FOTOĞRAF -- YİĞİT
~ 1 AYSONRA...
Bugün söz kesilecekti. Sözü Trabzon'da yapmaya karar verdik. Çünkü söz kız tarafında olur. Babam benimle konuşmak istediğini söylemişti acaba ne zaman gelecek?..
...Buğlem'in babası ( Hakan Bey)...&
Kızıma, prensesime onunla konuşmak istediğimi söylemiştim sanırım artık zamanı geldi. Normalde bu konuşma düğün öncesi yapılır ama ben onunla şimdiden konuşmak istiyorum. Yeni bir hayata adım attığının farkında olmalı. Çok az bi vaktimiz kaldı, erkek tarafı gelmek üzeredir. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Meleğim camın önünde oturmuş denizi izliyordu yine. Deniz onun için her şey demekti. Kendisi de deniz kadar güzeldi. Adı kadar da melek. Dünyada ki cennetimdi o benim bu yüzden adını "Buğlem" koydum.
Benim geldiğimi farkedip bana döndüğünde karşımda gerçekten bir melek var sanmıştım. Toz pembe mi kremmi her ne haltsa o renkde üstünde dantele benzer desenleri olan uzun bi elbise giymişti. Annesine o kadar çok benziyordu ki bi an annesinin gençliği karşımda sandım.
Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım..
...Buğlem...&
Babam gelmişti ne zaman geldi bilmiyorum ama şuan karşımda donmuş bir şeklide beni izliyordu. Bugün annemin kendi sözünde giyindiği gibi giyinmiştim belki de aklına o gün gelmiştir. Krem uzun küpür desenli omuzları kayık arka tarafında hafif bir kuyruğu olan bir elbise giymiştim. Koray fazla açık giyinmemi istemediği için böyle tercih etmiştim. Anladığım kadarıyla babam konuşmaya başlayacak...
...Buğlem'in babası ( Hakan Bey)...&
Onu bu mutlu gününde ağlatmak istemediğim için biraz esprili konuşmaya karar verdim. "Sanırım birisi meleklerin kapısını açık unutmuşlar sende buraya düşmüşsün. Kızım o kadar güzel o kadar zarif olmuşsun ki seni vermekten her an vazgeçebilirim." Bunu dememle boynuma sarıldı aynı annesi gibiydi çok duygusal. "Baba sen beni çoktan verdin hem Koray bana çok iyi bakar." dedi bundan şüphem yoktu ama hangi baba kızına kıyabilir ki... "Sus kız iki dakika konuşma yapcam şurada." dedim içten bi kahkaha attı. " Tamam kralım sizi dinliyorum." dedi.
" Meleğim, Şurda iki ay sonra elimi öpüp helallik isteyip gerçekten gideceksin kızım soyadın değişecek ama baban hep burda meleğim hep yanında bunu sakın unutma. Ben şu son beş yıla kadar hep otoriter katı bir baba rolünü oynadım kızım hiç senin abinin hayal ettiği bir baba olmadım ta ki trabzona yerleşip şirketi abine verdiğim zamana kadar. Ona da sıkı sıkı tembihledim eşini aşksız değil sevgisiz bırakma diye ben annene aşkımı gösterdim ama sevgimi hiç göstermedim kızım keşke şimdi sana kanayan iç yaralarımı açabilsem kızım öpsen de geçse ama geçmez sen çocuklarına böyle yapma tamam mı güzel kızım? Demek istediğim ..... ( uzun bir sessizlik oldu) Çok sevdim seni, sizi kızım çok ağladım şimdiye kadar ama gözümden yaş akmadı. Hasta olduğunuzda , düştüğünüzde, diziniz kanadığında, üşüdüğünüzde koşup sarılmak istedim kızım. Ben katı değildim kızım sadece size karşı hassas ve zayıf olduğumu bilmeyin diye bilirseniz şımarırsınız diye. Yani kınalı kuzum hepsi yalandandı o ilgisizliklerimin. Bundan sonra hiç incilmesin yüreğin, akmasın gözünün yaşı kurban olur baban senin bir damla göz yaşına. Seni çok seviyorum kızım, meleğim benim."