Kai ve Soobin birkaç gün Girudo'yu açmamaya karar vermişti. Bir süre dinlenmek istiyorlardı.
Kai kuş sesleri ile uyandı, gözlerini açtıktan bir süre sonra yanında bir sıcaklık hissetti. Soobin gece gelmişti ve şu an Kai'nin yanına yatıyordu. Kai gülümsedi ve sevgilisinin yanağını öpüp ona sokuldu, bu hareketinden sonra Soobin kollarını sıkılaştırdı ve Kai'ye daha sıkı sarıldı.
Soobin hâlâ uyumak istiyor gibi görünüyordu ama Kai öyle değildi. Soobin uyumaya çalışırken Soobin'in saçlarıyla oynuyordu, elleriyle farklı modeller yapıyor ve Soobin'e yakışıp yakışmadığına bakıyordu. Yakıştığını görünce gülümsüyordu.
"Saçlarımı çok mu beğendin?"
Kai kıkırdadı.
"Evet, her model yakışıyor. Hiç saçlarını geriye doğru taramayı düşündün mü? Bence en iyi o şekilde duruyor. Daha sert bir hava veriyor, kahkül de çok güzel duruyor. Daha sevimli~"Soobin gözleri kapalı gülümsedi.
"Sabahları çok konuşkansın."Kai tekrar kafasını yastığa koydu ve
"Sen de uyan artık. Öğlen oldu." Dedi.Soobin gözlerini açmadan konuştu.
"Gece geç yattım. Hâlâ uykum var."Kai pes edip yataktan kalktı.
"Tamam ben kahvaltı hazırlarken uyursun... Ama kahvaltıyı hazırladıktan sonra da uyuduğunu görürsem kızarım."Soobin gülerek başını salladı ve battaniyeyi kafasına kadar çekti.
•
"Soobin... Kahvaltı hazır!"
Kai elindeki tahta kaşığı tencere kapağına vurarak yatak odasına doğru yürüdü.
"Soo- nereye gitti bu?"
Kai evin diğer yerlerinde Soobin'i aradı ama bulamadı. Geri mutfağa döndüğünde masanın üstünde bekleyen siyah tüylü kediyi gördü.
"Demek burdasın."
Kedi kısa sürede tekrar Soobin oldu ve sandalyeye geçti.
Kai, Soobin'in bardağına çay doldururken söylenmeye başladı.
"Neden kahvaltıya normal şekilde gelmek yerine böyle numaralar yapıyorsun."Soobin
"Sabah biraz şamatanın zararı olmaz. Çay için teşekkürler." Diye cevap verdi.Kai, Soobin'in karşısına geçti ve beraber kahvaltı ettiler. Günün geri kalanında hiç evden çıkmamışlardı, beraber evi topladılar ve konuştukları gibi pizza ve hamburger yapıp yediler.
Artık gece olmuştu ama bunun farkında değillerdi, zamanın nasıl geçtiğini anlamamışlardı. Saat gece yarısını geçmişti, Soobin ve Kai ise uyumak yerine mutfağı topluyorladı.
Kai tezgâhı silerken sordu.
"Beğendin mi hamburger ve pizzaları."Soobin gülümsedi.
"Bayıldım.""Lokantalarda yapıldığı gibi değildir tabi ama bence de güzeldi."
"Lokantalardansa senin yaptığın yemekleri tercih ederim."
Kai gülümseyerek Soobin'in dudaklarını öptü ve elindeki bezi yerine bıraktı.
"Bu gece de burada kal. Beraber gece film izleriz."Soobin tam ağzını açacak iken kapı çalmıştı.
Soobin şüpheli bir şekilde kapıya yöneldi ve kapıyı açtı. Gelen Naomi teyzeydi.
"Merhaba çocuklar."
Kai gülümseyerek kapıya yaklaştı ama Soobin koluyla Kai'yi geri itledi. Çok huzursuz görünüyordu, Kai bu harekete anlam verememişti.
Naomi gülümsedi ve konuştu.
"Bugün Girudo'yu açmamışsınız, meraktan çatladım. Birşey mi oldu?"Kai tam cevap verecek iken Soobin kapıyı Naomi'nin yüzüne kapatmıştı.
"Soobin?"
"Hadi film izleyelim canım."
"Soobin neden bunu yaptın?"
Soobin, Kai'nin kolunu tuttu ve yatak odasına doğru yürümeye başladı.
Kai kolunu çekti ve
"Soobin sana bir soru sordum." Dedi.Soobin sakin bir ses ile konuştu.
"Şu an Naomi teyzeyi kaldıracak durumda değilim. Hadi uyuya-""Bu da ne demek? Naomi teyze iyi biri, neden böyle davranıyorsun."
Kai sözünü bitirdikten sonra pencereden bir ses gelmişti, biri pencereye çok sert bir şekilde vuruyordu. Kai o yöne baktı ama pencerede kimse yoktu. Başını tekrar Soobin'e çevirdiğinde Soobin yerine siyah tüylü kediyi görmüştü.
Kai birşey diyemeden kedi hızla pencereye yöneldi ve pencereden dışarı çıktı. Kai Soobin'e seslenerek peşinden koştu ama Soobin çoktan gözden kaybolmuştu, Kai dışarı bakınca kimseyi göremedi.
Olaylara anlam vermeye çalışırken gözü duvardaki saate ilişti. Saat gece yarısını geçmişti.
Gözleri akrep ve yelkovanı takip ederken aklından çok fazla düşünce geçiyordu.
Soobin nereye gitmişti?
Naomi teyze bu saatte çıktığına göre o da mı ruhtu?
Neden Naomi teyze bu saatte gelmişti?
Gece yarısı olduğunu nasıl farketmemişti?
Şimdi ne yapmalıydı?Kendine gelince hızlıca pencerenin önünden ayrıldı ve yatak odasına koşup kapıyı kapattı. Yatağına girdi ve korkuyla uyumaya çalıştı ama olmuyordu. Soobin'i düşünüyordu. Gece tekrar gelir umudu ile pencereyi kapatmamıştı, gelince pencereden girsin diye.
Bunları düşünürken aniden önünde iki sarı göz belirdi. Kai korkuyla geri atılmıştı ve kafasını yatağın başına çarpmıştı. Bu Soobindi ama kedi formunda değildi.
"Sakin ol Kai, benim Soobin."
Soobin, Kai'nin ellerini tuttu.
"Özür dilerim, korkutmak istememiştim."Kai kendine gelince sessizce sordu.
"Nasıl bu kadar sessizsin?"Soobin, elini Kai'nin yanağına koydu.
"Uyuyorsun sandım, uyandırmak istemediğim için sessiz davrandım."Kai yutkundu.
"Uyumuyorum, sana sormak istediğim çok şey var."Soobin kafasını yastığa koydu.
"Şu an çok yorgunum. Yarın sorsan olur mu?""Ama... Peki tamam. İyi geceler Soobin."
Soobin, Kai'yi kendine çekti.
"Sana da tatlım."...ᘛ⁐̤ᕐᐷ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
୨୧ FRAMBUESA ⊰⊹ Sookai ✧
FanfictionKai yeni taşındığı Shiawase kasabasındaki dört ruh efsanesine ilk başta inanmaz ama işler garip bir hâl almaya başladığında kendini bir karmaşanın içinde bulur...