13 ; Güneş.

150 16 12
                                    

Roseanne henüz akşamüstü olmasına rağmen koltukta uyuya kalmıştı. Aklıma sır gibi sakladığı defteri geldi, onun özeli olduğunun farkındaydım fakat odasına gidip defteri aramaya başladım.
Bütün çekmece ve dolapları aramama rağmen bulamadım. En son yastığını kaldırıp altına baktım, oradaydı. Fakat defter kilitliydi, günlük gibi saklamıştı.
Daha sonra içeriden telefonumun sesi geldi. Defteri yerine koyup salona koştum ve telefona baktım, açık unuttuğum için videolar açılmıştı.
"Hadi ama nasıl açıldı bu?"
Videodan çıktım, galerimde gezerken Roseanne'nin fotoğraflarına rastladım. Otelde uyuduğumuz gece hem kendisini hem de beni uyurken çekmişti. Tam silecekken duraksadım ve vazgeçip telefonu kapattım.
...
Hava kararmıştı,
Ay'ı izlemek için pencereyi açmam bile yasaktı fakat meraklanıyordum. Pencerenin önünde beklerken Roseanne uyandı.
"Oooo günaydın!"

"Pek gün aymamış sanırım..."
Bunları söylerken hâlâ uykuluydu ve gözlerini açmaya çalışıyordu.
"Neden orada bekliyorsun?" dedi.

"Ay'ı izlemek istiyorum. Normalde dolunay günlerinde gökyüzüne bakarak derdimi anlatıp sohbet ederim."

Koltuğa kendini bıraktı ve gözlerini ovaladı, "Bu gece bana anlatsan olmaz mı?"
Ona bir süre baktım ve düşündüm. "Olur." dedim, "Anlatayım."
Ayağa kalktı ve hızlıca koridora çıktı, "Ama önce yüzümü yıkayıp uyanacağım!"
Güldüm. Koltukta oturup onu beklemeye başladım.
Geldiğinde elinde iki atıştırmalık vardı, yanıma oturdu.
"O ne?"

"Çikolata, yer misin?"

"Çikolataya alerjim var."

Bunu duyduğuna çok üzülmüş gibi bir bakış attı. Elindeki çikolataya bir süre bakıp kenara koydu. Tepkisi çok şirin olduğu için gülümseyerek onu izledim.
"Hiç çikolata yemiyor musun peki? Bu felaket!"
Güldüm, "Daha önce alerjim olduğunu öğrenene kadar bir kaç tane yemiştim." dedim.
"Eee ne anlatacaksın bakalım?" diye yerini alıp konuyu açtı.
Derin bir nefes aldım, ilk defa birisiyle dertleşecektim.
"Babam, yani o her kimse. Sence neden böyle davranıyor?"

"Nasıl davranıyor? Son olayı mı kast ediyorsun?"

"Evet."

"Bilmiyorum Lalisa, onu hiç görmemişsin, belki o da seni hiç görmemiştir."

"İşte sorun bu. Neden hiç görmediği ve ziyarete bile gelmediği kızını kumarda kullanır?"
Bir yandan çikolatayı yiyor bir yandan da beni dinliyordu, bir süre düşündü.

"Belki de pisliğin tekidir!"

"Orası kesin." dedim duvarı izleyerek.
Yorum yapamasa da beni desteklemeye çalışıyordu, farkındaydım.
Elini cebine attı, küçük bir şeker çıkardı.
"Çikolata yiyemezsen... Bunu yiyebilir misin?"
Yüzüne baktım.
Sadece yüzüne baktım.
Bana bu kadar iyi gelmeye çalışan kimse olmamıştı.
Tebessüm ettim,
"Yiyebilirim."

Daha sonra konuşmayı bitirdim, daha fazla bunu düşünmek istemiyordum. Cebimden sigarayı çıkartıp balkona çıkmak için kapıya yöneldim.
"Lalisa! Dışarı çıkmamız yasak!" dedi Roseanne.
"Bende sigara içiyorum zaten, evin içinde iç bu seferlik."
Moralim bozulmuştu, günlerce güneş görmeyecekmişiz gibi hissediyordum.
Aslında,
benim güneşim yanımdaydı.
...
O gece sabaha kadar vaktimi Roseanne ile geçirdim, ilk defa böylesine yakın hissettiğim bir insan olmuştu.
Sabah ikimiz de salonda uyandık.
Kalktığımda Roseanne yoktu fakat yanımdaki masanın üzerinde bir fotoğraf vardı, uyurken benim fotoğrafımı çekip yanıma koymuştu.
Ayağa kalktım ve evde Roseanne'yi ararken ona seslenmeye başladım,
"Hey! Uyurken fotoğraf çekmeyi çok mu seviyorsun? Çok kötü çıkıyorum!"
Ben söylenirken mutfaktan tıkırtılar geliyordu. Mutfağa gidip Roseanne'nin orada olacağından emin bir şekilde içeri girdim. Girdiğimde gülüyordu ;
"Ne yapayım! Uyurken çok tatlı gözüküyorsun bende çekiyorum, hem hoşuma gidiyor fotoğraf çekmek."
Fotoğrafı tezgahın üzerine bırakıp yanına gittim "Ne yapıyorsun?"
"Kahvaltı hazırlıyorum, biraz daha uyumaya devam etseydin ben yiyecektim!"
Gülümsedim, çok güzel kokuyordu. Böyle huzurlu bir eve en son sekiz yaşında uyanmıştım, annem henüz yaşıyorken.
Masaya oturdum ve telefonumu karıştırmaya başladım. Roseanne seslendi,
"Çilek sever misin?"

"Bilmem, severim herhalde."
Arkasını dönüp garip bir bakış attı.
"Neyi sevip sevmediğini bilmiyor musun?"
Telefondan kafamı kaldırmadan güldüm. Daha sonra yiyecekleri masaya yerleştirmesinde Roseanne'ye yardım edip sofraya tekrar oturdum, bu uzun zaman sonra kahve ve sigara ile geçiştirmediğim ilk kahvaltım olacaktı, gelecekte bana sigara yaktıracağını bilmediğim kişiyle.

secret mission ; chaelisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin