Dürüstlük

6 0 0
                                    

Devin'den

Vakit geçtikçe uyku bastırıyordu vücudumu, uykuya direnmeye çalışıyordum istemsiz bir biçimde.
Ruhumda açılan derin yaralar beyninde cirit atıyordu sanki.
Demir'i merak ederken bu sözleri ondan da duymak istiyordum ama bu şu an imkansız!

Sabah olmuştu ve bir şeyler atıştırıp masadan hızlıca kalmaya çalışıyordum. Sadece ölmemek için yemek diye buna denir heralde.
Tülin ve polisler de masada oturmuş yemeklerini yerken Tülin'in telefonu çalmaya başladı.
"Bebeğim, günaydın." Diyerek açtı. Kemal'den başkası olamazdı.
"Nasıl yani? Burdan taşınıyor muyuz?" Dediğini duydum.

Tülin'den

Kemal oldukça radikal bir karar vermişti ve konu tamamen bizim güvenliğimiz.
"Evet canım, daha büyük ve korunaklı bir ev aldım. Sen ve Devin için, her şeyin daha güzel olmasını sağlayacağım sizin için." Dediğinde kelebek gibi hafiflemiş hissettim kendimi.
"Peki, ne zaman taşınıyoruz? Gerçekten bu kadar güvenli mi?"
"Merak etme canım, emrim olmadan kuş uçmaz. İçten ve dıştan çok güzel korunan bir ev ve adamlarımızı her yere yerleştirdim. Siz de korkmadan herşeyi yapabilir siniz, şimdi polis arkadaşıma da haber vereceğim. Yanınıza sadece sizin için önemli olan şeyleri alın, elbise veya başka şeyler var. Tüm dolapları doldurdum!"

Ah benim sevgilim her şeyi düşünmüş, bu ne kadar da güzel bir duygu. Değerli hissetmek, bunu en derinden hissediyorum şu an.
"Tamam, o zaman haber bekliyorum senden!"
"Peki, polis arkadaşlar zaten şimdi alarma geçecek. Hazırlanmaya başlayın."

Dedikten sonra telefonu kapattı, Devin ise şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Nasıl yani? Bizim için mi satın almış?"
"Evet Devin'ciğim, hemen taşınıyoruz. Güzel korunan bir yer, İnşallah her şey daha güzel olacak!" Dediğimde yüzü düştü bir an.
"Evet, Demir gelirse her şey harika olacak!"

Öyle söylediğinde gülümsemem yerini hüzünle doldurdu, yanına gidip ona sıkıca sarıldım.
Canım arkadaşım aglamaya başladı, hıçkırıyordu acılarını dışarı vururken.
Yüzündeki yaşları elimle silip ona gülümsedim.
"Sadece inan, o gelecek. Hep birlikte güzel bir tatile çıkacağız, evrene iyi enerji göndermeyi unutma. Geleceğini hisset." Dedim ve ardından ağlamayı bırakıp gülümseyerek acısını bastırmaya çalıştı.


Öğleden sonra saat 13:50 yi gösterirken Kemal'in bizim için aldığı eve yerleşmeye başlamıştık bile.
Ev gerçekten çok güvenli ve en azından bahçede rahatça oturup hava alabiliriz. O sürtük yüzünden evde hapis olmaktan bıktım, umarım bir an önce hakettiğini bulur.
Evde on bir oda var ve hepsi çok geniş. Bu biraz fazla büyük ama onun yapmak istediği güvende olmamız.
Eminim bundan dolayı seçti.

İşleri bitirip Devin ile karşılıklı oturmaya başladık, sürekli yer değiştirmek insanı hem fiziksel hem de ruhsal olarak yoruyor. Bir yere alışırken başka yere göç etmek zorunda kalıyoruz her seferinden, umarım bu sondur.
Devin yine hüzün dolu bir bekleyiş içindeydi, ona gülümseyip ayağa kalktım.
"Hadi Devin bahçeye çıkalım, burada güvendeyiz. Temiz hava iyi gelecek bize."
"Tamam, hadi çıkalım!" Dedi mağrur bir şekilde.

Bahçeye çıkıp ayağımızdaki terlikleri çıkardık, toprakla temas etmek her zaman iyi gelmiştir. Güneş elmas gibi parıldarken yanında kar beyazı bulutlar ile harika bir bütün olmuştu.
Sanki oyun oynar gibiydiler, bazen güneş öne geçiyor bazen de bulutlar.
Evren ne kadar da müthiş, büyüleyici ve göz alıcı...
Devin bu güzel manzaraya bakarken gülümsemeye başladı.
Güneşin umutla eş değer bir enerjisi vardı sanki..

İki saate yakın bir zaman geçirdik bahçede, sonra içeriye girip tekrar salonda oturmaya başladık. Devin mutfağa doğru yürüyüp arkasına bakmadan konuşarak devam etti.
"Ben yemek yapmaya gidiyorum, canım yemek yapmak istiyor."
"Tamam canım, istediğini yap. Ben yerim, zaten her şeyi güzel yapıyorsun!" Diye hafif yüksek tonda sesimi duyurmaya çalıştım.
Bunu duyunca ufak bir kahkaha attı.

Devin (kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin