Soyunma kabininden çıktım. Rolümü ezberlemem gerekiyordu fakat ben Roseanne'nin asil bir karakterle nasıl gözüktüğünü görmek istiyordum.
Kabinden çıktı.
Siyah rengi bir kadına ancak bu kadar yakışabilirdi.
Ben gözlerimi ondan alamazken fark edip lafa karıştı,
"Ne o? Çok mu güzelim?"
"Evet." Dedim, "Çok güzelsin."
"Pembe yakışmış." deyip gülmeye başladı. Ah unutmuşum, bu onun dalga konusu olmama yetiyor.
Odadan çıkıp dosyalara son bir bakış attıktan sonra ofisten ayrıldık.
Arabaya binip sözde "Club Hotel"in yolunu tuttuk. Roseanne yolda sorular sormaya devam ediyordu ,
"Şimdi bu otelde yasa dışı ticaret oluyormuş, öyle mi?""Evet."
"Ne ticaretiydi?"
"Kadın ticareti, biraz daha soru sormaya devam edersen seni de vereceğim."
Sustu ve camdan dışarı otelin ışıklarını izlemeye başladı. Roseanne hayatımdaki insanlara ve bana inat çok enerjik ve hayatın içinden bir insandı. Ben en son on yaşımdayken böyleydim doğrusu. Araba park edildikten sonra indik ve ışıltılı kapıdan içeriye girdik. Roseanne resepsiyon tarafına yaklaştı ve "İki kişilik bir oda istiyoruz, iki gece." dedi. Ücret ve anahtarı da halledip yanıma geldi,
"Normalde böyle işleri sen yapardın değil mi? Önümüzdeki iki gün boyunca ağır başlı olan ben olacağım." Ağzının kenarıyla hava atar gibi tebessüm etti.
Eşyaları odaya yerleştirirken soracağından emin olduğum o soruyu sordu, "Burası club otel değil mi? Hadi cluba inelim."
Ona karşı ısrar etmeyecektim çünkü onun saatlerce yüzünü asıp oturmasını görmek istemiyordum. Onun üzülmesi beni garip hissettirmeye başladı. Üstelik aşağıda ne olup bittiğini de görmemiz lazım. "Pekâlâ." dedim ve odadan çıktık.
Club zemin katın sağ tarafından girilen bir kapıyla açılıyordu. Roseanne girmeden önce üstünü düzeltmeye ve nefesini ayarlamaya başladı.
"Ne yapıyorsun?" dedim."Belli mi olur belki düşürüz birilerini." diye cevap verdi.
"Saçmalama! Buranın nasıl bir yer olduğunu bilmiyor musun? Seni tehlikeye atamam."
"Korumacı insanları severim." dedi ve aynı yakıcı tebessüm yüzünde belirdi. Birlikte içeri girdik. Yoğun alkol kokusu ve son ses şarkı içeri girer girmez insanı sarhoş etmeye yetiyor. Birlikte bir masa bulduk, yerleştik ve Roseanne içecek alacağını söyleyip gitti. Masayı bilerek bütün salonu görecek bir konumdan seçtik. Normal olarak da bütün salon da bizi görebiliyor. Bir adam fark ettim, değişik bir tip. Beni inceliyor gibi. Roseanne gelip içeceği önüme koydu,
"Ne oldu? Bir şey mi buldun?""Hayır, sadece şuradaki adam beni rahatsız etti."
Roseanne dönüp adama baktı. Hâlâ bizi izliyor.
"Sorun etme," dedi. "clubta böyle şeyler normal. Bulaşırsa hallederiz."Bu söz hoşuma gitti. "Sen mi halledeceksin?" dedim ve ufaktan gülmemek için kendimi tuttum.
"Tabiki, ortağıma yavşayan olursa bitiririm."
İşte buna gülmüştüm. Bazen komik, bazen ciddi bazen ise enerjik olması beni bitiriyordu. O sırada adam bize yaklaşmaya başladı, yürüyerek değil hafiften de olsa bize doğru olan masalara sırayla geçiyordu. Başka bir adam yanına gitti ve kulağına bir şeyler söyledi. Adam bize bakarak onayladı ve bu sefer net olarak yanımıza geldi.
"Selam, naber?"
Roseanne'nin o anki bakışı aklıma kazındı. Ofise dönünce mutlaka dalga geçecektim."Kimsiniz?" diye sordum.
"Öylesine takılıyorum, eşlik etmek isteyen olur mu?"
"Olmaz." dedi Roseanne atarlı bir tavırla. Kulağıma eğildi ve "Tanrı aşkına bu adamla kim takılır!?" dedi. Kendimi tuttum.
"Aslında burada tek takılmak için geldik, partnere ihtiyacımız yok."
Roseanne benim partner kelimemi duyunca gözlerini büyütüp dik dik bana bakmaya başladı. Onu sinir etmek ve yüz ifadesini görmek için yaptım. Adam cevap vermedi ve kafasını sallayarak yerine döndü.
"Ne partneri?! Buradaki tek partnerin benim.""Bana koruyucu diyene bak sen." dedim. Adamı hala izliyordum. Barmen'in yanına gidip İki içecek aldı. Fark edilmediğini düşünüp içine cebinden çıkardığı bir madde kattı.
"Roseanne, şunu izle." dedim kısık bir sesle.
"Kısık sesle konuşma zaten bu şarkıyla kimse duyamaz salak." dedi. Göz göze gelip biraz bakıştıktan sonra adama döndük. Yan masamızda iki kadın oturuyordu. Kadınların kendisini kabul etmeyeceğini bildiği için genç bir oğlana içecekleri vererek yolladı. Kadınlar içecekleri aldı ve takılmaya başladılar.
"Böyle izleyecek miyiz?" dedim."Biraz bekleyelim, nasıl yürüttüklerini görmeliyiz."
Kadınlar bir süre sonra afallamaya başladı.
Neler olacağını biliyorum fakat izlemek zorundayız. Kadınlar gencin peşine takıldı ve clubtan ayrıldılar.
"Çıkalım." dedim.
Anlamsız gözlerle bakıp "Ne?" dedi.
"Dışarı çıkalım." dedim.
Utanmış olmalı ki bir şey söylemeden önden yürümeye başladı.
Bir süre sonra onları kaybettik fakat asansörde en son 5. kata çıkıldığı yazıyordu. Asansöre binip 5. kata çıktık. fakat kimse yoktu.
"Aramalı mıyız?" dedim.
"Gerek yok, iki gün boyunca buradayız. Odaya gidelim." dedi.
Odaya indik ve üzerimizi değiştirdik.
"Neden ayrı yatak seçeneğini seçmedin ki!" diye bağırdım.
"Sorun olur mu? Olursa git koltukta yat hahah."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
secret mission ; chaelisa
Fiksi PenggemarSiyah rengi bir kadına ancak bu kadar yakışabilirdi.