Aldanış

19 0 0
                                    

Tülin beni zorla koltuğa oturtup sakinleştirmeye çalışırken, Kemal ise salonun ortasında volta atmaya başladı. Olanlar sanki başka bir yerdeyim gibi hissettiriyor şu an, her şey çok ağır ilerliyor.
Herkes güneşi görürken ben sadece karanlığı görüyorum, ne yapmam gerekiyor bilmiyorum ve hala inanmak istemiyor kalbim, beynimle çarpışıyor adeta.
Konuşmak istiyorum bir yandan, ama bir yanda da derin bir sessizliğe gömülmüş ruhum. İçimdeki bu savaşı kime anlatabilirim ki?

Ben böyle içten içe çırpınıp dururken, telefonum çalmaya başladı. Kafamı yavaşça çevirip bakınca o ismi gördüm, ruhum acıyla boğuşurken.
Telefonu güçlükle masadan almaya çalışırken ellerim titriyordu.
Açıp kulağıma koydum, derin bir sessizlik oluştu o an. Sonra sesini duydum.
"Devin, konuşmamız lazım!"
Peki ne demeliydim şu an? Ne yapsam da değiştiremem, insanoğlu elbet istediğini yapar.
"Peki, anlat!" Dedim ve o an bildiğimi anlamış gibi sesi titremeye başladı.
"Her şey için çok üzgünüm! Bunu seçmek zorundayım, veda etmek için aradım! Artık iyi olacaksın bensiz!"

Ne demek istiyordu? Ondan şüphe etmem gerekiyor muydu? Artık kalbim kaldırmıyor ne olursa olsun, huzur istiyorum sadece.
"Bir şey söylemene gerek yok. Eşyalarımı toplayıp gideceğim, sakın karşıma çıkma, sakın!" Dedikten sonra telefonu kapatıp hızla yatak odasına çıktım. Merdivenleri deli gibi koşarken nefes alışverişim kulaklarımda deprem yaratıyordu sanki. Odadaki herşeyimi bir valize doldurduktan sonra, son kez gözden geçirdim. Tek gördüğüm anılarımız, bir kaç gün bile olsa dünyanın en güzel duygularını yaşamıştım. Bu odada birlikte uyuduk, her fırsatta sarıldık ve birlikteyken çok güçlüydük.

Gözlerimden yaşlar süzülürken ellerime damladı ve elimi silerken parmağımdaki yüzüğü gördüm. Yine yarım kalmıştı ve sebebi yine aynıydı, o kadın. Kendi kulaklarımla duymadan inanamazdım ona, zorla mı tutuyor diye düşünürdüm.
Odadan çıkıp Tülin'in yanına indim ve onun da gözlerinde yaşlar olduğunu gördüm.
"Artık gözyaşı yok arkadaşım, hadi gidelim burdan!" Dedim ve Kemal de Tülin'in valizini getirmişti.
"Ben sizi bırakacağım, en azından şimdilik bir sıkıntı olmadığından emin olana kadar!" Dedi Kemal.
"Peki, hadi çıkalım." Dedikten sonra son defa kafamı çevirip eve uzunca baktım.
Ardından dış kapıyı açtı Kemal, veda vakti gelmişti...

Arabanın arka koltuğunda otururken kısık seste müzik çalışıyordu, Tülin ise Kemal'in yanındaki koltukta oturuyordu. Arkasını dönüp bana baktı Tülin.
"Her şey için üzgünüm! Her zaman yanındayım biliyorsun canım arkadaşım, içinde yaşadığın fırtınalara tek başına göğüs germe. Lütfen, her şeyi konuş ağla haykır ve istersen bir şeyler kır dök ama konuş!"
Ona acımı örtmeye çalışırken.
"Yanlız olmadığımı biliyorum, kırıp dökmek çözüm değil. Biz plan yaparken hayatın da bizim için plan yaptığını unutmuşum, bunun önüne geçemem. Tek yapabileceğim sakin olmak, bu saatten sonra hata yapma şansım yok!" Dedikten sonra camdan dışarı bakmaya devam ettim...

Demir'den

Devin ile belki de son konuşmamdı, bunun üstesinden gelmeye çalışıyorum. Allah'a dua ederek gözyaşlarımı akıtırken sessiz bir şekilde, salona geldi lanet baş belası. Oturduğum koltuktan öfkeyle ayağa fırladım, kendime engel olmam çok güçtü o an ve ses tonum yükselmişti.
"Seni sürtük. Al işte bitti her şey, tüm hayatımı bitirdin! Tıpkı bir parazit gibisin, yaşadığım her an lanet okuyacağım sana!"
Yanıma yaklaştı iyice, tıpkı bir yılan gibi bakıyordu gözlerimin içine.
"Bence sakin ol, senle bir anlaşna yaptık. Zorla sevemezsin belki ama saygı duymak zorundasın. Haddini aşarsan sonuçları seni ilgilendirir, bu arada artık aynı yatak odasında kalacağız. Senle olan hayatımızın ilk günü bugün ve bunu kutlamak istiyorum!"

Bu sözler beynimde yankılanıyordu, içten içe yiyip bitirmeye çalışıyordu sanki.
"Ne istersen öyle olsun, sana saygı duyarım evet ama sana olan nefretimi her fırsatta dile getireceğim, nasıl bir sürtük olduğunu duymak sana zevk veriyordur!" Dedikten sonra alaycı bir şekilde kahkaha atmaya başladım. Bu onu kızdırmıştı ki yanağıma sert bir tokat attı. Hafif bir sızı vardı, ama ruhumun acısıyla boy ölçüşemezdi. Yüzüne bakıp ona tokat atmayı hatta daha kötü şeyler yapmayı geçirdim bir an aklımdan ama bu yanlış, hem insanlığıma hem de sevdiğim kadına Devin'e zarar veremem. Her şeyin sonuçlarını düşünmem ve kendime engel olmam lazım.

Devin (kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin