2-) Yeni Çocuk=Yeni Bela 😳

522 19 1
                                    

Kürşat Gürel-> Bir Gülüşü Var

2. Bölüm: Yeni Çocuk=Yeni Bela

Nisa'nın Anlatımıyla:

Tam o sırada kapı çaldı.

"Buyrun gelin" dedi Selma Hoca.

Kapı açıldı ve içeriye iki tane çocuk girdi.

"Geç kaldığımız için özür dileriz hocam" dedi çocuklardan biri.

"Aayyhh bende sizi soruyordum, iyi insan lafın üzerine gelirmiş demek ki, isimleriniz nedir bakalım?" dedi Selma Hoca.

Az önce konuşan çocuk "Ben Çağan" dedi.
Diğeri ise "Ben de Rüzgâr" dedi. Çok soğuk ve sert duruyorlardı.

Rüveyda'ya dönüp "Bırak zeki olmalarını kız bile değiller" dedim.

"Zaten bizde bu şans varken ohoo" diyerek elini havada salladı kankitom.

"Hadi çocuklar boş bulduğunuz sıraya geçin" dedi hoca. Ve bu iki yeni çocuk Sedat'ın arkasındaki sıraya yani en arka sıraya geçtiler. Herkes sıra arkadaşıyla fısır fısır konuşmaya başlamıştı.

Hele ki Rana çocukları dudağını ısıra ısıra baştan aşağı süzmüştü. Bu kız çok fesat ve psikopattı. Ortalığı hep o karıştırırdı. Sınıfta ve diğer şubelerde ( A, B, C, D, E yani 5 şube var) sevgili olmadığı erkek yoktu resmen. Sadece zekiler buna kanmıyordu.

~•~•~•~•~•~

"Off kurt gibi acıktım" diyen Rüveyda ile kantinde sıra bekliyorduk. Öğle yemeği saati gelmişti. Şu ana kadar kızların bize sataşmamasından dolayı endişeliydim. Onlar pislik yapmadan duramazlardı.

"Bende çok acıktım ya, Abla bizede bakar mısın lütfen!" diye bağırdım.

Bir anda çocuğun birinin bana çarpmasıyla geriye doğru sendeledim, dengemi koruyamıyordum ki birisi beni belimden yakaladı.

Yukarıya doğru baktığımda bunun yeni gelen çocuk Çağan olduğunu gördüm. Oda gözlerini gözlerime çevirdi. Ela gözlüydü. Aslında yakından bakınca yakışıklı olduğunu fark ettim. Boyuda pek uzundu. Cidden bu çocuğun boyu kaçtı acaba? Ve ben ne saçmalıyorum?

Boğazını temizleyip beni doğrulttu, bense şaşkınlıkla ona bakıyordum.

"Te-Teşekkür ederim" ben niye kekeledim ki şimdi. Hay anasını...

Çocuksa gülümsedi. Ama Bir Gülüşü Var keşke sizde görseniz be. Hiçbir şey demeden gidip bir masaya oturdu. Bende Rüveyda'nın yanına doğru gittim.

"Vayy daha ilk günden kankama bak be" diyen Rüveyda'ya pis bir bakış attım.

"Tamam tamam kızma şaka yaptım ayol" diyerek güldü.

"Ama Rana'nın bakışlarını görmeliydin, yeni kurbanı senin beline dolandığı için çok fena bakıyordu aynı senin az önce attığın bakış gibi" diyerek ekledi ve büyük bir kahkaha attı.

"Tamam Rüveyda detay verme, ben düşüyordum çocukta tuttu yani ne var bunda" dedim bende utana sıkıla.

"Ne? Ne var bunda mı? Tüm dizilerde, filmlerde böyle olur: kız düşecekken çocuk onu tutar. Bilmiyorsun sanki" dedi ve ekledi "ship ship aaa bak su damlıyor, duyuyor musun?" dedi ve imayla sırıttı.

Benim şimdi ona trip atmam lazımdı. Ruhsuz gibi suratına baktım ve sırama geri döndüm.

En sonunda sıra bana geldi de bir tost, çilekli süt ve çikolatalı gofret aldım.

Çilekli süte bayılıyordum. Hayatta çilekli süt ve çikolata kadar güzel birşey yoktu bence.

Ben boş bulduğum bir masaya doğru ilerlerken Rüveyda da çikolatalı süt, çikolata ve tost almıştı, oda çikolatalı süte bayılırdı. Yanıma geldi ve oturdu.

"Yaaa Nisoşum yapma böyle, tamam birdaha bu konuyu açmayacağım. Affet beni, trip atma" dedi ve ben o bunları derken gülümsedim.

"Tamam tamam, sana küsülmüyor zaten" deyip ona yaklaştım ve sarıldım.

İnsanın tribini çekebilecek, sırlarını anlatabilecek iyi bir arkadaşı olması gerçekten çok güzeldi.

~•~•~•~•~•~

En sonunda son dersteydik, yani beden eğitimi. Rüveyda, İpek, Zülal ve ben ikili takım olarak iki ders boyunca voleybol oynamıştık.

O kadar terlemiş ve yorulmuştuk ki dinlenmeye karar vermiştik. Zaten dersin bitmesine 5 dakikadan az kalmıştı. Hocanın yanına gidip sınıfa çıkmak için izin istemiştik. Ve şimdi merdiven çıkıyorduk. (Sınıf 4. Katta, beden eğitimi salonu -2. Katta)

"Keşke şu asansör kartından bizde de olsa, çok yoruldum." dedi Zülal. Sınıftaki kızlardan sadece bu üçüyle anlaşabiliyordum. Diğer şubelerde de birkaç arkadaşım vardı ama pek konuşmuyorduk.

Pars ve Yaver geliyordu arkamızdan
"Kızlar gelin asansöre binelim." dedi Yaver.

"Siz o kartı nereden buldunuz." dedi İpek sevinçle.

"Ahaha oda laf mı canım, Pars beden hocası ile konuşurken gizli gizli masasından aldım. Dızladık yani" diyerek kahkaha attı Yaver.

İlk kez bişey çalmasına mutlu olmuştum. Herkes asansöre doğru ilerlerken bende peşlerinden gittim.

Asansör bizim kata geldiğinde herkes Yaver ve Pars'a teşekkür etti.

"Rica ederim ama bu anlattıklarım aramızda kalsın lütfen" dedi Yaver. Pars pek konuşmazdı, çok utangaç bir çocuktu ve kendisi kantinci ablanın oğluydu.

"Tabii merak etme hepsi aramızda" deyip göz kırptı İpek. Bu kıza ne oldu böyle normalde erkeklerle konuşmayı pek sevmezdi. Ama Yaver...

Rüveyda'nın dediği gibi ship ship. Ama cidden yakışıyorlardı. Zaten Yaver'de asansördeyken hep İpek'e bakmıştı. Bunların arasını yapmak lazımdı be.

Kızlarla birlikte sınıfa geldik, sadece biz vardık sınıfta. Zil çalmış ders bitmişti. Zülal ve İpek çantalarını hazırlayıp ve telefonlarını alıp gittiler. Rüveyda ve ben kalmıştık. Bizde çantamızı hazırladık ve telefonları aldık. Merdivenlere doğru ilerlerken beden hocası yanımıza geldi.

"Ya kızlar sınıf defteriniz beden salonunda kalmış, onu alıp sınıfınıza koyar mısınız lütfen?" dedi. Ben tekrar çık in yapmak istemiyordum ama nasıl olduysa 'tamam hocam' demiştim.

Merdivenlerden inerken "Nisa niye tamam dedin kızım ya, onca katı merdivenle çıkıcaz biliyorsun değil mi?" dedi Rüveyda. Haklıydı.

"Biliyorum, ama ne olduysa hayır diyemedim. Demek ki oraya gitmemiz gerekiyormuş" dedim.

"Herşeyde bir hayır vardır" dedi Rüveyda da. Ve onca merdiveni inip beden salonuna geldik.

Öğretmen masasına doğru ilerlerken ayağıma birşey çarptı. Yere baktığımda... kanlar içinde yatan bir çocuk. Ama çocuğun yüzünü karanlıktan seçemiyordum. Kimdi bu? Ne olmuştu ki? Niye kanlar içindeydi?

Tam bağıracakken arkamdan bir el ağzımı kapattı. Ve diğer eliyle belimi tuttu kaçmamam için. Bense onu ittirmeye çalıştım. Ben daha çok çırpınırken o beni tutmakta zorlanıyordu.

Beni az ilerideki duvara yasladı, eli hâlâ ağzımı kapatıyordu. Karanlıktan onunda yüzünü seçemiyordum. Ama ela gözleri karanlıkta parlıyordu.

"Sessiz olacağına söz verirsen elimi çekerim." dedi o çocuk. Acaba Rüveyda ne durumdaydı ona ne olmuştu? Benim bu çocuktan kurtulmam lazımdı, Rüveyda'yı bulmalıydım.

🍓🍼🍓🍼🍓🍼🍓🍼🍓🍼

Umarım beğenmişsinizdir. Lütfen destek olun 🥺

Kendinize iyi bakın bir dahaki bölümde görüşürüz 👋

Çilekli Süt 🍓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin