6/El Ele

365 19 0
                                    

~~~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~~~

Küçüklüğümden beri en büyük korkum yalnızlık olmuştu.

Karanlık, böcek, yüksek değil; yalnızlık..

Bence en zoru da oydu ya da bana öyle geliyordu, bilmiyorum.

Deniz ikizim olduğu için her anımda yanımda olmuştu ama anne ve babamızın yerini dolduramamıştı, ben de onun için dolduramadım. Yapamazdık da zaten..

Yine de Deniz'im bana hep abi olmak için uğraştı. Kendi acısını yaşayamadan benim için çabaladı. Ben hiçbir şeyin bilincinde olmadığım zamanlarda tüm yükü o sırtlanmıştı.

Ama işte ne ben korkumu yenebildim ne de...

Şimdi dönüp bakıyordum da ben hep bir el aramışım. Tuttuğumda kendi karanlığıma çekeceğim değil onunla aydınlığa çıkacağım bir el.

Bu Deniz değildi anlamıştım kısa zaman önce. Çünkü kendisi de benimle aynı karanlıkta çaresizdi. Bense kendimle birlikte onu dibe çekiyordum.

Şimdi ise yanlış mı düşünüyordum bilmiyorum ama Hazar'ın beni düştüğüm çaresizlikten kurtarmaya başladığını hissediyordum.

Ondan hoşlanıyordum onunla zaman geçirmek beni mutlu ediyordu. Kendimi dertsiz, tasasız, huzurlu bir kadın oluveriyordum.

Kahvaltıya gittiğimiz günün üzerinden 2 ay geçmişti.

Bir gün buluşmasak diğer gün beraberdik. Ama hâla ikimiz de mesafeli davranıyorduk. Flört ediyor gibiydik.

Şimdi ise ben bir adım atmak istiyordum. Bunun için tüm gece cesaretimi toplamıştım.

En azından benim için zor bir karardı.

Üzerime vücudumu saran kahverengi ekoseli triko elbisemi geçirip saçlarımın ucunu dalgalandırıp geriye attım.

Eşyalarımı da kol çantama koyduktan sonra hazırdım.

Arabamla ana caddeye çıktığımda gördüğüm pastaneyle durdum.

Orta boy çikolatalı pastayla geri yerleştim koltuğuma.

Yaklaşık bir saatimi Ankara yollarında geçirdikten sonra Hazar'ın görev yaptığı merkeze geldim.

Girişte birkaç polis nöbet tutuyordu. Büyük ihtimal beni içeri almayacaklardı. Bu yüzden arabadayken pastayı açıp birkaç mum yerleştirdim. Yakmadan önce Hazar'ı çağırmalıydım.

Girişteki nöbetçi polise ilerleyince adam dikkatini direkt bana çevirdi.

" Buyrun Hanfendi?"

DİLFİRUZ "gönle ferahlık veren"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin