ver." Diye konuyu kapatmaya çalıştı.Soobin ise Kai'nin bu hallerine cevap olarak sadece boş bir gülümseme bıraktı.
☄⋆ ੈ ✩‧₊˚
İkili bu gün molaya giremeyecek kadar doluydu. Her saniye müşteri geliyordu. İkisi de çok yorulmuştu.
Kai tüm gün dağılan rafları dizerken Soobin'de kasada çalışıyordu. Sonunda müşteriler durdu. Bu arada hemen markete kısa süreliğine ara verip molaya çıktılar.
"Sana anlatmak istediğim bir şey var." Dedi Soobin.
Kai elindeki portakal suyundan bir yudum aldı ve dinlediğini belirtmek için kafasını salladı.
"Rina ve Akio'dan bir şey öğrendim. Mepuru yolunun arkasındaki, ahududuları topladığım ormanda parlak bir çakıl taşının altını kazarsak ruhlardan kalma bir şey bulabilirmişiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
୨୧ FRAMBUESA ⊰⊹ Sookai ✧
FanfictionKai yeni taşındığı Shiawase kasabasındaki dört ruh efsanesine ilk başta inanmaz ama işler garip bir hâl almaya başladığında kendini bir karmaşanın içinde bulur...