Bölüm 2: Başıma aldığım bela

5.1K 184 100
                                    

✈️
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

İstanbul’a varmaya az kalmıştık, ve ben hala yanımda oturan, bu ruhsuzun kim olduğunu bilmiyordum.

Ruhsuz’du çünkü oturduğumuzdan beri hiç bir şekilde konuşmaya tenezzül etmemişti bile. Yanına oturduğumdan beri sorup durmuştum, kim olduğunu ama, hiç bir şey dememesi yetmezmiş gibi, üstüne kulaklığını takıp kitabını eline alınca bende susmak zorunda kalmıştım. 

Oturduğum yere gelince ise biletteki sıra numarasını yanlış anladığım için oraya gitmiştim, aslında olan ise şu an oturduğum’ du.

Kim bu adam? Kim ? Beni nereden tanıyor? Of.

Uçuş bittikten sonra, artık İstanbul’daydım. Uçaktan indim ve bavulumu aldıktan sonra babamın söylediği eve gitmek için taksiye bindim. Bir dakika ya aynı anda mı bindik taksiye ?

"Ya sabır yeter artık, çıkıp durma karşıma!" Dedim öfke ile.

"Önce ben durdurdum taksiyi, istersen ine bilirsin" eğlenerek söyledi.

"Başka taksi bulamadım, sen in işte Of"

"Kızım nereye gidecekseniz söyleyin, yakınsa ikinizi de bırakırım” dedi şoför amca. Aynı anda ikimizde aynı sokağı ve aynı evi söyleyince....

"Nasıl ya ? “dedim şaşkınca

"Demek sevgilisiniz, çok çektiriyor sana değil mi oğlum? “ dedi şoför amca

"Ya evet, ne demezsiniz, bir tip atıyor ki, e bende ne yapayım çok seviyorum işte, katlanıyorum"

"Ah be evlat, gülü seven dikenine katlanır derler" dedi, amca.

Burada ki gül, ben oluyorum herhâlde ?  

O da gülünce, yola çıktık ve eve gidene kadar hiç sesimi çıkarmadım. Biliyordu tabi benim onunla kalacağım kızın olduğumu, ondan tepki vermiyordu değil mi ? 

Eve vardığımızda taksiden indim ve bavulumu aldım. Taksi gittikten sonra eve girdik..

"Ne yaptığını sanıyorsun sen ya? Adam bizi sevgili sandı. İnanamıyorum, sen en başından beni biliyordun değil mi ondan böyle bilmiş-bilmiş tavırlar sergiliyorsun"

"Evet biliyordum seni. Yoksa senin gibi deli ile ne işim olur değil mi ? Daha ilk karşılaşmada seni beladan kurtardım, belayı kendine çekiyorsan, seninle çok işimiz var desene. Ayrıca ne yapsaydım, adam öyle deyince bozmadım bende işte."

"Farkında mısın bilmiyorum ama o adamın bizi bir daha görmesi belki de hiç mümkün değil, bizi tanımıyor o yüzden kardeşim falan diye bilirdin"  Dedim

"Ya sabır, oldu işte bir kere ne yapayım şimdi ? Hem dediğin gibi ne o adam bizi görecek ne biz onu."

"Of yeter ya, hiç çekemem seni, hah al babam arıyor" telefonu açtım.

"Efendim babacığım...Evet babacığım... tanıştık babacığım.. iyi anlaştık zaten kardeşimmiş gibi... hı hı.. merhaba Fırat amca... iyi iyi... tamam... iyi günler..."

konuştuktan sonra

"İyi mi anlaştık, kardeş gibi mi ? Ya sen daha benim ismimi bile bilmiyorsun, ne ara anlaştık kızım."

"Of sussana sen, ne deseydim, hayır daha ismini bile bilmiyorum beyefendinin mi deseydim. Ayrıca "kızım" falan deme bana ne oluyoruz?" Deyip arkamı dönüp, yukarıya çıktım, çıkmasına da benim odam hangisiydi acaba burada dört oda vardı.

"HEY BENİM ODAM HANGİSİ!"diye bağırdım aşağıya.

"Ne bağırıyorsun geldim işte. Şurası benim odam, şu yandaki banyo, bu iki oda boş kal işte birinde, he istersen oradaki odada kal, onun içinde ayrı banyosu var"

“İyi, orası benim o zaman” deyip sağdaki odaya geçtim ve kapıyı kapadım.

Oda çok güzeldi, her şey beyaz ve krem rengi tonlarındaydı, ve özenle seçilmiş gibiydi ya bu odayı, benim için yapmışlardı ya da sevgilisinin falandı ama sevgilisinin odasını bana niye versin ki, o zaman kardeşinindi galiba.  Kardeşi var mıydı acaba ?

Sahiden ismi neydi onun. Adamın gözleri siyah’tı  ilk kez bu kadar siyah gözlü biriyle karşılaşıyordum. İlk günden ilk kavgamızı da etmiştik hadi sonu hayırlı olsun.

Ev arkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin