{Ateşten}
Mert ve barışın odaya girmesiyle lena arkasını dönmüştü. Mert direk Lenanın yanına gitmişti. Barış ise benim yanıma gelmişti.Ateş: Mert Lenayı dışarı çıkart.
Mert: tamam.
Lena: Hayır siz birbirinizin dediklerini yapabilirsiniz ama ben sizin dediklerinizi yapmiycam. Bu kız burda sizin yüzünüzden ağlıyo.
Barış: ee yeter be seni mı dinliycem çık odadan.
Mert: barış sakin ol karşındaki bir kadın.
Barış: başlarım böyle kadına. Ne kadını canavar resmen dışarı çıkart mert yoksa burası daha da beter olacak.
Lena: sizin arkadaşınız yüzünden burası daha da beter olacak.
Ateş: lan susun mila burda ne halde siz neyin tartışmasını yapıyorsunuz.{Ateşten}
Milanın ağlaması biraz olsun sakinleşmişti. Olanları anlamaya çalışıyordu. Gözlerime baktı. Ellerim hemen yanağındaki yaşı silmişti. Resmen benim bütün her şeyimi yok ediyordu. Etkisiz kalıyordum karşısında. Mila'ya bakarak "iyimisin güzelim". Sadece başını salladı. Benden hala daha korkuyordu. Sevdiğim kadın benden korkuyordu ve ben hiç bir şey diyemiyordum. Çünkü haklıydı kim olsa korkardı. Lena milanın yanına gelirken mert durdurdu.Mert: bence biraz sakin ol.
Lena: ben sakinim.
Mert: eminmisin? Bence bir hava al milada kendine gelsin sonra başbaşa konuşursunuz.
Lena: peki. Kuzum iyi bak kendine bu öküzlerin arasında.
Mila: Lena daha da karıştırma ortalığı bak ne güzel sakin şuan.
Lena: peki tamam tamam ama odadan çıkmam burda bekliycem.
Ateş: Mila.
Mila: Ateş ben istemi-
Ateş: merak etme güzelim. Sana dokunmiycam bile. Sen Sadece ağlama tamam mı? Sen ağlayınca dayanamıyorum.
Lena: sen dayanamıyorsun? Hah güldürme beni.
Mert: güzelim sende bir karıźma konuşsunlar.
Lena: ne?
Barış: burası iyice aşklar diyarına döndü. Ben en iyisi gideyim siz rahat rahat yaşayın aşkınızı.{Ateşten}
Tam barış çıkacakken savaş aşağıdan bağırdı. Hemen milayı kucağıma alarak aşağıya doğru ilerledim. Diğerleri de geldi. Aşağı indiğimizde bir kumsal bekliyordu. Mert gidip kumsala sarıldı.Mert: kumsal?
Kumsal: Kuzi?
Mert: vay anasını sen ne kadarda büyüdün böyle.
Kumsal: abartma mert aramızda 2 yaş var.
Mert: ama boy farkı vardı ki hala var ama uzamışsın.
Kumsal: ha ha ha çok komik gülmekten öldüm şuan sen bu espiriyi bana hatırlat ben yarın müsait bir zamanda kırarım kafanda.
Mert: hahaha tabi canım sen istersinde ben yapmazmıyım.
Kumsal: yapmazsın.
Savaş: hoşgeldin kumsal.
Kumsal: hoş bulduk savaş abi.
Barış: savaş sen nerden tanıyorsun hanımefendiyi ben senin cennete gittiğini sanmıyorum ki mertinde bir melekle nasıl tanıştığına şaşırıyorum. Hemde kuzeni?!
Kumsal: çok naziksin ama saol ben öyle iltifatlar kabul etmiyorum.
Barış: nasıl iltifatlar kabul ediyorsun? Söyle ona göre edelim.
Kumsal: hiç bir iltifat. Malum mert kızıyo.
Barış: senden merte ne?
Mert: hani kuzenim ya hani akrabam oluyor ya.
Lena: ama sadece bir akraba bence iltifatı güzeldi bir sorun yok.
Kumsal: Ateş senin niye kucağında kız var hayırdır indirsene kızı.
Mila: yok ben böyle rahatım mazallah ateş yanlışlıkla sarılır falan Hiç sevmem.
Ateş: sarılırım tabi kız kardeşim gelmiş.
Mila: kız kardeşin mi?
Ateş: evet niye bu kadar şaşırdın.{Yazardan}
Ateş Milayı bırakıp kumsala sarıldı. Kumsalda ateşe sarıldı. Mila sadece onları izliyordu. Kumsal milanın yanına gelerekKumsal: merhaba ben Kumsal.
Mila: merhaba bende mila.
Kumsal: memnun oldum mila. İsmin çok güzelmiş.
Mila: teşekkür ederim. Bende memnun oldum. Senin isminde güzel.
Kumsal: teşekkür ederim. (Lenaya dönerek) merhaba.
Lena: merhaba bende lena. Memnun oldum mu olmadım mı onu zaman göstericek.
Kumsal: peki lena ama ben memnun oldum tanıştığımıza. Ve senin isminde güzelmiş.
Lena: sağol seninkide güzel.
Kumsal: teşekkür ederim.
Barış: ee tanışma faslınız bittiyse ben açım. Ve kumsal bize nefis yemekler yapıcak dimi.
Kumsal: yoo kendi adına konuş barış.
Mert/ateş: abi!
Kumsal: yoo siz abi diyebilirsiniz ama ben demiycem.
Savaş: neyse kumsal harbi yemeklerini özledik iki bir şey hazırla yemin ediyorum dışardan yiye yiye kuruduk.
Kumsal: yemin ediyorum savaş aralarında en kalitelisi sensin. Abimin arkadaşımsın diye demiyorum. Bir kadınla nasıl konuşulur biliyorsun.
Savaş: teşekkür ederim ama kırılıyorum açlıktan.(kırılıyorum derken çok açım anlamında belki bilmeyen vardır.)
Kumsal: peki ben mutfağa geçeyim. Ama inşallah buzdolabı tam takır kuru bakır değildir.
Barış: yok güzelim ne ararsan var.
Ateş: hayırdır güzelim falan.
Mila: sanane ateş.
Ateş: o benim kız kardeşim!
Mila: ee yani. Hayırdır ya sen herkesin hayatını yönetme gücü falan mı aldın bizim haberimiz yok.
Kumsal: yürü be mila.
Ateş: ikinizde sesinizi kesin. Benimle böyle konuşamiycanı en iyi sen biliyorsun mila!
Lena: al yine başladı bizim öküz. Kendini havalı sanalar falan.
Ateş: Lena! Bu sefer kimse alamaz seni elimden!
Lena: Alla alla. Peki tamam sensin.(mutfağa doğru ilerler.)
Kumsal: ay ben sizi çok sevdim sizle beraber bunları gömeriz biz.
Mila: hmm ne gömmek ne gömmek onlar bizi diri diri gömlekler yakında hele ki ATEŞ! canisi.
Ateş: cani.
Kumsal: aaa bende diyorum abime ben nasıl hitap etmeliyim. Cani diyerek.
Ateş: lan siz bir oldunuz benim üstmemi geliyorsunuz.
Mila: evet.(Kumsal ve milada mutfağa gider.)
Ateş: Ya sabır! Ya sabır!