FOTOĞRAF- KORAY
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Eve girdiğimde derin bir nefes aldım. Anlamıyorum bu kadar aceleye ne gerek var ki? Sinirimi gecirmeliyim. Iıımm ne yapabiliriiiiiiimm? Kek. Sanırım biraz mutfakta uğraşmak iyi olacak.
Havuçlu kekimi yaptıktan sonra Melis'i aradım.
Bir saat sonra...
"Buğleeeemm hayatıımm naber? " bu kız tam bi çatlak. 'iyi olmaya çalışıyorum canım sen' yüzümdeki sinir ve öfkeden bir sey olduğunu kesin anlamıştı.
Masayı hazırlayıp karşılıklı oturduk. Koray'ın ailesinin düğün işlerini üç ay içinde bitirmek istediklerini söyledigimde gayet normalmis gibi 'neden olmasın zaten on yıldır beklemiyor musun' demişti. Fazla tepki gösteren bir tek ben mi varlm yani. Hic yoktan beş altı ay deselerdi bari. Oofffff...!!! Evlenmek ne kadar zormuş. Ben düşüncelere dalmıstım ki kapı zilinin sesiyle kendime geldim Melis ben açarım deyip benden önce kalktı. İki dakika sonra Koray tam karşımda bana bakıyordu. "Hayatım beş dakika konuşalım mı" dedi ona karsı koymak neredeyse imkansız tabi dedim. Melis bende mutfağı toplayayım çıkın hadi siz diyip bizi kovdu. Tabi tek amacı bizim konusmamızı sağlamaktı bunu anlamak çok da zor değildi.
Koray derin bir nefes alıp "Hayatım annemlerin neden bu kadar acele ettiklerini bilmiyorum ama seninde niye bu kadar tepki gösterdiginide anlayamıyorum." dedi. Ahh be sevgilim bi ben anlasam niye böyle olduğumu . Kabul etmek dışında bisi yapamam. 'Peki o zaman hazırlıklar başlasın.' dedim.
Annemleri aramalıyım.
.........,....................,.................,
"Anneeee Koray bana evlenme teklifi etti ve beni istemeye geleceklerini söyledi."
Annem o kadar sevinmişti ki telefondan bile anlayabiliyordum bunu.
"Tamam kızım buraya mı gelecekler?"
Koray'la bunu konuşmadık , konuşalım ben sana haber veririm annecim.
"Tamam güzel kızım. Kendine iyi bak damadıma selamımı söyle."
Ben karadeniz kızıyım. Yani annemler Trabzon'da. Annem üniversiteyi dedeme karsı gelerek okumuş, çok anlayışlı bi kadındır. Babam ise çok otoriterdir ama bir o kadarda yufka yürekli bana hic kıyamaz ama abim için aynı şey geçerli değil. Babamın İstanbul'da şirketi var ama abim yönetiyor , babamda annemle Trabzon'da mutlu mesut yaşıyor. Gerçi abime güvenmese senelerce emek harcadığı şirketi ona devretmezdi sanırım abimde bunu bildiğinden babamın sertliğine bir şey demiyor.
Yaklaşık bir saat sonra Koray'ı arayıp annemin dediklerini konuştum . Koray anlayışla karşılayıp tabiki Trabzon'a gidip isteyeceğiz seni dedi. Bu gerçekten beni çok mutlu etmişti.
Sabah alarm sesiyle uyandım cafeyi açmalıydım yeterince ihmal etmiştim. Perdemi açıp yine denizi izledim. Yağmur yağıyordu. Abimi aramam gerektiğini düşündüm hicbir şeyden haberi yoktu. Sanırım ondan önce evlenecektim. Bu onu çok sinir edecek. Onun tabiriyle 'Gelip geçici olmayacak evinin kadını olacak birisi'ni henüz bulamamıştı.
Telefonu çalışma masamdan aldım , abimi aradım.
"Abilerin bitanesiiiiiii.."
" Yine ne isteyeceksin bakalım bücür."
Benden sadece bir yas büyük olmasına rağmen bana hep bücür derdi.
"Abi ben evleniyorum."
Boğazına bir şey kaçmış gibi öksürmeye başladı ve o saçma soruyu sordu..
"Kimleee"
Oofff abi ya kimle olabilir mal mısın tabiki Koray. Diyemezdim tabi.
"Koray."
İstemeye ne zaman geliyorlar nereye gelecekler ne zaman düğün var gibi bi yığın soru sormuştu ve hepsini tek tek cevaplamıstım. Çok sıkıcı bir durumdu. Telefonu kapattım hazırlandım ve cafeme gittim.
...Bir hafta sonra...
Trabzona Koraylardan önce gitmeliymisim neden bilmiyorum ama annem böyle istediği için onlardan iki gün önce yola cıkmıstım ve bugün onlar gelecekti. Odamda oturdum gelmelerini bekliyordum, annemlerde içeride.. Sabah kahvaltıya geleceklerini söylemişlerdi annemde evin hizmetçisi Asya Hanıma çok güzel bir sofra hazırlatmıştı.
Kapı çaldı koşarak aşağıya indim. Koray takım elbiseyle karsımdaydı bu adamı her gördüğümde biraz daha bağlanıyorum. Bende sade mini beyaz bir elbise giymistim. Annesine babasına ve geride kalan diğer kişilere de hoşgeldin diyip içeriye oturduk. Asya Hanımın, masaya buyrun demesiyle hep beraber ayaklandık.
Atakan yanıma yaklaşıp bizimki heyecandan salacak yenge demesiyle kahkaha attım Allahtan kimse duymadı tabi Koray hariç.
İçimde sebebini bilmediğim kötü bir his vardı sanki her şey bir zaman sonra tepe taklak olacak gibime geliyordu. Koray yanıma gelip "bi sorun mu var hayatım" demesiyle kendime gelip yok bisey demiştim pek inanmısa benzemiyordu. Kahvaltı yapıldıktan sonra annem ve Koray'ın annesi bizi sahile göndermeye çalışıyordu. Adet böyleymis gelinle damat isteme günü başbaşa konuşurmuş. Aslında iyi oldu içimdeki sıkıntıyı onunla paylasırdım. Tam dışarı cıkacakken Koray böyle çıkamazsın diyip üstümü gösterdi bende itiraz etmeyip gidip deri tayt uzun bi hırkamı giydim. Oda kravatını çıkartmıştı.
Arabayla sahilde durup indik. Denizin karşısına oturduk. Bir süre sessizce denizi dinledik sessizliği bozan ben oldum. İçimdeki sıkıntıyı onunla paylasmalıydım.
...Koray...&
Onu izlemek cennette olmak gibi. Masumluğu beni mutlu ediyor. Ona deli gibi aşığım. Ama bir sorun var farkındayım kahvaltıdan beri Buğlem'de bi gariplik vardı. Ama bir türlü bir şey demiyordu biraz daha konusmazsa dayanamayıp ben sorcam sanırım.
...Buğlem...&
Ne diyeceğimi bilmiyordum. İyisi aşk doktoru olan tarafımı konusturmaktı.
" Koray... Biliyorum saçma konuşmuş olucam amaaa... Bak birgün hayat ikiye ayırırsa bizi, dilerim ki benden kopup giden sen, benden yani geride kalan benden çok daha mutlu olursun.."
Koray'ın ne diyeceğini çok merak ediyordum ama çok sinirlenmişti bunu yüz ifadesinden anlayabiliyorum en azından. Bana uzun uzun baktı.
"Bakgüzelim, geleceğim, kopacak bir aşkı hiçbir köprü bağlayamaz, sonsuzluğa kadar yürünecek bir aşka da hiçbir duvar engel olamaz. Anladın mı? Ölsem de senden asla ayrılmam (elini kalbime koydu) ben tam buradayım sende benim buramda ve oradan ikimizde sonsuza kadar çıkmayacagız tamam mı ömrüm?"
Sözleriyle ağlamaya başladım onu kaybetmekten çok korkuyorum.