☄⋆ ੈ Açıklamalar ✩‧₊˚

42 9 5
                                    

"HAYIR HAYIR BUNU YAPMAYIN!!"

Kai görüyordu.
Soobin yerde insan halinde yatarken diğer üç ışık onun etrafında duruyordu. Ellerindeki sopalar her an Soobin'e çarpacak gibiydi.

Soobin acı içinde bağırıyordu.
"BENDEN NE İSTERSENİZ ALIN! BANA İSTEDİĞİNİZ CEZAYI VERİN AMA LÜTFEN KAİ'YE DOKUNMAYIN!"

Soobin'in yüzüne sopa ile vurmuşlardı.
Soobin yanağını tuttu ve zorlanarak konuştu.
"Her türlü işkenceye hazırım... Yalvarırım Kai'ye dokunmayın."

Kai neler olduğunu anlamıyordu. Başka hiçbir yere bakamıyor, konuşamıyor, hareket bile edemiyordu. Tüm olayları sanki bir tüplü televizyondan izliyordu. Korkuyordu.

Işıklar, Soobin'e yaklaşırken etraf yavaşça karardı ve Kai tekrardan terler içinde yatağından kalktı.

Gördüğü rüyayı hiç düşünmeden yanına baktı. Soobin kedi formunda Kai'nin yastığının köşesine sokulmuş uyuyordu. Soobin'in bu hâli Kai'ye çok tatlı, aynı zamanda üzücü gelmişti. Dün gece Kai bilincini kaybettikten sonra Soobin'e ne yapmışlardı kim bilir?

Soobin'i uyandırmadan kalkmak ve kahvaltı hazırlamak istedi ama her tarafı tutulmuştu. Kalkamadı ve tekrar yattı. Bir elini Soobin'in başına koydu, yanma hissi gelmişti ama elini çekmedi. İnatla Soobin'in başını okşadı.
Buna rağmen Soobin'in uyanmaması onu endişelendirmişti.

Küçük kedinin sırtı inip kalkıyordu, nefes alıyordu ama uyanmıyordu. Kai yorgun olduğunu düşündü ve yataktan zorlanarak kalktı ardından banyoya elini yüzünü yıkamaya gitti.

Aynaya baktığında yüzündeki çiziklerin hâlâ durduğunu görmüştü. Bunu çok düşünmeden mutfağa gitti, ağrısı şiddetli olduğundan zahmetli bir yemek yapamadı, sadece tost yapmaya gücü yetmişti.

Kahvaltıyı hazırladıktan sonra tekrar Soobin'in yanına döndü. Soobin kalkmıştı ama hâlâ kedi formundaydı, oturuyordu.

Kai, Soobin'in yanına oturdu. Bir süre sessiz kalmıştı.
"Çok garip bir rüya gördüm, Soobin."

Soobin, Kai'yi dinliyor gibi görünüyordu.

"O üç ışık. Yani üç ruh. Yani Sora, Naomi ve Akio... Senin etrafındaydı. Sen onlara bana dokunmamaları için yalvarıyordun, herşey çok garipti. Hiç müdahale edemiyordum."

Soobin üzülmüş gibi kulaklarını indirmişti, kalkıp Kai'nin yanına sokuldu ve başını bacağına sürttü. Bu garipti çünkü Kai, kediye dokunduğu zaman yanıyordu ama kedi kendi isteği ile Kai'ye temas ettiğinde Kai'ye hiçbir şey olmuyordu.

"Soobin. Neden hâlâ kedi formundasın?"

Küçük kedi başını Kai'nin dizine koydu ve sırtüstü döndü, daha sonra birkaç parlak ışık ile insan formuna geçti. Artık Kai'nin dizinde yatan Soobindi. Yüzü, boynu ve kolları yara bere içindeydi.

Kai tüm bunlara karşı gözyaşlarına tutamamıştı.
"Neden bu kadar acımasızlar?" diyerek Soobin'in üstüne kapandı.

Soobin kısık bir ses ile
"Dün gece insan formuna geçemeyecek kadar yorgundum... ve ağlama, ben iyiyim."

Soobin, Kai'nin dizinden kalktı ve ona sarıldı. Daha sonra sırtını yatağın başına yasladı ve Kai'yi bacaklarının arasına çekerek göğsüne yatırdı.
"Artık sana her şeyi anlatmanın zamanı geldi."

Kai burnunu çekti ve dikkatle dinlemeye başladı.

Soobin bir yandan Kai'nin yanağını okşarken diğer yandan anlatıyordu.
"İlk olarak Girudo'nun en alt katında bulduğun yanmış günlük bana aitti. Günlükte yazdığı gibi gelecekte yapacağım bir hata önceden bilindiği için evimi yakarak bana ceza vermişlerdi... Gelecekte yapacağım hata ise sana aşık olmam... Bu onlara göre bir 'hata' çünkü ruhlara bu duyguyu yakıştırmıyorlar."

"Hepsinden nefret ediyorum..."

"Bana ceza verilmesine rağmen bu duygunun peşini bırakmadım. Sen daha bu kasabaya bile gelmemişken birlikte olacağımız zaman benimle alâkalı gerçeği bil istedim ve sana ruh olduğumuzu kanıtlamak istedim... Bu yüzden seni ahududular ve kazı ile kandırdım ama herşeyden önce Sora gelecekte bunu yapacağımı da gördü ve tüm kasabaya bu ruh efsanesini yaydı ama kimseye kanıt göstermedi. Böylece insanlar ruhlardan korkup Sora'nın kurallarına uyacaktı ve ruhlar sadece bir efsane olarak kalacaktı. Eskiden kimsenin ağzında ruh diye birşey yoktu."

Soobin biraz soluklandı ve devam etti.
"Sen geldiğin zamanda da aynı kurallara uymanı bekledi ama ben sana herşeyi gösterebilmek için 'ruhlar gerçek değil ' diyerek senin korkunu azalttım ve kandırdım. Tabi bu yaptığımdan sonra üstüne bir de seninle sevgili olunca iyi bir cezayı hakettim."

"Ne yaptılar sana?'

"Sadece fiziksel şiddet. Merak etme iyiyim... Geçirdiğin hastalık, evinde yaşadığın tuhaflıklar ve yüzündeki çizikler dahil herşey Sora'nın işi. Seninle iyi geçinmeye çalışan Akio ve sana geçmişini anlatan Naomi bile ruhtu."

"Bir saniye... Eğer ruhların aşık olması yasak ise Naomi nasıl evlendi ve bir oğlu oldu?"

"Geçmişte o da bu hatayı yapmıştı. Ceza olarak Sora oğlunu elinden aldı, Naomi de oğlunu kaybettikten sonra akıllanmıştı."

"Şerefsiz."

"Evet... Artık ruhları biliyorsun. Bu yüzden çok dikkatli ol. Ben bu zamana kadar ne yaparlarsa yapsınlar bu duyguyu bırakmadım... Artık tek çareleri elimdeki her gücü almak. Bu gün son. Yarın senin gibi normal bir insan olarak uyanacağım, buna üzülmüyorum. Hatta mutluyum. Artık insan olduğum için ruhların kuralları beni ilgilendirmez. Rahatça yaşayabiliriz."

"Eminsin değil mi Soobin?"

"Seni sevdiğim kadar eminim. Artık tuhaf olaylar yaşamayacaksın, bu kasabada mutlu şekilde yaşayacağız."

Kai'nin morali yerine gelmişti.
"Rahatladım... Hadi şimdi kahvaltıya, yemekler iyice soğudu."

…⁠ᘛ⁠⁐̤⁠ᕐ⁠ᐷ

୨୧ FRAMBUESA ⊰⁠⊹ Sookai ✧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin