...Ateşini söndürdüm...

35.2K 239 84
                                    

~Ateşin iç sesi~
Çocuklarla birlikte biraz oturdukdan sonra hepimiz yatmaya gitmiştik. Onu odama bilerek koydurmuştum. Çünkü hoşuma gitmişti. Odaya çıktığımda onu uyuyo olarak buldum. Çok tatlıydı. Aslında evet biliyordum onun hiç bir şeyden haberi olmadığını ama yinede kaçırdım. Bunu kimse bilmiyordu. Tabi ben hariç bide bu yazar var işte. Neyse mışıl mışıl uyuyan bebeğimi izlerken kendimi çok fazla kaptırmış olmalıyım ki kokusunu içime çektim. Evet kokusu çok güzeldi. Kokusu bana huzur veriyordu. Uykuya dalmak üzereydim ama nafile uyumaya başlamıştım bile.

{Yazardan}
Sabah olmasına daha bir saat vardı. Mila uyandı ve uykulu gözlerle etrafına bakınırken yanındaki ultrAslan mega yakışıklı olan Ateşi gördü. Çığlık atmasıyla ultra mega yakışıklı olan Ateş uyandı. Yazık ya niye uyandırıyon çocuğu ne güzel mışıl mışıl uyuyordu. Neyse uyanmasıyla Mila'ya baktı.

~Milanın iç sesi~
Uyandığımda yanımda biri vardı. Kim olduğuna bakmadan çığlık atmıştım. Kendime geldiğimde bu kişinin Ateş denilen çocuk olduğunu fark ettim. Attığım çığlıkla havaya zıplamıştı resmen. Bana bakarak konuşmaya başladı.

Ateş: Mila Mila iyimisin? Bir şey mi oldu mila?
Mila: iyiyim sadece seni bi anda yanımda görünce korktum. Alışık değilim de yanımda biriyle uyanmaya.
Ateş: alışsan iyi olacak çünkü hep yanımda olacaksın.
Mila: sen öyle san.
Ateş: Mila şu an yat uyu dinlen yarın konuşuruz.
Mila: benim uykum yok.
Ateş: o zaman ses çıkarma ben uyuycam.
Mila: öküz.
Ateş: anlamadım.
Mila: neyini anlamadın öküzsün işte öküz.
Ateş: Mila yat zıbar yoksa kötü şeyler olucak.
Mila: hiç de bile hiç bir şey yapamazsın bana. Dokunamazsın bana.
Ateş: deniyelim mi?

~Milanın iç sesi~
Resmen Allah'tan arıyordu ama böyle bir şey olmiycaktı. Olamazda zaten. Bana dokunmasını istemiyordum. Belimde bir el hissetmemle beni kendine çekmesi bir oldu. Napıyodu bu rahatsızmıydı. Hemen elini çekmeye çalıştım ama ne hikmetse olmuyordu. Daha çok sıkmıştı belimi. Gözlerine baktım. Çok farklı bakıyordu.

Mila: ateş bırak beni.
Ateş: mila kendine gel burası benim evim ve benim evimde benim kurallarım geçerlidir.
Mila: beni kaçırmadan önce düşünecektin.
Ateş: yanlış zamanda yanlış yerdeydin ne yapalım.
Mila: hayır sen yanlış zamanda yanlış kişiyi vurdun. Benle hiç bir alakası yok.
Ateş: ben vurmadım adamlarımdan biri vurdu ve senin takside olduğunu bilmiyordu.
Mila: o zaman iyi araştırsaydı ne yapalım.

Elini birden ittim. İlk eline sonrada bana baktı. Gözlerini gözlerime dikmişti. Bende ona baktım. Tam kolumdan tutacakken arkamı döndüm. Hâlâ bana doğru dönüktü. Elini belime koydu ve kulağıma yaklaştı. Usulca;

Ateş: mila dikkat ette sinirli halime denk gelme bu sözlerle.

Boynuma bir öpücük kondurdu. Ona doğru bakacakken belimden beni kendine çekti ve yüzünü boynuma gömdü. Kokumu içine çektiğine emindim.

Mila: sen.
Ateş: mila susta uyu bak yorgunum zaten senle uğraşamiycam.
Mila: uğraşamiycaksan kaçırmiycaktın.

Çok sinirlenmiştim hemen yataktan kalkıp kapıya doğru yöneldim.

Ateş: mila nereye gittiğini sanıyorsun.
Mila: senin benle UĞRAŞAMİYCAN  bir yere

Uğraşamiycan lafını bastırarak söylemiştim.

Ateş: mila saçmalama sen bile bilmiyorsun nereye gideceğini.

Olduğum yerde kala kaldım. Haklıydı bilmiyordum. Nereye gidecektim. Hemen harekete geçtim.

Mila: diğerlerinin yanına.
Ateş: saçmalama Mila beni delirtmeden yatağa geçip yatarmısın.
Mila: hayır.

Odadan çıktım. Merdivenlere doğru inerken biri yukarı doğru çıkıyordu.

Mert: ne oluyo?
Ateş: hanımefendi sinirlendi.
Mert: niye?
Mila: ben sinirlenmedim sadece benimle UĞRAŞMA diye seninle aynı odada kalmiycam. O kadar.
Mert: anlaşıldı niye sinirlendiği. Tamam sen bu gece benim odamda uyu ben ateşle kalırım dimi ateş.
Ateş: vallaha on numara fikir. En azından vırvır dinlemem.
Mila: ne?
Mert: tamam hadi. Bak benim odam şurası. Sen oraya geç.
Mila: tamam.

Mertin odasına gitmiştim. Canım sıkıldığı için uykum olmasada yatıp uyuyacaktım. Bi yarım saat falan sonra uyumuştum.

~Ateşten~
Mertle benim odama geçmiştik. Biraz oturduktan sonra milanın uyuyup uyumadığına bakıcaktık ki savaş odasından çıktı.

Savaş: napıyonuz bu saatte burda?
Mert: anlatırdımda şuanlık bir şeye bakmamız gerek bi dakika.

~Ateşten~
Mert odasına girmeden önce odanın kapısını iki kere tıklattı. Bende direk odaya daldım. Mila kapı sesine uyanmıştı.

Ateş: hadi kalk gidiyoruz.
Mila: nereye ya

~Miladan~
Bu sese barışta geldi. Ateşe uykulu gözlerle bakarken;

Barış: lan ne bu gürültü hem nereye gidiyonuz?
Mila: nereye gidiyorsunuz bilmiyorum ama ben gelmiycem (diyip geri yattım)
Ateş: sen öyle san.

~Miladan~
Beni kolumdan tuttuğu gibi dışarı çıkardı. Kolum acıyordu ama şaşkınlıktan sesimi çıkartamıyordum. Bahçeye çıkmıştık tam havuzun yanından geçerken kolumu çektim. Bu arada diğerleride hiç bir şey demeden peşimizden geliyorlardı.

Mila: bırak beni.
Ateş: Mila yürü.
Mila: seninle hiç bir yere gelmiyorum.
Ateş: mila!
Mila: gelmiycem!

~Miladan~
Kolumu tutup biraz daha yürümeye çalıştı ama izin vermedim. Kolumu geri çektim. Gözlerindeki ateşi göre biliyordum.

Ateş: Mila yürü.
Mila: gelmiycem. (Diyip onu havuza ittim)
Ateş: Mila Mila ne yapıyorsun. (Havuza düşmüştü)
Mila: nemi yapıyorum vallaha ateşini söndürdüm. (Sırıttım)
Ateş: mila.
Mila: kusura bakma ama ben istemediğim sürece bana dokunamazsın peşinde sürükleyemezsin.
Mert: ama çok güzel koydu lafı. (Güldü)
Savaş: bencede. (Güldü)
Barış: bari yardım edelim çıksın çocuk. (Havuza doğru giderken güldü)
Ateş: gerek yok ben çıkarım. (Kaslı kollarıyla havuzun kenarını tutarak çıktı ve üstündeki tşörtü çıkarttı. Bütün kasları gözüküyordu. Çok sexsydi. Ters ters bakarak içeri girdi. Arkasından hepsi kahkalarla boğuldu ama ben hala kaslarını düşünerek şaşırıyordum. Bizde odalara çıktık ben ateşin odasına gittim. Ateş üstünü değiştiriyordu. Hala çıplaktı ve gerçekten çok sexsiydi. Ona bakmamaya çalışıyordum. Bana yaklaşarak beni duvarla arasına aldı)

Ateş: bunun bir cezası olmıycak mı sanıyorsun?
Mila: n-ne gibi.
Ateş: beğendin mi manzarayı?
Mila: n-ne saçmalıyorsun ne manzarası?
Ateş:(gözleriyle vücudunu göstererek) burdaki manzarayı.

~Miladan~
Dudağıma yapışarak benim aklımı aldı. Zaten aklım vücudundaydı. Karşılık vermemiştim. Beni belimden kavrayarak daha sert bi şekilde öpmeye devam etti. Dayanamayarak ona karşılık verdim. Kollarımı boynuna dolayarak öpüşmeye devam ettim. Bir anda dudaklarımdan ayrıldı ve boynumu öpmeye başladı. Hem öpüyor hem yalıyordu. Normalde başkası olsa asla izin vermezdim ama ateş bana çok farklı bir şey hissettiriyor. O boynumu sertçe öperken ben izliyorum ve buda onun hoşuna gidiyordu. Belliydi. Bir anda durarak gözlerime baktı.

Ateş: hani bana ateşini söndürdüm dedin ya.
Mila: hıhı
Ateş: daha söndüremedin. Ama şuan söndürebilirsin.
Mila: ateş b-ben.
Ateş: sana kalmış bir şey.
Mila: şey galiba istiyorum. Çünkü ben ilk defa böyle hissediyorum.

~Miladan~
Ateş sırıtmıştı ve boynumu öpmeye devam etti. O kadar sert öpüyordu ki boynumun şimdiden morardığını hissediyordum.

Mila: ateş boynum.
Ateş: benim izlerimi taşıycalsın.

Mafya Ve Küçük KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin