Merhaba...

31 4 0
                                    


Metehan (35 yaşındaa) - Carlos Martin

Siiizz ???

İnanmıyorum bu o adam. Yok artık !

-Merhaba. Ben Metehan Soydaş.

.................

İnanamıyorum şuan karşımda duran kiisi on dakika önce bütün sinir devrelerimle oynayan kisi, bu hayatın bana attığı mükemmel kazıklardan birisi olmalı.
İsin daha garip olan kısmı ise bu adam neden bu kadar mükemmel gülüyor? Saçmalama Buğlem!

- Merhaba ben de Buğlem.
- Biliyorum. Memnun oldum.

Biliyormus-mus. Ukâlâ.

- Kardesim niye birbirinize bakınıyorsunuz. Oturun. (Yiğit)
- Aa şeeyy abii..
- Buglem Hanım ile iyi bir baslangıc yapmadık da..

Acabaa kimin sayesinde. Hödük.

-Buğlem? (Kulağına eğilip söyler)
-Efendim
-Ne baslangıcından bahsediyor?
-Sorma arkadas fazla öküz.

- Anlasılan sizi fazla sinirlendirmisim Buğlem Hanım.

Ne sacmalıyor bu? Biz Melis'le kendi aramızda konusuyorduk, duymus olamaz herhalde.

-Ne hakkında konustuğunuzu anlayamadım Metehan Bey.

' Metehan, karşısındaki kızı farkettirmese de çok beğenmisti. Aklındaki tek düsünce bu kız onun olmalıydı. Tek problem giyimiydi Metehan icin, fazla acıktı ve o da fazla kıskanç. Bu gecenin sorunsuz kapanması icin dua ediyordu.
Yiğit , bu sefeer olur diye düsünüyordu bir yandan da kendisine inanamıyordu. Babasının ağır baskısı sonucunda cevresindeki tüm bekar erkeklerle tanıstırıyordu kardesini, tabi onun kisiliğini beğendikleriyle. Metehan da kardesi gibiydi, aşktan yana yüzü gülmeyenlerden...'

- Diyorum kiii bana öküz demeden önce bi düsünseydiniz keske
- .... Siz ? Şeeyy kusura bakmayın da bizi mi dinliyordunuz?
- :) Kulak misafiri oldum sadece.
- İyi. Bir dahakine kulaklarınıza sahip cıkın.

Yaklaşık bir buçuk saattir bos bi konu üzerinde konusuyoruz. Amacımız ne? Buğlem'i evlendirmek. Allah'ım hangi aile kendi çocuğu evlensin diye bu kadar örgüt gibi çalısabilir ki? Gerçekten ilginc bir ailem var.
- Buğlem?
Ooff yine ne var Melis.
- Efendim Melis
- Biraz konussak ikimiz?
- Ne hakkında?
- Gel cıkalım. Onlarda is hakkında konussunlar biraz.
-Tamam.

Tamam olmasına tamam da ne işi? Abi ne karıstırıyorsun sen yine?

- Hayatım biz çıkıyoruz. Siz konusmaya devam edin.
- Tamam aşkım dikkat et, edin.

O sondaki " edin " o elbiseyle dikkat et is acma basıma baskısıydı bundan adım gibi eminim. :D
Melis ile beraber restauranttan cıkıp önce eve gidip rahat kıyafetlerimizi giydik.. Suan çok daha rahattım. Sahile gidelim dedi. Ne konusacaktı acaba?
Deniz ne kadar durgundu. En sevdigim sey, aksam ve deniz uyuyan bir cocuk kadar sessiz. Sadece kıyıya vurus sesleri var.

- Canım hala Koray mı var aklında?

Bu soruyu hic beklemiyordum. Onun ismini duymak bile icimi titretiyordu. Daha garip bir sey varsa bugün ilk defa bi adamın gülüsünde Koray'ın gülüsünü yakalamıs olmamdı. Aklım kalbimle tezat.

- Bilmiyorum. Aradan gecen bunca zamanda o kadar alıstım ki onsuzluğa.. Aklıma geldiği an ağlayamıyorum. Artık göz pınarlarım isyan etmiyor . Eskiden olsa ben aglamamak icin cenemi sıkarkan gözlerim yine uslu durmazdı. O gün... Gittiği zaman, yüreğimden bir sey koptu sanki öyle cok acımıstı kii..

- Pekiii. Ama ben soruma cevap hâlâ alamadım bayan duvar.

İstedigini ögrenmeden asla bırakmaz. Hep böyledir Melis.

- Senin cocuğun yok mu? Gidip onunla ilgilensene ya.
- Unuttun mu? Annem bizde tatlım. Bu aralar rahatım. Ayrıcaa benim çocuğum çoktan uyudu. Konuyu degistirme Buğlem.
- Ben onu çok sevdim. Nasıl unuttum diyebilirim ki Melis?
- Zorundasın. Üzülme artık mutlu ol. Bu senin hakkın.
- Ben mutluluğu , askı o mezara Koray'la beraber gömdüm. Simdi onun hatıralarıyla savasıyorum. Hayat hep adil davranmaz. Bize de davranmadı.
- Metehan'dan elektrik aldın mı?
- Oradan bakınca priz gibimi duruyorum Melis.
- Ayy ne biliyim öyle derler ya elektrik aldım falan.
- Yaa almaz olur muyum. Cok iyi elektrik aldım kiii ay amaan neyse.
- Seni evlendiremeden göcüp gitcem bu diyardan.

Akşam gec saatlere kadar konustu iki kadın. Birisi aşkını digeri yarım kalanını anlattı. Bir sey farketti o aksam Buğlem ölenle ölünmüyordu. Bir yerden tutmalıydı artık hayatı.
Ve bi karar verdi , hayatındaki yeni baslangıcı ilk aşkına anlatmalıydı.

( Saat 11.46 Buglem Koray'ın mezarına gitti. )

Sabah akşamdan aldığım kararla abime mesaj atıp İstanbul'a geldim. Abim Metehan da bugün İstanbul'a gidecek bekle dedi, hayır onu ne ilgilendiriyorum ki ben. Bir de bekle diyor. O değil benimle evlendirmeye calistiği adam mezarlıga mı gelecek? E o da bi fatiha okur artık. Sabır Allah'ımm su söylediklerime ben bile inanamıyorum ...

Dün gece o kadar çok düsünmüstüm ki rüyamda Koray'ı görmüsüm. Görmüsüm diyorum çünkü tek hatırladığım Koray'ın "Mutlu ol, benim için, bizim için, yasayamadıklarımızı yasamak icin." demesiydi.
Yine geldim mezarlıga. Nedense cok ürkütücü burası. Bu yüzden hep korkarım buradan. Çicekleri de solmus hep.. Konusmak istyorum, sesim çıkmıyor.

- Ben geldim yarım kalanım. Yağmur yağmıs İstanbul'a senin sevdiğin gibi her yer toprak kokuyor. Çiceklerin kurumuş, iyi bakmıyorlar mı? Oysa her gün sulanıyor diyorlar. Biliyor musun? Dün gece geldin rüyama. Bana dediğini hatırlıyorum. Söz. İkimiz için mutlu olmaya çalışcam artık. Dün gece önce o kutuyu acmak istedim. Bir yerden başla Buğlem dedim. Sen hep cesursun derdin ya değilmisim. Acamadım. Kokunu unutmuşken tekrar hissetmeye korktum. Evet ben korktum. Çok şanslısın aslında sadece bir kere kapattın gözlerini. Aaahh neysee. Ağlamak istemiyorum. Ben sadece yeni bir baslangıc yaptığımı ilk sana söylemek istedim.

" Eğilip mezar tasını öptü genc kadın sevdigini hissetmek istedi ama imkansızdı bu. Sarıldı toprağına. Ayrılmak istemedi ama ayrılamadı saatlerce. Sustu. O soğuk mezar tasına baktı sadece. Tam gidecekken bir el hissetti omzunda görevli sandı sismis gözleriyle döndü o elin sahibine..."

- Metehan ? Ne işin var burada ?

Senden Geriye Kalan Ben...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin