...final...

1.6K 33 31
                                    

Barış Kumsalı kucağına alarak arabaya biner. Hayatının aşkını orada kaybatmememk için ağlıyordu. Barış hayatında hep duygusal olmuştur ama üç kere ağlamıştır. Birincisi annesinin ölümünde ikincisi kumsalın tecavüzünde üçüncüsü ise bugün. Kumsalı kaybatmemek için elinden gelen her şeyi yapardı. Bunu Ateş bildiği için zaten aralarındaki ilişkiye kızmıyordu.

Kızlarda arabaya binerek hastaneye yol alırlar. Savaş arabayı sürüyordu ve hepsi bir ağızdan Kumsala sesleniyordu. Ateş bu durumda bile ağlamıyordu. Sakinliğini koruyordu. Çünkü biliyordu kardeşi onu bırakmaz diye.

Hastaneye yetişmeleriyle birlikte Barış Kumsalı direk sedyeye yatırdı. Doktorlar Kumsalı ameliyathaneye alarak onlara dışarda beklemeleri gerektiğini söyledi. Hepsi bir tarafa dağılarak sus pus oldular. Mila Ateşin göğsünde yerini almıştı. Nehir göz yaşlarıyla Mila ablasına sarılıyordu. Lena Mertle birlikte oturmuş bekliyordu. Lale Savaşa sarılarak ağlıyordu. Barış ise tek başına kenara çekilmişti. Göz yaşlarını akıtıyordu yavaş yavaş.

Hemşire kızların yaralarını gördüğü için pansuman yapmak istemişti ama kızlar kabul etmemişti. Ateş Milaya bakarak "hadi güzelim sardırın yaralarınızı. Benim kardeşim güçlüdür. Sizin yaralarınız dönmeden o uyanır. Ben inanıyorum." Dedi. Mila gülümseyip kabul etmişti. Kızlara pansuman yapan hemşire oradan uzaklaşır.

Nehirin acıkması üzerine Lena ve Mert kafalarını dağıtmak için onunla kantine inerler. Lale ve Mila savaşın sağına ve soluna oturmuşlardı. Savaş Barışın önünde diz çökmüş bir şekilde onunla konuşmaya çalışıyordu. Ateş milanın önünde ayakta durarak Barışa bir şeyler söylüyordu.

Mert ve Lena, Nehirle birlikte gelmişlerdi. Mert'in elinde tepsi vardı. 6 tane bardak vardı tepside. Bardakların içinde de kahve. Herkese teker teker kahvelerini verdikten sonra Mertte Barışın yanında ki Lalenin yanına oturur. Lena da onun yanında kucağında Nehirle birlikte oturuyordu.

"Siz niye kendinize almadınız kahve?" Gergin ortamı dağıtmak için Mila ortaya bir soru atmıştı. "Biz aşağıda Nehir yerken içtik. Sizde getirelim dedim kuzum." Lena kısık sesiyle cevap verince Mila başını sallamakla yetindi.

~2 saat sonra~

Ameliyathanenin kapısı açıldı. Herkes doktora doğru adımladı ve "sevgilime bir şey olduysa bu hastaneyi bir daha göremiycek hale gelirsiniz" diye tehdit eden Barışla doktor bir iç çekti. "Kumsal hanımın durumu gayet iyi. Ama-" yarısında susarak Barışa bakan doktora Mert cevap verdi. "Ama?" Doktor tekrardan iç çekerek devam etti. "Ama Kumsal hanımın nefes alamaması durumunda bebeği bütün uğraşlarımıza rağmen kaybettik."

Hepsi afallamıştı. Savaş şok içinde yan tarafındaki oturağa oturdu. Mila hemen Savaşın yanındaki oturağa oturarak ağlamaya başladı. Lena göz yaşları içinde Merte sarıldı. Mert Lenadan güç alarak onunla birlikte sessizce ağladı. Lale duvara yaslandı ve yavaşca aşağıya doğru oturarak ağladı. Ateş kardeşi nefes alamazken bile ağlamamıştı çünkü biliyordu kardeşi onu bırakmazdı. Ama şuan göz yaşlarına boğuldu. Nehir Mila ablasının yanına giderek oturdu. Barış... Barış dizlerinin üstüne düştü ve sessizca göz yaşlarını akıttı.

~Barıştan~
Sevdiğim kadın kollarının arasında nefessiz kalmıştı. Neredeyse yarım saattir burda onu bekliyordum. Uyanıp aşkım demesini bekliyordum. Mertle Lena kahve uzattıklsrında ilk başta almiycaktım ama Kumsal uyandığında beni bu halde görmesin diye alıp içmeye karar verdim.

Aradan 2 saat geçti. 2 saattir benim sevdiğim kadın nefes alamıyormuydu. Bu benim içimi yerken ameliyathanenin kapısı açıldı. Doktor çıktı. Tehtidlerimi savurduğumda doktor sadece iç çekti. "Kumsal hanımın durumu gayet iyi. Ama-" bana bakarak ama demişti. Ama? Devamı nerde? Soramadığım soruyu Mert sordu. "Ama-" doktor tekrar bir iç çekti. Ne anlama geliyordu bu? "Ama Kumsal hanımın nefes alamaması durumunda bebeği bütün uğraşlarımıza rağmen kaybettik."

Mafya Ve Küçük KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin