bölüm5

1.8K 71 24
                                    

Lorenzo'nun ağzından

Onu yatmadan önce tekrar görmek beni mutlu etmişti.Baş selamı verdikten sonra asansöre binip gitsede bu kısa süre bana yetmişti.Bu gün işler yoğun geçmişti benim için.Şirkette toplantılara katılmak zorunda kalmıştım ve bu durum biraz canımı sıkmıştı.

Yorulmuştum ama işim hala bitmemişti.Birde yer altındaki işleri kontrol etmem gerekiyordu.Bu aralar biraz aksatmıştım orayı ve masadakiker yine başınabuyruk hareket etmeye başlamıştı.Aslında onlarıda anlıyordum oğulları yaşındaki birinin onları yönetmesi gurularını incitiyor olmalıydı.

Düşüncelerimden hemen sıyrılıp kendi odama gittim.Kısa bir duş aldıktan sonra siyah gömlek ve pantolon giydim hemen üzerine
ceketimi gecirdim.Adımlarımı bu sefer yatağın yanındaki komidine çevirdim.Komidinin yanına geldiğimde çekmceyi açtım ve içinden silahımı aldım.

İşim bittikten sonra direk odadan çıktım ve çıkışa gittim.Ben otelden çıktığımda zaten arabam hazırdı.Hiç beklemeden arabama bindim.Dikiz aynasına baktığımda benim arabamla toplam 12 araba olduğunu gördüm.Biraz kalabalık gitmek iyi olurdu.Korumalarda arabalara geçtiğinde beklemden gaza bastım.

Bir süre sonra toplantının yapılacağı yatın oraya gelmiştim.Arabayı park ettikten sonra hemen indim.Benim inmemle korumalarda aynı anda inmişti.Direk yatın olduğu körfeze ilerledim.Vakit kaybetmeden yata bindiğimde güvertenin ortasına bir masa gördüm.Biraz daha ilelediğimde herkesin geldiğini gördüm.

Beni görenler direk ayağa kalkarken diğerleride anlamış olacakki ayağa kalktı.

(Aklıma halis ağa geldi djsjsgsjrjf)

Gözlerim masada gezinirken bir noktada takıldı.Carlos.Onu gördüğümde direk sırıttım yüzünde gezindi gözlerim.Gözü bandajlıydı ve bu durum benim hoşuma gitmişti.Carlos'tan bakışlarımı çektim ve yerime oturdum.

(İtalyanca olarak düşünün aşkolar)

Ben masaya bakarken söze giridim"Eee nasılsınız beyler"dememle aralarından yaşlı olan söze girdi"Hiç iyi değiliz Morte Carlos'un halini görüyorsun bunu yapabilmek için önce masaya danışman lazımdı"demesiyle kaşlarım havalandı"Yani sen bana şimdi diyorsunki bize hesap vermek zorundasın"dedim alay eder bir tonda

"Onu kastetmediğimi ikimizde biliyoruz"dedi tedirgin bir şekilde.Bu heriflerin yüzünü ile görmek benim asabımı bozuyordu.Kafamı hafif eyip başımı iki yana salladım "Ahh beyler bu masanın kimin olduğunu bazen unutuyorsunuz..."dedim tehtitvari bir şekilde ve kafamı kaldırarak devam ettim."Ben ne yapacağımı ne sana söylerim yaşlı bunak ya da bir baskasına"dedim.

"Her neyse...Gelelim asıl konumuza."dememle hepsi sandalyelerinde diklendi"Bizde bunu merak ediyorduk bizi buraya çağırmanın önemli bir nedeni olmalı?"dedi Matteo.O tarafa döndüğümde yüz ifadem umursamazdı."Nedeni tamda karşınızda aslında"dedim Carlos'u ima ederek."Bakıyorumda kurallar unutulmaya başlanmış ve-"diye devam edecekken sözüm kesildi.

"Bu kurallar çok saçma Lorenzo!Bir kadın için masadaki hatrı sayılır birini hu hale getirmende ayrı bir saçmalık"demesiyle gözlerim öfke ile kısıldı.Beni görenler hafif yutkunurken ben yavaşça ayağa kaltım.Bunu yapmamla bunu söyleyen kişinin gözlerinde hem pişmanlık hemde korku gördüm ama bu umurumda değildi.

Onun yanına aheste aheste adımlarken söze girdim."Sana kim sözümü kesme ve adımı söyleme yetkisini verdi(!)"dedim sakin bir tonda.Bu sakinliğim onu daha çok korkuturken ben onun yanına çoktan varmıştım.Hemen sandalyenin arkasında dururken ellerimi omuzlarına koydum ve tehtit amaçlı sıktım.

"Sana bir sordum...BANA CEVAP VER!"diye bağırmamla o da dahil bütün masadakiler irkildi."Kusura b-bakma Morte anlık bir şeydi."Demesiyle kaşlarım alayla yukarı kalktı"Anlık bir şey öylemi..."dememle eş zamanlı belimdeki silahı çıkarıp kafasına sıkmam bir oldu.Adam masaya yığılırken ağzımdan şu cümle çıktı" Kusura bakma anlık bir şeydi..."

Gözlerimi adamdan çekip masada gezdirdim hepsi bana korku ve şok olmuş bir ifade ile bakıyordu.Onları umursamadan hafif sesimi yükselterek"Bu arkadaş gibi düşünen varsa şimdiden söylesin beni sonradan uğraştımasın"dediğimde masandan çıt çıkmamıştı."Bende öyle düşünmüştüm"diye mırıldandım.

Kendi yerime geçtim.Ben yerime geçtiğimde bir korumama işaret yaptım masadaki et yığınını alsın diye.İşaretimle iki koruma adamı alıp bir çuvalmış gibi yattan attı."Hadi artık ne konuşacaksınız konuşun zamanımı çalmayın"dedim sert bir ses tonu ile."Aslında bir konu var Morte...Sevkiyat beş gündür İtalya'ya ulaşmadı."

Demesiyle eş zamanlı kaşlarım çatıldı"Bunu şimdimi söylüyorsun aptal herif"dedim ve ardından devam ettim"seninle birlikte sevkiyatla ilgilenen kişi kimdi"dememle gözleri Carlos'a kaydı.
Onunla birlikte benimde gözlerim Carlos'u buldu."Ben halledec-"diye söze girecek oLan Carlos'un sözünü kestim ve"BİR SİKİDE BECERİN LAN" diye bağırdım

Bağırmamla eş zamanlı olarak masadan kalktım.Benim kalkmamla diğerleride kaktı"BU KONU ÇÖZÜLENE KADAR GÖZÜME GÖZÜKENİ SİKERİM"diye hiddetle bağırdım ve yattan çıkmak için adımladım.Yattan inmemle korumalarda dikleşti ben arabanma adımlayıp bindiğimde korumalar da binmişti.

Direk gaza basarak oradan uzaklaştım.Annemin yanına gitsem iyi olacaktı.Bu düşünceyle dikiz aynasına baktım ve arka arabadaki koruma ile göz göze geldim.Benim ona bakmamla ne olduğunu anlayan koruma başını hafif eğerek beni onayladı.Ben direksiyonu sağ tarafa kırarken arkamdaki arabalar dümdüz ilerlemeye devam etti.

(İsterseniz burada Ahmet Kaya-Şafak türküsünü açabilirsiniz)

Yola bakarken bir sigara çıkarttım ve yaktım.Özlemiştim annemi...Uzun süredir gitmiyordum yanına.Ben düşüncelere dalarken gözümün önüne yine ela hereler belirdi.Bu yaşadığım bana hem acı verip hemde mutlu etmeyi nasıl beceriyordu anlamıyorum.Onu düşünmek bile kalbimde bir sıkışmaya yol açıyordu.

Bu sıkışma öyle acı vereninden değildi ama.Başka bir şeydi bambaşka.Bunları düşünürken geldiğimi anladım ve arabadan indim.Gideceğim rotayı on iki yaşımdan beri ezbere biliyordum.Yüzüm ifadesizdi ama içim kan ağlıyordu.Ben bunları düşünürken ayaklarım ezbere bildiği yere adımladı.Biraz ilerledikten sonra adımlarım durdu.Yine aynı şey oluyordu.

Annemin mezarının başına geldiğimde mıh kesildim.Ne bir şey söyleyebiliyor nede hareket edebiliyordum.Gözlerim yavaşça mezarında gezindi ve en son mezar taşında durdu.Mezar taşına bakarken genzimin yandığını hissettim.Yüzüm hala ifadesizdi.Bir anda bir güç geldiğinde mezarın mermerine doğru adımladım ve önünde diz çöktüm.

Ağlamak istiyordum lanet olsun ağlamak istiyordum ama olmuyordu.Sadece genzim yanıyordu ve bu daha çok acı veriyordu.Ellerim titrek bir şekilde mezar taşına gitti ve mazar taşını okşamaya başladı."Ben geldim annem"dedim sesimin güçlü tutmaya çalışarak."Anne n-niye gittinki...biz biz seni ne yaşarsan yaşa çok seviyorduk"dedim bu sefer sesimin biraz titremişti.İçimdeki o küçük Cihan kan ağlıyordu.

Cihan'da annemle birlikte ölmüştü.Oda şuan annemin yanında toprağın altındaydı."Anne sen gittiğinde babamda gitti biliyormusun"dedim ve hemen devam ettim"Sakın sakın ona kızma onun bir suçu yok...Senin yokluğunu kaldıramadı sanırım."
Dediğimde bu kez kendimi sıkmadım ve gözümden bir yaşın düşmesine izin verdim.

Silmeye bile yeltenmedim.Güçsüz bir şekile kafamı mermere yasladım"Sen bakma annem benim böyle güçlü durduğuma.Param parçayım...Senden sonra bir daha eskisi gibi olamadım"dedim"Biliyorum bana kızgınsın babamın yolundan gittiğim için ama başka çarem yoktu anne"

"Sen hep benim çok merhametli olduğumu söylerdin anne ama artık o merhamet içimde kalmadı...Kendinle birlikte onuda öldürdün anne."dedim aklıma gelen şeyle hırsla kaşlarımı çattım"Bulamadım anne o herifi bulamadım.İmtikamını alamadım ama sen beni affet olurmu?"diye sordum küçük bir çocuk gibi.Bu sorudan sonra sustum bir daha konuşmadım.Sadece sessizliği dinledim.

Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu.Aslında böyle bir şeyi yapmak çok riskliydi ama kendimi nedensizce güvende hissediyordum.Gözlermi kapamadan burnuma bir koku geldi.Gözümden yine bir yaş düştü bu annemin kokusuydu.Artık uykuya daldığımda ilk defe bu kadar huzurlu olduğumu hissettim.

Eğer yazım yanlışı varsa kusura bakmayın...

Eveeeeetttt nasılsınız gencolar

Ayy biraz hüzünlendim kıızzz

Bölüm nasıldı

Yorumlarını ve oylarınızı bekliyorum

PinhaniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin