Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Kalp.
Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
Keyifli Okumalar!
Şarkılar: Seksendört- Kendime Yalan Söyledim
Kapılarımı üzerime kilitleyebileceğim kadar kilitlemiş, özgürlüğümün bir anlamı kalmıyordu o zaman.
On yedi yıl boyunca hep o kapının önünde beklemiş, birinin beni kurtarmasını istemiştim. Ama ne gelen vardı ne de beni kurtaran. Kendimi yıllarca bir yalana inandırmış, hep öyle devam etmiştim. Tam kapıya doğru sırtımı dönmüş gidecekken kapının kilidi açılmıştı. Çökmüş omuzlarım dikleşmiş, solgun yüzüm canlanmıştı. Tam o kapıya baktığımda açan kişinin babam olmadığını, küçük bir erkek çocuğunun olduğunu gördüm.
Bana açtığı o kapının arkasında karanlık bir kuyu olduğunu bilmiyordum.
Acıyı en derinimde, beklemediğim insanlar hissetim. Özlemi, yıkımı, çaresizliği... Sanki hissettiğim her şey o karanlık kuyunun dibinde kocaman taş düşmesiyle birlikte son bulmuştu. Saç diplerime vuran sıcaklık, merhametliği hissediyordum. Bunun onun terli boynu olduğunu fark ettiğimde gözlerim güçlükle açtım.
Çağrı Dinç'in merhametli kollarının arasındaydım.
Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım. Arabanın arka camında gözüken dingin mavi gökyüzünü izlerken sertçe yutkundum, soğuktan buğulanan cama yağmur damlaları düşmeye başlamıştı. Saatlerdir onun kollarının arasındayım ve boynum tutulmamıştı bile.
Göğsümde hareket etmek konusunda epeyce zorlanan bir duygu vardı. Daha önce hiç hissetmediğim, hissetmeği korktuğum bir duyguydu.
Ezgi'nin dediği gibi bu duygunun adı; aşk mıydı?
Kalbimde sanki dünden razıymış gibi hızlı atıyordu. Bir kolu belimde, bir eli de karnımdaydı. Bu olayda da heyecanlanmam gayet normal bir durumdu.
Onun bu büyük bedeni, küçücük araba koltuğunda rahat hissettiriyordu. Üstelik saatlerce belki de kucağındaydım ama hiçbir rahatsızlanma hissetmemiştim. Düzenli nefes alışverişlerinden anladığım kadarıyla şu an uyuyordu ama araba hareket ediyordu. Gözlerimi ovuşturup etrafıma bakındığımda sürücü koltuğunda Kerem, onun yanında Ezgi vardı.
"Ezgi?" dedim gözlerimi ovuşturarak.
Ezgi bana aniden dönerek, yüzünde bir tebessüm oluşturdu. "Naz, iyi misin?"
Kafamı salladığımda Çağrı'nın kucağından yavaşça inmekti amacım ama Çağrı'nın telaşlı bir şekilde kalkması düşmeme neden olacakken boynuna sarılmamla bunu engelledim.
"Naz," dedi korkuyla. Ben ise onun kucağında maymunlar gibiydim şu an. Ona baktığımda gözleri aniden bana döndü. Beni görünce rahat bir nefes verip arkasına yaslandı. Bu durumda bende arkama yaslanmış oldum. Elleri tekrardan beni kavradığında sesimi çıkarmadım.
"Naz, nasılsın?" diye sordu Kerem arabayı sürerken.
"İyiyim," diye fısıldadım.
"Bizi çok korkuttun Naz," dedi Ezgi.
"Özür dilerim," diye mırıldandım. "Amacım sizi korkutmak değildi."
Çağrı'ya baktığımda sırada keskin çenesinin tam ortasındaki yara izine baktım, canımın acıdığını hissettim. Gözlerim yavaşça yüzünü çizen unsurlarda gezindi. Yüzü kusursuzdu. Gözlerini yola çevirdiğinde, uykusunda olduğu kadar masum gözüküyordu. Onun kucağında küçücük kalmıştım. Gözünün hemen altındaki dikiş izine baktım, bu dikiş izinin hikayesini çok merak ediyordum fakat duyacaklarımdan korkuyordum. Yüzüne o kadar çok yakışıyordu ki, sanki onun parçasından biriymiş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP HIRSIZI
Novela JuvenilNaz Işık, kendisi babası tarafından sevilmeyen ve hep babası tarafından şiddete maruz kalan bir kızdır. O gün kendisine atılan bir iftiradan dolayı hem disiplin cezası hem de babasına haber verilir. Haber verildikten sonra babası Naz'a şiddet uygula...