8. BÖLÜM

3.9K 166 9
                                    

Keyifli okumalar diliyorum.

Bir anda sessizlik oldu kapattığım gözlerimi açtım ellerimi çektim mert bana nefretle bakarken volkan yanağını tutuyordu diğerleri şaşırmıştı. Dört gün boyunca hep tartışma çıkıyordu ama bu kadar bağırmamışlardı. Yüksek sese hiç bir zaman tahammül edemezdim.

Gözlerimi ellerime diktim annem gelip ellerimi tuttu "özür dilerim" dedim sadece annem konuşmaya başladı. " Ben özür dilerim kızım ben oğullarıma hiç birşey öğretememişim. Ben nasıl bir anneyim de benim oğullarım bir kıza böyle bir şeyi yakıştırıyor hemde öz kardeşlerine özür dilerim annem sakın gözüme gözükmeyin" dedi son cümlesini abi tayfasına söyleyip ağlayarak odasına çıktı. 

Kimse konuşmadı volkan gidecekken durdurdum. "Bekle ben gidip bir bakayım sana sinirli" dediğimde birşey demedi. hızla annemin yanına gittim kapıyı çaldım. "Kimsin?" Dediğinde "benim gelebilir miyim" dedim. Annem kapıyı açıp gözlerini kaçırdı bir adım atıp elini tuttum. Annemle ilk defa bu kadar fazla temas edecektim.

"Ağlama anne" dediğimde yaşlı gözleriyle bana baktı. Onca yıl bana annelik yapmayan birine anne demiştim şimdi beni seven bana hep iyi gelen kadına anne diyecektim.

"Ben çok kötü bir anneyim" dediğinde kalbim acımıştı. Benim yüzümden böyle düşünmesi kendimden tiksinmeme neden oluyordu. Bu hayatta gördüğüm en iyi anneydi on yedi sene boyunca anne dediğim kişi bana hep vurmak için yaklaşmıştı ama bu kadın bana ilk günden beri hep şefkatle yaklaştı.

"Öyle deme anne sen benim gördüğüm en iyi annesin. Sakın anneliğine laf etme bırak ne derse desinler benim için sorun değil gerçekten ama bana şimdi söz ver bir daha anneliğin konusunda kötü birşey demeyeceksin. Volkana vururken canın acıdı gördüm sen o kadar iyi bir annesin ki çocuklarına kıyamayan onlar için her şeyi yapacağını biliyorum şimdi ağlama tamam mı?" Dediğimde bana sarıldı.

"Söz kızım birdaha öyle birşey demeyeceğim. Sende üzme kendini ben hep yanındayım kızım. İstersen hemen senle gideriz bir daha geri gelmeyiz sen nasıl istersen" dediğin de ona baktım. "hayır anne oğullarının sana ihtiyacı var sen hiç bir yere gitmeyeceksin" dedim. Biraz daha konuştuktan sonra odama geçtim.

Pijamalarımı giyip Yatağıma yattım ve bu günü düşündüm aslında geldiğim günden beri neler yaşadığımı düşündüm. Bu sefer kaçmadım ve düşündüm.

Yanlış bir karar almıştım gelmemem gerekiyordu benim yüzümden kavga ediyorlardı ben böyle olsun istememiştim. Ne yapacaktım nasıl alışacaktım onlara dört gün geçmişti ama o pislik yüzünden her şeyimi kaybetmiştim. Ben bu kadar çok korkarken nasıl yapacaktım vücudum hâlâ yaralarla doluydu. Onlar o pislikten daha güçlüydü bana her şeyi yapabilirlerdi. Ben orda bile zor dayanırken burda nasıl olacaktı ya onlarda aynıysa onlarda döverse onlarda bana...

Korkuyordum ne yapacaktım ben Allahım yardım et bana. Annemi çok sevmiştim bana bu zamana kadar görmediğim şefkati gösteriyordu beni sevmişti babamda öyle. Ege'de iyi davranıyordu. Korayla çok konuşmamıştık tolga bana kardeşim demişti beni kabul etmişti volkanla ise bir iyi bir kötü kaanla da iyiydik ama Mert bana düşmandı... Yarın güzel bir gün olsun diye dua edip kendimi karanlığın kollarına bıraktım.

Volkandan

Sofrada söylediklerim ağırdı ve sonucunda annemden tokat yemiştim bana koyan annemin vurması değil sözleriydi. Bana "ben oğullarıma hiç birşey öğretememişim. Ben nasıl bir anneyim de benim oğullarım bir kıza böyle bir şeyi yakıştırıyor hemde öz kardeşlerine" anneliğine kötü demişti. Hâlbuki annem hepimizin ilk aşkıydı bu güne kadar annem bize bir kere bile kızmamıştı ama bugün çok büyük bir hata yapmıştım ben karşımda bir kız olduğunu unutmuş ona neler söylemiştim.

Annemin odasına çıkacakken Miray konuşmuştu ve o çıkmıştı. Bende peşinden gittim bir süre sonra Miray kendi odasına geçmişti bende annemin odasına gittim kapıyı çaldım. "anne gelebilir miyim?" Dediğimde cevap vermedi. Bir kez daha çaldım ve kapıyı açtım bana bakmıyordu yanına gidip oturdum.

"Özür dilerim anne çok büyük bir hata yaptım seni üzdüm ağlattım ben salak biriyim seni kırdım ama isteyerek olmadı. Bir anda patladım özür dilerim bak bana anne lütfen kız ama susma lütfen" dedim.

Bana bakıp konuştu. "benden özür dileme gidip miraydan özür dile onu çok kırdın oğlum ben size hep demedim mi karşınızdaki eğer bir kızsa onu kırmamak için her şeyi yapın demedim mi niye kırdın o kızı ona öyle pis bir sözü nasıl yakıştırdın ha oğlum." Dediğinde başımı eğdim "haklısın annem söz veriyorum kendimi affettirmek için her şeyi yapacağım ama lütfen bir daha kendine öyle sözler söyleme" dediğimde gülümseyerek yanağımı okşadı. "çok acıdı mı?" dediğin de elimi elinin üstüne koydum "sözlerin kadar çok acıtmadı annem" dediğim de bana sarıldı. Bende anneme.

Bir süre sonra ayrılıp ben odama geçtim.

Miraydan

Sabah gözümü açtım saat sekizdi yataktan kalkıp banyoya girdim elimi yüzümü yıkadım yaralarıma krem sürüp üstümü giyindim. Aşağıya indiğimde öykü teyze kahvaltıyı hazırlıyordu sıkıldığım için yardım ettim herkes sofraya geçmişti. Kimse ağzını açıp tek kelime etmemişti. Yemeğin sonlarına doğru anneme döndüm "anne bugün dışarı çıkabilir miyim?" Dediğim de "tabiki kızım ama geç kalma telefonun açık olsun" dediğinde gülümsedim "tamam anne" dedim babamın yüzü düşmüştü ben ona hiç baba dememiştim ama baba kelimesi benim için çok zordu...

"Size afiyet olsun" dedim ve sofradan kalktım odamdan eşyalarımı alıp evden çıktım. Kafeye girip önlüğümü taktım. İlk önce masaları temizledim gelen müşterilerle ilgilendim öğlen içeriye bir grup girdi içlerinden biri egeydi. Beni gördü bense hızla arka tarafa kaçtım.

Ama garson olarak siparişlerini almam gerekiyordu kendimi toplayıp masaya yaklaştım "hoşgeldiniz" dedim ve elimdeki katalokları önlerine koydum. Bir süre sonra siparişleri alıp yanlarından ayrıldım. Siparişleri hazırlayıp götürdüm ege ise sürekli bana bakıyordu. Biraz oturup gittiler.

Saat dörde gelmişti son kez yerleri süpürüp önlüğümü çıkardım ve kafeden çıktım. Durağa gidiyordum bir anda biri beni çekti baktığımda egeydi. "ne yapıyorsun sen" dedim korkarak. "Sen o kafede ne yapıyordun?" Diye sordu. "çalışıyorum ege görmedin mi?" Dediğimde bana daha da yaklaştı. Geri geri gittim "gelme" dedim korkuyla.

"Ne demek çalışıyorum... Peki bundan benim niye haberim yok?" Dediğinde bir kaç adım geriye gittim "unuttun mu ege 34 gün sonra o evden ayrılacağım kendime yeni bir ev almam gerekiyor ve bunun için para lazım para içinde çalışmak" dediğimde daha çok üstüme geldi.

"Hayır o evden gitmeyeceksin ve bundan sonra çalışmayacaksın" dedi korkuyordum üstüme gelmesi beni geçmişe götürüyordu o geceye "gelme uzak dur benden" dedim kısık sesimle.

Ağlıyordum artık sanki karşımda ege değilde Melih vardı. Gerçeği ayırt edemiyordum olduğum yere çöktüm ve ağlamam daha da hızlandı. koluma temas edince hızla geri kaçtım "dokunma bana yaklaşma uzak dur gelme" dedim daha çok ağlıyordum.

Devamı gelecek beklemede kalın.
Oylamayı, yorum yapmayı unutmayın.

SESSİZ ÇIĞLIĞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin