...yeni bölüm...

1.4K 45 31
                                    

Ateşin gözleri dolmuştu. İlk defa böyle hissediyordu. Mila Ateşin dolu olan gözlerine bakıyordu. Ateşin gözleri Nehiri buldu. "Senin yüzünden bana yalan söyledi. Ne dedin onada bana yalan söyledi." Hala daha inanamıyordu sevdiğinin ona yalan söylemesine. Mila hıçkırmıştı. "Ateşim. Yapma bebeğim." Ateş o kadar çaresiz baktı ki Milanın gözlerine "nefret ettiğimi biliyorsun. Yalandan ne kadar nefret ettiğimi biliyorsun. Sen benden kaçmak istediğinde bana yalan söylemiştin ve ben seni cezalandırmıştım. Anlamadın mı? Hiç mi anlamadın?" Mila gözlerinj kaçırmıştı. Nehir küçük yaşında neler olduğunu anlıyordu. Yaptığı şeyden pişmandı. Titreyen sesiyle "özür dilerim. Ama emin olun ben bilmiyordum. Sizin iyi insanlar olduğunuzu." Ateşin ve Milanın gözleri Nehiri buldu. Ateş anlamaz gözlerle bakıyordu. En sonunda Nehir dayanamayarak "ölüceksiniz ve sizi kurtarmaya çalışıyorum. Yani Mila ablayla birlikte ama lütfen önce bir dinleyin." Ateş sinirle "sana tekrar inanıcamı mı sanıyorsun." Diyip Milaya son bir bakış atar. Banyodan çıkarak seslenir "herkes buraya toplansın!" Mila ve Nehir anında korkarak Ateşi durdurmaya çalışır ama olmaz. Nehir hemen gidip ses kayıt cihazlarını çıkartıp kırar. Bilmemesi gerekiyordu çünkü Hamzanın. Hepsi odadan çıkınca Mert "olm gece gece ne oluyor mal mısın?" Der. Nehir son kayıt cihazını yere atıp üstüne basınca herkesin gözü onu bulur. "Ne?!" Diye tepki verip Milanın yanına gider. Elini tutar. Milanın gözleri yaşlı bir şekilde Nehirle karşılarına geçer. "Bu küçük hanım. Nehir." Mila bunu söyleyince Savaş "al işte biliyorduk biz. Çok güvendiğiniz kız." Diyip Milaya bakar. Ateş hariç hepsi garip bir şekilde bir Milaya bir Nehire bir de ellerine bakarlar. Ateş konuya atlayıp "Molada bu işin içinde." Der. Lale "Mila. Bebeğim sen. Sen bunu yapmadın dimi. Yapmazsın sen. Hayır ya sen bunu bize yapmazsın. Sen yalan söyliyemezsin." Lena "hayır hayır. Bu bir şaka dimi. Gecenin bir vakti bu şaka hiç komik değil. Lütfen kesin." Kumsal "yalan söyledin. Kendini açıkla Mila yapmadım de!" Diye söylemişlerdi. Mila yutkunarak "söyledim ama-" Barış bir anda "lan ne aması. Yalan söyledin. Bize. Ailen olacak insanlara yalan söyledin. Ne için? Heh? Ne için söyledin!?" Bağırmasıyla Mila korkuyla geri çekilmişti. Nehir dolu gözlerle onlara bakıyordu. Mert "lan amk bu nasıl iş lan! Biz sana ailem dedik! Bu adam sana aşıktı lan! Sen ne yaptın?!" Ateş sakindi. Hemde hiç olmadığı kadar. Sadece acı içinde Milaya bakıyordu. Ama Milanın gözlerinde başka bir şey vardı. Sevdiği kadının gözlerin de korku vardı. Saf korku. Mila Ateşe bakıp kafasını hayır anlamında salladı. Ateş bu sefer gordü gözlerindeki çaresizliği ama hayır bu onun için büyük bir şeydi. Küçüklüğünden beri neftlret ettiği şey yalan ve ihanet. Hepsi aynı anda Milaya saydırırken hiç biri Milayı ve Nehiri dinlemiyordu. Nehir artık dayanamayıp bağırmaya başladı. "Tecavüze uğradım ben! Ailem benim yüzümden her şeyinden vaz geçti! Evimizde elimizden gidiyor! Başka çarem yoktu! Yapamadîm başka bir şey yapamadım! Kendimden nefret ettim aileme bunu yaşattığım için! Tecavüze uğramak nedir biliyor musunuz siz?!! Ama Mila ablam anladı beni! Hamza beni aldı! Bana yeminler etti! Evet inanmadım yalan söylüyordu ama aileme yaşattıklarımdan sonra yapmak zorundaydım! Ama bilmiyordum! Sizin iyi insanlar olduğunuzu bilmiyordum! Savaş denilen adamın kadınları tecavüz edip öldürdüğünü söyledi! Ateşin kadınları parçaladığını! Barışın kadınları kandırıp Savaşa verdiğini! Mert'in ise kadınları sattığını! Ben en çokta bu yüzden yaptım! Mila ablama anlatım! Daha sabah anlattım! Bana yardım edicekti! Ama Hamza sizi öldürmeyi planlıyor!" Hepsi şok içinde Nehire bakmıştı. Ateş gözlerini Miladan ayırmamıştı. "Mila abla. Ben. Özür dilerim. Sana anlatmamalıydım. Benim yüzümden onlar sana kızdılar. Sen kötü biri değilsin." Diyip koşarak merdivenleri indi. Mila hepsine tek tek bakarak Nehirin peşinden gitti. "Nehir! Nereye?!" Diye bağırdı. Nehir çoktan kapıda çıkıp kaçmıştı bile. Mila onu bulamayıp geri gelir. Ateş tam Milanın yanına adım attığında Mila dolu gözlerle "bir kere ya bir kere olsun beni dinleyin de ne yapmaya çalıştığını anlayın. Sadece bir kere bana güvendiğinizi gösterin. Yemin ederim sizi yarı yolda birakırsam ne olayım." Diyerek odasına girmişti. Herkes sus pus bir şekilde birbirine bakıyordu. En sonunda Kumsal "siz Nehiri bulun biz Milayı sakinleştirelim." Diyip Milanın odasına girer. Kızlarda odaya girdiğinde diğerleri Nehiri aramaya başlar. Küçücük kız nereye gidebilir ki en fazla?

Kızlar Milayı sakinleştirmek için odaya girdiklerinde beri ne Mila suratlarına bakmıştı ne de konuşma zahmetine girmişti. Kumsal bir anda "Ya Mila bebişim tamam özür dileriz ama uyku sersemiydik. Çok haklısın. Biz de hata var. Hemde çok hatalıyız. Seni dinlemek yerine yargılamamız gerekirdi." Ayağa kalkıp Milanın tam yanına oturarak kollarını açtı. "Affedebilecek misin bizi?" Mila etrafa bakarak kıkırdar ve kumsala sarılır...

Her yerde küçük Nehiri arayan çocuklar artık umut etmiyorlardı. Kızlar onları 600 kere falan arayıp sormuşlardı. Milayla aralarını düzeltmişlerdi. Mila ağlamaktan harap olduğu için Ateş daha çok kriz geçirerek Hamzaya sövüyordu. Bir anda durup "lan olm biz iki saattir sayıl sövüyoruz ama bu kız Hamza da olmasın. Hay amk niye bu daha önce aklıma gelmedi." Diyerek arabaya gitti...

Evi dört dönen Mila, Milayı kınayarak bakan Lena, bacağını sallayan Lale, ellerini saçlarının arasına geçirip düşünen Kumsal. Hepsi beklemekten sıkılmış bir şekilde oflayıp pufluyorlardı. Mila "tekrar arıyalım." Der. "Tekrar ararsak bu sefer bize sövecekler." Diye karşılık veren Lena. Mila dayanamayarak koltuğa oturur. "Şükür. Başım dönmeye başlamıştı." Diye sitem eden Laleye Mila göz devirdi. "göz devirme ablaya!" Diye bagıran Laleye Mila ona inat bir daha devirdi gözlerini.

Ateşler arabadan inerek Hamzanın deposuna girerler. Onun kellesini koparmak ve Nehiri sağ salim eve götürmek isteyen çocuklar, acele bir şekilde seslenirler. "Nerdesin lan piç?" Diye bağıran Merte karşı Hamza "ooooo kimler gelmiş. Hoş geldiniz. Olm misafirlerimize iyi bakalım. Dediğinde çocukların gözleri kararır ve devamını göremezler... Aradan geçen 2 saatin ardından uyanan Barış diğerlerine seslenir. Onları da uyandırdığın da elleri ve kolları bağlıydı. Ayrıca ayakları da aynı şekilde. Hamza yanlarına gelerek "günaydın hayatımın en güzel anına şahit olacağınız güne!" Diyerek kahkaha atan adama Ateş sinirle bakıyordu. "Bakma öyle ve Ateşim. Sonuç olarak sevgililerinin evdeyken evin patlamasını istemezsiniz dimi?!" Diyerek arkadan görüntü verdirir. Nehir de koşarak onlara doğru gelirken bir adam onu tuttuğu gibi sandalyeye bağlar. "Lan şerefsiz seni kendi ellerimle gebertirim lan! Küçücük kızdan ne istiyorsun?" Diye tıslayan Savaşa karşı Hamza "ben Nehirden bir şey istemiyorum. Sizden istiyorum. En sevdiğiniz şeyi. Sevgililerinizi..." Ve büyük patlama sesi. Canlı canlı çekilen görüntüdeki evin yıkılıp yanma anı. Hepsinin gözlerinin önündeydi... Kızların olduğu ev patlamıştı. Sevgililerinin olduğu ev yanıyordu. Hepsi bir ağızdan Hamzaya küfürler ederken ikinci bir patlama sesi. Evi tamamen yıkmıştı ve içerdeki kimsenin kurtulma şansı yoktu... Kızlar... "Sevgilim." Diye kısık bir seste konuşan Ateş ve ardından bir patlama sesi daha. Kızların yaşama şansı yoktu... Kızlar... Ölmüştü...



Arkadaşlar kusura bakmayın yine ve yine uzun süren bir zaman dilimiyle bölümü attım. Sizleri seviyorum.❤️ Bir kaç bölüm sonra final vericem. Kendinize iyi bakın. Muuuuuuaaaaah 😘

Mafya Ve Küçük KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin