Bugün Ateşin doğum günüydü ve Mila çok heycanlıydı. Saat tam 00.00 da pastayı yakıp odalarına gidicekti. Saat şuan 22.30 du. Oğlu daha küçük olduğu için bu saatte uyuyordu. Mila ellerini karnına koyarak küçük oğluna gelecek kardeşini seviyordu. Bir saat sonra Mila Ateşi aradı. Ateş telefona bakmayınca Mila endişelenmişti. İlk defa Ateş bu saate kalmış ve üstüne telefonunu açmamıştı. Mila Ateşi bir kaç kere daha aradı ama sonuç yine aynıydı.
Mila bu sefer Lena yı aradı. Lena 3. Çalışta telefonu açtı ve "efendim yavrum." Dedi. "Lena Mert evde mi?" Lena kaşları çatarak cevap verdi. "Evde de ne oldu? Bir şey olmadı dimi?" Mila'nın gözleri doldu ve "Ateşten haberi var mı? Bir sorar mısın?" Hıçkırarak kurduğu cümleye Lena hemen Mert'i dürttü "Mert Ateşten haberin var mı?" Mila tekrar hıçkırınca Lena daha çok kaşlarını çattı. Mert "şirketteydi en son. Niye ki?" Diyince Mila "Ateşe ulaşamadım." Diye ağlamaya başlar. "Tamam kuzum şimdi Mert şirkete gider ve Ateş ordaysa ki bence ordadır onunla döner. Bende senin yanına geliyim tamam mı?" Mila başını tamam anlamında sallayıp "olur" der.
Mert önce Lena yı ve küçük oğlunu Mila'nın yanına bırakır. Daha.sonra şirkete doğru sürer. Şirkete geldiğinde ise Ateş şirkette değildir. Ateşi arayıp beklemeye başlar.
Ateşin telefonu açılır. "Alo" diyen Merte karşılık tanımadığı bir ses. Kadın sesi. "Alo" der. Mert yutkunarak "Ateş nerde?" Diye sorar. Kadın "demek ismi Ateş." Diyince Mert gözlerini açarak "evet Ateş ve telefonu Ateşe verir misiniz?" Ne olursa olsun üslubunu bozmadan konuşuyordu Mert ama fazlasıyla Ateşe sinirliydi. Bunu Milaya yapıcak.olması fikri bile aklında geçtiği için kendine de sinirliydi.
Ateş yapmazdı vardır bir şey bu işte. "Maalesef beyfendi Ateş dediğiniz beyfendi şuan uyuyor. Aldığı darbe yüzünden bilinci hala daha açılmadı." Mert önce kaşlarını çattı daha sonra düzeltti. "Acaba hangi hastane? Ne oldu Ateşe?" Diye sorunca kadın " şöyle söyliyim Ateş bey hastanemize bağış yapmak için gelmişti. Hastanede bir olay çıkınca Ateş bey ayırmak istedi ama maalesef ki kendisi yaralandı. Büyük bir şey yok sadece ufak bir darbe. Bir iki saate uyanır merak etmeyin. K *****k hastanesi." Mert başını sallayarak dinledi ve teşekkür edip kapattı.
Hastaneye giderek Ateşin yanına vardı. Ateş Mert geldiğinde uyanmıştı. Hastaneden çıkarak arabaya bindiler. Arabayı Mert kullanıyordu. "İki saattir aynı soruyu soruyorum biraz daha sorarsam kafanla direksiyon birleşicek! MİLA'NIN HABERİ VAR MI? VE ŞUAN NE DURUMDA?!"
Mert derin bir nefes alarak. "Mila Lenayı aradı benim senden haberim var mı diye sordu. Bende şirketdedir dedim. Neyse Lena Milanın yanına gitti bende senin yanına geldim şirkete yoktun. Bir kadın aradı işte senden bahsetti ben hastaneye yola çıktım. Hastaneye gelirken Lenayı arayıp haber verdim. Mila fazla ağlamış. Ateş bugün senin doğum günün ve Mila kutlamak istedi. Tam 00.00 da bu yüzden bu saate kadar ayakta bekledi. Bunu ağlayarak Lena ya anlatmış. Ama sana ulaşamayınca kafayı yiyordu nerdeyse. Saat şuan 02.47 ve Mila dayanamayıp uyuya kaldı." Ateş gözlerini camdan dışarıya çevirdi. İçinde büyük bir fırtına vardı. "Çabuk ol karımı özledim." Merte dönerek dedi ve tekrar cama döndürdü bakışlarını. Derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı.
Karısı hamileydi. Ve bu yüzden hormonlar onu daha çok ağlatmıştır. Bunu Ateş biliyordu. Zaten her an ağlamak için bekliyordu karısı.
Eve geldiklerinde Lena, Mert ve Mert'in kucağında küçük oğulları eve gitmek üzere ayrılır. Mila koltukta uyuyordu. Ateş onu kucağına alarak yatak odasına götürür. Yatağa onu yavaş bir şekilde bırakır ve saçlarını okşar. Gözleri açık olmasa bile şiştiklerini Ateş anlıyabiliyordu.
{Ateş'in anlatımıyla}
Mert'in dediklerinden sonra içimde uçsuz bucaksız bir boşluk hissettim. Şuan sadece karımı yanımda istiyordum. Karım hem hamileydi hemde çok hassastı. Mertin eve gelmesiyle Lena ve Mert oğullarıyla görüşürüz diyerek ayrıldı. Bende direk karımın yanına ilerledim. Bu sürede oğlumun uyanmaması iyi bir şeydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/344292604-288-k70122.jpg)