9.Bölüm: Yarım Kalan.

124 64 18
                                    

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Kalp.

Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.

Keyifli Okumalar!

Şarkılar: Fettah Can- Boş Bardak

Bir insan, başka bir insanın hayatına âşık olurdu ama her şey dışarıdan göründü kadar da güzel değildir aslında. O hayatın içinde acılar, bağırışlar, ağlayışlar vardı.

Karanlığı solumuş, belki de başka bir karanlığa esir olmuştum. Ama bu karanlık en sevdiğim karanlıklardan birisiydi. Zihnimin bana oynadığı oyunların aksine, benim ona oyun oynadığımı düşünüyordu. Bazı acılar insanlarda iz bırakır ama bazı insanlar da ise sadece acı bırakırdı. Ve acı bırakması için iz olmak zorunda değildi.

"Çağrı gitmesek mi okula?" dedim sürücü koltuğunda oturan ve dikkatli gözlerle yolu izleyen Çağrı'ya. Bir arabada Çağrı ve ben vardık sadece. Öteki korumalar arkamızdan tek sıra halinde geliyorlardı. Dersin başlamasına tam bir saat vardı ve biz bağ evinden ayrılalı yarım dakika olmuştu. Hiçbir şey olmamış gibi okula gitmemiz çok saçmaydı.

"Küçük kız bu kadar korkma, güven bana." dedi beni sakinleştirmeye çalışarak. Beni sakinleştirmeye çalışırken küçük kız kelimesini sanki kırmızı kalemle altını çizmişti. Önümden bir su misali gibi akıp giden yola bakarken dünkü sarılmamız, Çağrı'nın elimi tutmasını hala unutamıyordum.

"Tamam okula gidiyoruz, güveniyorum sana." Cevabım netti. Merak ettiklerimi içime gömmüştüm. Çağrı'nın beni bu kadar korkak görmesini istemiyordum, sonuçta onun karşısına asabi, kendini beğenmiş bir kız olarak çıkmıştı ve şimdi korkak bir kız olarak çıkmaya da niyetim yoktu. Kafamda milyon tane sorular vardı ama bir türlü bu soruları cevaplayamıyordum. Uykusunda babasını sayıklaması, söyledikleri kafamı karıştırıyordu. Resmen uykusunda babasını sayıklamıştı. Babası kâbuslarına girecek kadar ne yapmış olabilirdi Çağrı'ya?

Yaklaşık yarım saat süren yolculuğun sonunda Çağrı'nın beni soruşturmadan okuluma getirmesi kaşlarımı çatmama neden oldu. Burayı belki de aylarca görmüyordum ama sanki her şey değişmiş gibiydi. Araba okulun hemen dört beş metre ilerisinde durduğunda, ön kapıyı açıp ayağımı dışarıya attım ve omzumun üzerinden Çağrı'ya baktım. Her zaman okul formasıyla gördüğüm Çağrı bu kez siyah bir kot, siyah salaş bir arabanın içindeydi ve zaten sert bir görüntüye sahip olan saçları bugün çok daha dağınık görünüyordu.

"Bu sefer teşekkür etmeyeceğim," dedim iğneleyici bir sesle. Bir anlığına dudakları yukarıya kıvrılacakken kendini sıktı ve gülümsemedi.

"Teşekkür etmediğin için teşekkür etmeyeceğim," dedi yalnızca dudaklarını oynatarak. "Sık sık teşekkür eden insanları sevmediğimi biliyorsun değil mi?"

Dudaklarını birbirine bastırırken derin bir nefes aldım ve bedenimi arabadan dışarıya çıkarmayı başarabilmiştim. Kapıyı tam kapatacakken Çağrı elini arabanın kapısına koyduğunda açık tutmayı başarmıştı.

"Limon telefonunu açık tut. Yanında olmadığım da seni aradığım sırada çalsın."

"Tamam," dedim kapıyı kapatırken. Arkamı dönüp gideceğim sırada yüzümü Çağrı'ya doğru döndüm ve çatık kaşlarla ona bakarken, "Sen gelmiyor musun?"

"Arabayı park edip geleceğim, sınıfta uslu uslu otur."

Kafamı salladığımda Çağrı beni arkasında bırakıp arabayı park etmek için ortalıklarda geziniyordu. Tekrardan okula döndüğümde burayı çok özlediğimi fark etmiştim. Bu saatlerde kimse yoktu.

KALP HIRSIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin