Fotoğraf : BUĞLEM (Barbara Palvin.)
Sabah uyandığımda sanki bütün dünya bana gülümsüyordu. Çok mutluydum. Tam on sene beklemistim bu anı yaşayabilmek icin ve sonunda hayallerim gerçek olmuştu.
Her sabah uyandığımda yaptığım gibi perdeleri açtım denizin dalgalarının kıyıya vuruşunu izlemeye başladım. Telefonumun sesiyle yerimden sıcradım.. Aaahh bu Melis bi gün beni kesin öldürecek! Melis benim aksime çok neşeli ve yerinde duramayan bi kişiliğe sahiptir.
Sabah sabah en yakın arkadaşının cırlamasıyla uyanıyorsan sanırım hayat sandığım kadar mükemmel değil. :(
-" Buğleeeeeeemmm hadiii daha Fransızca dersimiz var, hazırlanmadın mıııı??"
Aaaaııhh!!! olamaz ya bi bu eksikti zaten. En mutlu günümü şuandan itibaren mahvetmişti.
İçimden neler geçtiğini bi bilse kesin beni mahveder ama ona sadece 'tamam hazırlanıyorum' diyebilmiştim. Hep böyle olmaz mı zaten içinden demedigini bırakmazsın ama karsındakine sadece 'tamam' diyebilirsin. İste tamda şuan olduğu gibi.
Hızlı bir şekilde siyah deri taytımı ve tek omuz kırmızı tshirt giydim ayakkabı olarak da vanslarımı tercih ettim. Eylül ayında olduğumuz için hava hala sıcak.
~~~~~~~
Cafem bugün pazar olduğu için kapalıydı ama Melis hocamızı burada ağırlamak istediği için açmak zorunda kaldım.
Melis cafenin önünde yaklaşık 1.90 boylarında iri yapılı kaslı yeşil gözlü ve kumral birisiyle duruyordu. Bu hoca dediğimiz kişi olamaz dimi? :O
Melis'in Buğlem diye bağırmasıyla kendime geldim.
...Melis...
Buğlem ağzı beş karış acık vaziyette bize bakıyordu. Koray hocamızı görse kesin beni topa tutar. Kıskançlıkta bir numaradır kendisi. Buğlem'in öylece bakmasına daha fazla katlanamazdım bu yüzden Buğlem diye bağırıp biraz yaklaşıp gözünün önünde elimi salladım. Sanırım artık kendisine gelir. Onunla Barış hocamızı bir an önce tanıştırmak istiyorum.
...Buğlem...
Kısa bir şoku atlattıktan sonra Melis'e "Arkadaşla tanıstırmayacak mısın? Yoksa oda bizimle birlikte ders mi alacak?" demiştim. Bu sözüm üzerine kaslı vücut kısa bir kahkaha attı ve elini uzattı..
-" Merhaba, ben Barış ve Fransızca öğretmeniyim genelde küçük çocuklara ders veririm amaaa Melis'i kıramadım." dedi.
Çok fena rezil olmuştum ve şuan resmen mor rengindeydim. Kaslı vücut yani Barış hala gülüyordu. Şuandan itibaren ona çok fazla sinir olmuştum.
Diyebildigim tek şey "Merhaba bende Buğlem"
...Barış...
Melisle cafenin önünde bekliyordum ve karşıdan gelen çok zarif bir bayan gördüm. Melis işte Buğlem'de geliyor dedi. Anlattığına göre bir sevgilisi varmış ve evleneceklermis bunu bilmesem kesin peşini bırakmazdım. Aşırı güzel Yanımıza yaklaştığında beni baştan aşağıya inceledi ve ağzı bi karış açık bakıyordu.
Melis yanına yaklaşıp onun kendisine gelmesini sağladı . Onu sinir etmeliydim içimden bir ses bunu söylüyordu.
" Merhaba, ben Barış ve Fransızca öğretmeniyim genelde küçük çocuklara ders veririm amaaa Melis'i kıramadım." dedim.
O anki yüz ifadesi her şeye bedeldi.
...Melis...
Buğlem , Barış'a şimdiden gıcık olmuştu sanırım ve bu işin sonunda veya ortasında yadaaaa tam olarak içinde ortada kalacak kişi hep ben olacaktım.
...Buğlem...
Bu cocuğa yapmadığımı birakmıycam. Anlasam da anlamamıs gibi yapacağım. Cafeyi açtım bi masaya oturduk.
Bir iki saatlik dersi benim sayemde üc saatte bitirdik ve Barış'ı yani sevgili çok bilmiş hocamızı bu kadar çalıştığımız yeter diyerek cafeden yollamıştık. Allah'tan Melis'in arkadaşı yoksa böyle bi terbiyesizlik yapamazdım..
..............
...Melis...
Daha fazla durursam catlayacaktım. Buğlem'de buluştugumuzdan beri bi haller var ama anlayamıyorum..
Yoksaaaaaaa...
Taaabbiii ya evlenme teklifi nasıl düşünemedim ben. Yoksa Buğlem hayatta böyle durup dururken sırıtmaz ya da şarkı mırıldanmaz ki.
...Buğlem...
Mutfaktan çıkıp Melis'in yanına gittim bana delirmişim gibi bakıyordu . Eh tabi karşısında hep duvar gibi duran birisini böyle görmek onu şaşırtmıştır.
Bende daha fazla dayanamadım dün olanların hepsini tek nefeste anlattım. Anlatcaklarım bitince Melis şaşkınlıkla mutluluk arasında bi surat ifadesiyle bana bakıyordu. Bu hali gerçekten çok komikti.
Bir anlık şaşkınlığı üstünden atar atmaz öldürecek kadar sıkı bir şekilde bana sarıldı. Daha fazla dayanamdım .. "Eğer biraz daha sıkarsan düğünüme aylar kala ölmüş olcam" dememle kahkaha attı ve her zamanki Melis yine konuyu dalgaya vurmayı başarmıştı. "Merak. etmeeee Koray senin ölünle de evlenir bırakmaz seniiii"" BU lafı üzerine sadece gözlerimi devirdim bu kadar berbat bi espriye ne denebilir kiii...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sabah uyandığımda telefonum çalıp duruyordu. Tek sorun o telefonu masandan kim alıp açacak böyle düşündüğüm için hiç keyfimi bozmadım ama birisi ısrarla arıyordu merak ettim kalktım ve baktım...
-Koray'ın annesi...