Soobin o sabah sevgilisine sarılırken bilmediği bir sebepten ötürü uyandı. Neden uyandığını anlamaya çalışırken bugün normal bir insan olacağı aklına geldi. Kendi kendine gülümsedi ve Kai'den yavaşça ayrılıp banyoya koştu.
Aynada yüzüne dikkatle baktı, yüzünde ve vücudunda değişiklik yoktu. Kedi formuna geçmeyi denedi ama olmadı. Mutlu bir şekilde banyodan çıktı.
Tekrar yatak odasına dönerken Kai aniden kapıyı açarak dışarı fırladı.
"Soobin!"Soobin'i görünce rahatlamış gibi bir nefes verdi ve ona sarıldı. Soobin şaşkınlık bir ifade ile sordu.
"İyi misin?""Neredeydin sen? Bu kadar erken saatte yanımda göremeyince korktum."
Soobin elini Kai'nin başına koydu ve saçlarını karıştırdı.
"Artık ruh olmadığıma göre gizemli yok oluşlar falan da yok."Kai bunu duyunca kocaman gülümsedi.
"Doğru. Aklımdan çıkmış."Birbirlerine bakıp gülümsediler ve saat henüz erken olduğu için tekrar uyumaya gittiler.
Kai Soobin'e sarılırken
"Bugün Girudo'yu açsak mı?" diye sordu."Güzel olabilir. Biraz geç açarız ama açarız. İyi uykular."
"Sana da."
°
Günün ilerleyen saatlerinde Kai ve Soobin Girudo'yu açmak için yola çıktı. Hava bugün her zamankinden serindi."Girudo'yu özlemişim" dedi Soobin anahtarlarını Girudo'nun kapı deliğine geçirirken.
İkili içeri girdiler ve birkaç düzenleme yapıp müşterileri beklemeye başladılar. İlk müşterileri Sora olmuştu. Sora'yı görmeyi ikisi de beklemiyordu ve gördükleri için mutlu değillerdi.
Sora, Soobin'e doğru yürürken Kai öne atıldı.
"İyi günler başkanım. Buyurun ben size yardımcı olayım."Sora soğuk bir ses ile cevap verdi
"Gerek yok."
ve Soobin'in yanında durdu. Kai de onların yanına gelmişti."Merhaba başkanım. Nasıl yardımcı olabilirim?"
Soobin'in yüzündeki kinayeli gülümseme Sora'yı sinirlendiriyor gibiydi.Sora sesini yükselterek konuştu.
"Irkını bir 'insan' için terk ettin öyle mi Soobin!?"Soobin böyle bir sorun çıkacağını biliyordu. Hemen cevap verdi.
"Evet Bay Sora. Öyle yaptım."Sora sesini daha da yükseltti.
"Tehlikenin farkında değil miydin!?"Soobin hâlâ sakindi.
"Tehlikeyi çoktan atlattım. Artık ruh olmadığım için bana göre sadece bu kasabanın başkanısınız. Diğer insanlara nasıl davranıyorsan bana da öyle davranmanız gerekir."Sora arkasında duran Kai'ye baktı, ardından tekrar Soobin'e döndü.
"Bir gün olur da sevgilinden ayrılırsan tekrar ruh olabilmek için ayaklarıma kapanma!"Soobin kollarını kavuşturdu ve gülümsedi.
"Bu kasabanın bir kuralı var Bay Sora. Evlenen insanlar asla boşanamaz. Bu yüzden Kai ile ayrılmamız söz konusu değil."Kai, Soobin'in son cümlesini duyunca şaşkın bir ifade ile ona bakmıştı.
Evlilik mi?Sora da aynı şaşkın ifade ile bakıyordu. Cevap vermedi sadece çirkin bir bakış atıp Girudo'yu terk etti.
Sora gittikten sonra Soobin gülümseyerek Kai'ye bakmıştı.
"Evlilik hakkında ne düşünüyorsun?""Evli miyiz şimdi biz?"
"Henüz değil... İstersen oluruz."
"İSTERİM!"
Soobin gülümseyerek Kai'ye yaklaştı ve elini tuttu.
"Bize bir çift yüzük alacağım. Düğün yeri ve zamanı sen ne zaman istersen. Hemen bugün hazırlıklara başlayalım öyleyse."Kai'nin heyecanı yüzüne yansıyordu.
"Umarım hazırlıklar kısa sürer~"°
"Düğün yeri olarak sahil bence harika olur. Denizi severim."
"Hmm hm"
"Ve ve tabiki düğün pastası. Çikolatalı!"
"EVET."
Soobin, Kai'nin söylediklerini elindeki deftere not alıyordu. Kai onun yanına oturdu ve başını omzuna yasladı.
"Kıyafetleri ne yapacağız Soobin?"
"Hmm beyaz takım elbise?"
"Olabilir~"
Soobin beyaz takım elbiseleri de not aldı ve
"Davetliler kim olacak?" Diye sordu."Hmm herkes gelsin bence."
"Herkes mi? Sora, Naomi ve Akio da dahil mi?"
"Evet. Eminim senin mutluluğunu görmek isterler."
Soobin dalga geçer gibi güldü.
"Çok şakacısın. Pekâlâ tüm kasaba orada olacak. Onlar da gelecek ve benim ki gibi bir eşe sahip olamadıkları için üzülmelerini izleyeceğim."Kai sadece güldü. Saat gece olmuştu ve Kai'nin uykusu gelmişti.
"Son olarak yüzükler. Bunları ben hallederim. Hadi uyuyalım artık."
...ᘛ⁐̤ᕐᐷ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
୨୧ FRAMBUESA ⊰⊹ Sookai ✧
FanfictionKai yeni taşındığı Shiawase kasabasındaki dört ruh efsanesine ilk başta inanmaz ama işler garip bir hâl almaya başladığında kendini bir karmaşanın içinde bulur...