Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Kalp.
Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
Keyifli Okumalar!
Şarkılar: Anıl Emre Daldal- B.
İnsan, ayağa kalmak istiyorsa ilk olarak düşmesi gerekir.
İnsanı büyüten yaşları değil, yaralarıydı.
Küçük çocuklar yere düştükleri zaman kanayan dizleri zamanla kabuk bağlardı ve bir zaman sonra kabuk bağlayan yerler geçerdi. Ama izleri her zaman kalırdı.
Eski ve terk edilmiş evin kapısına doğru yaklaşan adım sesleri, bu sefer yere düşen çocuğa ait değildi. Beton zemin korkutucu sesler bırakmaya devam ediyordu. Vakit gece yarısını çoktan geçmiş, gökyüzünde parıldayan ay, Aziz Kılıç'ın yüzüne çarpıyordu.
Aziz Kılıç.
Belli belirsiz bir tebessüm oluştu yüzünde.
Ellerini iki defa yumruk yapıp tekrar açtı ve bakışları korkutucu derece de kısıldı; ayın ışığı yüzüne çarpıyor, kirpiklerinin gölgesi kaşının arasında gidip geliyordu. Ellerini gökyüzüne doğru açıp, şiddetli yağmurda ıslatıyordu. Şiddetle yağan yağmur yaşam çizgilerine dokundu.
Kapalı tahta kapıyı ayağıyla yavaşça itekledi; kapı yüksek bir gıcırtıyla açıldı, içeride yatan adam kısık sesle inledi. Terk edilmiş evin ortasında yanan küçük mum, kapıdan giren adamın gölgesini yaklaştıkça büyütüyordu.
Aziz Kılıç'ın yağmurdan dolayı ıslanan saçlarından damla damla su akıyordu Ellerinin sızladığını hisseder gibi oldu ve gözlerini biraz daha kıstı.
Yerde yatan adamın yüzü kararmıştı ve dudakları susuzluktan kurumuş hatta morarmıştı. Üzerinde iç çamaşırlarından başka hiçbir şey yoktu; benindeki yara izleri derindi ve ne kadar silinirse silinsin kan arka arkasına akmaya devam ediyordu. Düzenli yemek yemediği için zayıflamış, halsiz düşmüştü. Göğsü boydan boya kesilmiş ve aynı yerden defalarca kesilmişti, iyileşemeyen derisi ise buruşmaya başlamıştı yavaş yavaş. Adam artık kendi dilini unutmak üzereydi, bazen zar zor konuşuyordu, bazen ise hiç konuşmuyordu. Ne zamandan beri buradaydı, bilmiyordu. Tek bildiği bu adam Azrail'i olacaktı.
Hayır, Azrail'i değildi; onu öldürmeyecekti. Sadece içi kan ala ala ona işkence etmek istiyordu. Çünkü karşısında acı çekmesi onu daha çok mutlu ediyordu.
Aziz Kılıç içeriye girdi ve şeytani bir gülümsemeyle gözlerini kapattı, derin bir nefes çekip terk edilmiş evin içindeki kan kokularını alıyordu. Dudağını kıvrıldığında parmaklarını beş kere şıklatarak , bir şarkı melodisi oluşturmuştu kendisine.
Kan kokusunu severdi.
Gözleri kapalı bir şekilde sola yaralı olan adamın olduğu tarafa çevirdi "Imm," diyerek inledi. Dudaklarındaki o şeytani gülümsemesi silinmedi. Hatta daha çok arttı. Yerde yatan adam ise gözlerini büyüterek baktı. Mumun alttan vuran ışığı, Aziz Kılıç'ın yüzünde kızıllıklar oluşuyordu.
Ev üç katlıydı ve her an yıkılacak gibi görünüyordu. Duvarlar çürümüştü ve soyuluyordu. Titreyerek kazınan yazılar, anlamları bilinmediği resimler, ölen kişilerin kan lekeleri, duvarlarda rengini bırakmıştı. Her ceset kokuları birbirine karışıyor ve iğrenç bir koku elde ediyordu, burada olduklarını gösteren işaretlerde duvarda yer alıyordu... Bu evde izlerini bırakmak için bir sürü anlamsız işaretler ve resimler vardı. Ve onlardan hiçbir zaman haber alınamadı. Duvarlarda her dilden yazılar yazıyordu ama Arapça ve Fransızca çoğunlukla vardı. Duvarda da aynı şekilde kendilerine özgü alfabeler yaratmışlardı, Aziz Kılıç'ın anlamayacağını sanarak yazmışlardı bunları. Fakat Aziz Sancar hepsinin alfabesini biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP HIRSIZI
Teen FictionNaz Işık, kendisi babası tarafından sevilmeyen ve hep babası tarafından şiddete maruz kalan bir kızdır. O gün kendisine atılan bir iftiradan dolayı hem disiplin cezası hem de babasına haber verilir. Haber verildikten sonra babası Naz'a şiddet uygula...