5

2.4K 383 171
                                    

"Hapşu!"

Tanrı bilir kaçıncı kez hapşururken elimde hazır bekleyen mendili ağzıma ve burnuma kapatmış, bakterilerin havaya karışmasına son anda engel olmuştum.

Evet, hastaydım.

Uzun süredir böyle hasta olmamıştım. Kolay kolay hasta olan biri değildim, bünyem sağlamdı ama olduğumda da en az bir hafta yataktan çıkamaz, ilaçsız iyileşemezdim. Taehyung'un beni San'ın babasına ait olduğunu öğrendiğim Casino Royal'e götürmesinin üzerinden üç gün geçmişti. Ona beni eve götür dediğimde beni ikiletmemiş, hızlı bir yolculuktan sonra yurdumun önüne bırakmıştı. Alkol ve hisler yüzünden bulanık olan aklımı toparlamak ve ertesi gün iğrenç bir baş ağrısı çekmemek için ayılmak adına hemen soyunmuş, sıcak bir duşa girmiştim. Ne var ki duş başlığından akan su neredeyse kaynama sıcaklığında olsa da üşümeden edemiyordum. Bir yandan da yaşananları düşünüyordum ve Taehyung'un üzerine fazla gittiğimi fark etmem çok da uzun sürmemişti. Neden böyle olmuştu? Neden San kalpsiz piçin tekiydi? Neden onun için yeterince çekici değildim ve neden Taehyung'a çıkışmıştım? Hiçbirinin cevabını bilmiyordum ve suyun altında titreyen bedenime sarılarak ağlamak da pek işe yaramamıştı.

Hafif ayılsam da hala bulanık olan kafamla ateşim olduğunu anlayamamış, en kalın kıyafetlerimi giyip yorganların altına girmiştim. Gecenin bir yarısı titreyerek uyandığımda altında olduğum battaniyelere rağmen kutuplarda gibi üşüyor ve soğuk soğuk terliyordum. Hasta olduğumu fark etmemle sızlanarak üstümdekileri çıkarmış, ateş düşürücü alıp yatağa sadece iç çamaşırımla girmiştim. Gazinonun içi ılıktı ama dışarıdayken ve özellikle motorun üzerindeyken soğuğu yemiş olmalıydım, belimin açıkta olmasının da yararı olmuş olabilirdi. Geceden beri ağlamaya hazır olan göz pınarlarım bir de bunun için dolmuş, çocuk gibi hasta oluşuma ağlamıştım. Böyle zamanlarda annemi çok özlüyordum. Burada olsaydı bana sıcak çaylar ve çorbalar yapar, iyileşene kadar başımdan ayrılmazdı. Ne yazık ki ailemden kilometrelerce uzaktaydım ve kendi başımın çaresine bakmam gerekiyordu.

Ertesi gün Sakura'nın eşliğinde hastaneye gitmiş, muayene olmuş ve eczaneden gerekli ilaçları almıştım. Neyse ki ciddi bir şey yoktu, her zamanki gibi bir soğuk algınlığıydı ama ben gripleri bile zor atlattığımdan başıma gelecekleri biliyordum ve bu sinir bozucuydu.

Doktordan dönüşte Sakura beni yurdumun kapısına kadar bırakmış, bir şey olursa hemen onu aramamı söyleyerek çoktan geciktiği dersine gitmişti. O günden beri tek yaptığım dinlenmek, ilaçlarımı almak ve huysuzlanmaktı. Kendimi iyi hissettiğim saatlerde ise bölümden arkadaşlarımdan rica ettiğim ders notlarını tekrar ediyordum. Uzun süre odamdan çıkamayacağımı bildiğim için dersleri tamamen salarsam vize haftasının cehenneme dönüşeceğine emindim.

Bu süre içinde San hakkında da çok düşünmüştüm. Onu o kızla görmek bana beni asla uzun süre yanında tutmayacağını hatırlatmıştı, tıpkı o kızın da hayatında geçici olduğu gibi. San böyle biriydi, kabul etmek zorundaydım. Gelip geçici heveslerin peşinde koşar, popülaritesi ve çekiciliği ile istediği bedenleri kolayca elde ederdi. Hiçbir zaman benim ondan hoşlandığım gibi hoşlanmayacaktı benden.

Yine de o gece içime bazı hırs tohumları serpilmişti. Kucağındaki kızın yerinde olmak için çok şey verebilirdim ve her ne kadar kalbim kırılsa da içerilerde bir yerlerde hırs ateşiyle yanan bir şeyler vardı. Sanki bu bir meydan okumaydı ve ben kabul etmiştim. San'ı elde etmeden peşini bırakmayacaktım.

Ne var ki en az San kadar düşündüğüm bir isim daha vardı; Taehyung. Ona kesinlikle bir özür borçluydum. Mükemmel biri değildi ama bana yardımı dokunuyordu ve San'ı şıp diye elde edemeyeceğime göre daha görüşmeye devam edecektik. Benden nefret etmesini istemezdim, o gece söylediğim şeylerin onun hakkında düşündüklerim olmadığını bilmesi gerekiyordu. Defalarca kez sohbet uygulamasına girip ismine tıklasam ve ona açıklamalar yazsam da gönderememiş, her seferinde silip telefonu bir kenara fırlatmıştım. Yazdığım hiçbir şey samimi gelmiyordu, bu yüzden iyileşir iyileşmez onunla yüz yüze konuşmalıydım.

𝙝𝙖𝙧𝙙 𝙛𝙚𝙚𝙡𝙞𝙣𝙜𝙨, 𝙩𝙖𝙚𝙠𝙤𝙤𝙠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin